Son dönemlerde gazete sayfalarını çevirirken köşe yazarlarının gittikleri tatil yörelerini yazdıkları dikkatimi çekti? Madem ki bir yerlere gitmiyorum ? hava da çok sıcak- bari ben de adalarımızın anlatayım dedim. Çok şükür elimdekinin değerini bilenlerdenim ...
Yurt dışından gelen bir turiste sadece yaz aylarını geçirmek için evimizden vapurla bir saat deniz otobüsüyle 35 dakika uzakta bir evimiz olduğunu anlatmak zorunda kaldınız mı hiç? Bir türlü anlam veremez ? ta ki adaya gelene kadar?
Bazen elimizdeki değerlerin gerçekten farkında olamıyoruz ne yazık ki? Vapura bindiğiniz andan itibaren şehirden uzaklaşırsınız. Kargaşa, stres yerini huzura ve dost sohbetlerine bırakır, kamyon- otobüs motor uğultularının sesini, martıların sesini almaya, egzoz yerine, çam kokuları, oksijen solumaya başlarsınız? Hele ki vapur yerine küçük motorları tercih edenlerdenseniz değmeyin keyfinize, kimileri ufaktan demlenmeye başlar çay bardaklarıyla, peynirler çıkar, çilingir sofrası kurulur varsın bir saat olsun yolculuk kime ne? Herkesin bir yeri vardır, evdeki misali. Yeni biri değilse şayet gelen, oturacağı yeri bilir? Göz aşinalığı oluşur, selamlaşmalar başlar? Deniz otobüsünü tercih edenler ise acelesi ve teknolojiyi son zerresine kullanmaktan yana olanlardır genelde?
Hangi yolla giderseniz gidin adaya vardığınızda hep tanıdık simalar karşılar sizi, eşiniz, pusetteki veya bisikletli çocuğunuz, sevgiliniz, dostunuz, ahbabınız- hatta köpeğiniz-? Ev yolunda kayıklarında balıkçıları ve onlardan gelecek yiyecekleri bekleyen kedileri görürsünüz? Köy misalidir Burgazada. Herkes birbirini tanır... Şehirde yıllardır marketin telefonu açan sesin sahibini tanımazken, ada esnafıyla çoktan arkadaş olmuş, günün sohbetine girmişsinizdir bile. Taşınmakta biraz geç kalmışsanız, esnaf bile merak eder tanıdıklara haber salar, sorar neredesiniz diye?
Akşam Allah ne verdiyse yemeğinizi yediniz, kahveye bekler aşağıda dostlar, "nerede kalmıştık?" sohbet devam eder? Veya vizyondaki filmleri çekirdek çıtlatırken izlemenin zevkine hanginiz hayır diyebilirsiniz ki?
Apartmanındaki yan komşusunu dahi tanımazken, denizin ortasında bir sevgi ve güzellik vahasına tanık olunca turist; nasıl hak vermesin cennetteki ikinci bir eve?
Not : Bu hafta adalar yarışıyor. En İyi Yayın Yönetmenim Tilda Levi`de Büyükada`yı anlatmış. Okuyalım bakalım?
Şabat sofranıza İYD desteği
İhtiyarlara Yardım Derneği, bünyesinde barındırdığı yaşlılara destek veren, yaşamlarına renk katmak için dernek içinde ve dışında çeşitli etkinlikler düzenleyen cemaatimizin faal kurumlarındandır.
Tüm kurumlar gibi giderlerini bağışlardan karşılayan İYD, bir süre önce başlattığı kaşerut kurallarına uygun catering mutfak servisini geliştirmeye devam ediyor.
Salatasından, tatlısına beş farklı Şabat mönüsü hazırladı. Artık tüm ailenizi Şabat sofrasında gönül rahatlığıyla ağırlayabilirsiniz?
1. menü: mayonezli kabak salatası, karışık dolma, tarama, pazılı balık ekşi sos ile, mantarlı sebzeli börek, bezelye, tas kebap, pilav ve semola.
2. menü: yaprak dolması, amerikan salatası, patlıcan salatası, zeytinyağlı enginar, çin böreği, çalı fasulye, tavuk fırın, pilav ve meyve salatası.
3. menü: patates kroket, dolma, kuçaraz, bamya, ıspanaklı bulemas, balık buğulama, sebze sote, pilav, sütlü tatlı.
4. menü: dolma, mayonezli kereviz salatası, tarama, kadınbudu köfte, börek, zeytinyağlı enginar, sebze sote, bostan kebabı, pilav ve likörde elma veya incir kayısı.
5. menü: dolma, enginar salatası, mayonezli kabak salatası, mantar salatası, sebzeli börek, patlıcan beğendi, rosto, pilav ve tatlı?
Bu kadar güzel bir ziyafeti büyüklerimiz güzel bir söz ile sonlandırırlardı, ben de aynısını diyorum: "mezaz de allegria."
Afiyet olsun?
· mutluluk sofraları
Haftanın Sözü
Hayat yalnızca geriye doğru anlaşılabilir. Fakat ileriye doğru yaşanmalıdır...
Soren Kierkekaard