Geçenlerde Mario Levi, telefon etti. Bir derleme hazırladığı ve 1985te Şalomda yazdığı makalelere ihtiyacı olduğunu söyledi. Gazeteye gelip çalışması için ne zaman müsait olacağımızı sordu. Arşiv Sorumlumuz Eti Varonla belli bir gün içinde sözleştiler. Mario, gazeteye geldiğinde çay/kahve sohbetinin ardından, çalışmaya başlayabilir miyim? dediğinde, Eti Varon şeffaf bir dosya içinde önceden hazırladığı Marionun tüm istediği bilgileri masaya koydu. Bir an için duraksayan Mario: işte Şalom farkı dedi.
* * *
Şalom farkı elbette hoşumuza giden bir övgüydü. Bugünkü konumumuza 1984te başlayan ekibin sağlam temelleriyle geldik. Diğer yandan gelişen konjonktür ve gazetenin, yazıları yanısıra diğer çalışmalarıyla da farklı boyutlara ulaşması bir tesadüf değil.
* * *
Şalom, cemaatimizde, çok geniş değilse bile, bir arşive sahip olan tek kurum. Belli günlerde, randevu ile hizmet veren arşivimiz yerli ve yabancı araştırmacılara yardımcı olur. Gelenlerin çoğu doktora tezi aşamasında; üniversite öğretim görevlisi; yazarlar; sinema/tiyatro alanında araştırma yapan kişilerdir. Birçoğu artık akademik çevrelerde olan bu insanlarla halen görüşmekteyiz. Kısacası, Şalom arşivi bizlere birçok dost kazandırdı.
* * *
Kitap yayınlarımız ve ardından TÜYAPa katılmamız Şalom adının daha geniş kitlelerce tanınmasına artı bir vesile oldu. Bugün ülkemizin en tanınmış yayınevleriyle doğrudan temasımız var. Yeni çıkan yayınlar kısa sürede elimize ulaşır.
Beş yıl önce Türkiyede ilk kez düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü, günlük gazetelerin köşe yazarları ve görsel basınla ilişkilerimizin canlanmasına neden oldu. Her ne kadar YKAG Hahambaşılığın gerçekleştirdiği bir etkinlik idiyse de bir grup Şalomcu basın olarak gereken çalışmalara katılmıştık. O günden sonra gazetelerle her gerektiğinde karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuruz. Pazar günü gerçekleşecek olan 4. Yahudi Kültürü Avrupa Günü için telefon veya mail ile görüştüğümüz her medya aracı anında haber yapmaya hazırdı. İlişkiler bir günde kurulmuyor, ama çok güzel sürdürülebiliyor.
* * *
Bir ay evvel Cumhuriyet gazetesi yazarı Oral Çalışları aradı. Tilda Hanım, Adalı gazeteciler bir akşam yemeğinde buluşmaya karar verdik. Robert Schildi ve eşlerinizi bekliyoruz. Büyükada Su Sporları Kulübünde son derece keyifli ve samimi bir gece geçirdik. Ve bu yemeği her yıl tekrarlamak üzere söyleştik. Oral Çalışlar, o geceyi, Adalı Dergisinin Ağustos sayısında Adalı Gazeteciler Buluştu... başlığıyla yazdı. Bu vesileyle İpek Çalışlara teşekkür ediyorum.
O gece eve dönerken düşündüm. On sene evvel bir günlük gazetenin yazarı, bir Şalom yazarını böyle bir geceye davet eder miydi, acaba? Dürüst olmak gerekirse, ne biri ederdi, ne öbürü giderdi. İyi ki, karşılıklı doğru yol almışız.
Yahudi Kültürü Avrupa Günü için yıl da Avrupa ülkeleriyle aynı tarihte İstanbulda da etkinlikler düzenlenecek.
Neden AYKG? Yahudilerin dünya üzerinde yaşadıkları topraklarda bu kültür sahip çıkılması gerekiyor. Türkiyede kapalı yaşamanın sonucu, Yahudi kültürü son dönemlere kadar gereğince tanınmamış. Semtler bir yaşamı anlatmanın en doğal aracıdır.
Türk Yahudileri olarak, amaç, bu günde bizi tanımayanlara kendimizi tanıtmaktır.
Günün oluşmasında emeği geçen herkese ve sponsorlara teşekkür etmeyi gelecek haftaya bırakıyorum. Önce yaşayalım, sonra yazalım.