İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Roş Aşana Bayramını huzurlu bir şekilde karşılıyor. Çünkü Likud Merkez Komitesinde rakibi Binyamin Netanyahuya karşı bir zafer kazandı, ayrıca tüm kamuoyu yoklamaları altı ay sonra yapılacak parti liderliği seçiminde, rakibini bir kez daha yeneceğini ortaya koyuyor. Yeniden parti liderliğine seçilmesinden sonra Şaronun, genel seçimleri kazanması ve bir dönem daha başbakan olması sorun olmayacak.
Gelecek sonbahara dek beklenmeyen bir gelişme olmaz ise Şaron bazı engelleri aşmak zorunda kalacak. Öncelikle Knessette sağlam bir koalisyon hükümetine sahip değil, çünkü Likud milletvekillerinin üçte biri sistematik olarak oylarını hükümete karşı kullanıyor ve anlaşılan bu tutumunu devam ettirecek. Bu durumda başbakan en yakın çalışma arkadaşı Ehud Olmerti daimi olarak Maliye Bakanı görevine tayin edemiyor, zira Knessette bunu onaylayacak bir çoğunluğa sahip değil. Olmert, bu görevi geçici olarak yerine getiriyor ve yasalara göre bu dönem sona ermek üzere.
Bütçe oylamaları
İşin daha da kötüsü Knessette bütçeyi onaylatacak bir çoğunluk da bulunamıyor. Oysa yine yasalara göre, bütçe Mart ayı sonuna dek, onaylanmazsa, Knesset feshedilecek ve genel seçime gidilecek. Şaron bu durumu çok iyi biliyor ve önlem olarak yeni bir partinin koalisyona girmesi için çalışıyor. İlk olarak Şas ve diğer iki küçük dinci partinin liderleriyle görüştü. Onlara yaranmak için bazı yollarda Şabat günlerinde devam eden altyapı çalışmalarını durdurdu. Bundan ötürü başbakan eleştirilere hedef oldu.
Şas Partisi yetkilileri, genel seçim yılında muhalefette kalmayı tercih ederken, çok çocuklu dindar ailelere eskisi gibi yardım edilmesi durumunda bütçeyi onaylayabileceği açıklamasında bulundu.
İşçi Partisi ise, ülkedeki yoksulluğa karşı bir önlem alınması koşuluyla koalisyonda kalabileceğini belirtti.
Netanyahunun hazırladığı Bütçe Tasarısında yoksulların lehine önemli değişiklikler yapılacağı anlaşılıyor. Şaron Hükümeti, 2006 Kasım ayında yapılacak genel seçimlere kadar ancak bu şekilde iktidarda kalabilir.
Şaron iktidarını garantileyecek
Gerçekten kalabilecek mi, yoksa İsrailin bir çok hükümeti gibi dört yılı doldurmadan genel seçimlere mi gidilecek?
İsrail Başbakanı Şaron, yeni yıl arifesinde Yediot Aharonot Gazetesine yaptığı bir açıklamada: "Önümüzdeki yıl Yol Haritası Planı doğrultusunda barışa doğru önemli bir adım atılacak. Hükümetimi genişleteme olanağını bulacağımı ve Kasım 2006 seçimlerine dek iktidarda kalacağımızı umuyorum" dedi.
Konuşmasından anlaşıldığı üzere Şaron, Filistinlerle bir barış anlaşmasına imzasını atabileceğine inanmıyor. Bu onur başka bir başkana kalacaksa dahi, barışın ana hatlarını kendisinin çizeceğine emin. Barış, İsraile savunulabilir sınırlar kazandıracak, büyük yerleşim blokları korunabilecek ancak, Filistin halkının yoğun olduğu bölgelerde kurulan küçük yerleşimler tahliye dilecek. Böylece Filistinliler, kesintisiz sınırlara sahip bağımsız bir devlet kurabilecekler.
Başbakan gibi, ABD ve Avrupa ülkeleri de İsrailin 1967 sınırlarına dönmek zorunda olmadığını biliyor. Bu konuda Şaron iyimser bir bakış sergiliyor. Avrupalılar İsrailin 1967 sınırlarına dönmemesi karşılığında Filistinlilere topraktan ödün vermeleri gerektiğini ifade ediyorlar.
Yılın en önemli iki fotoğrafı
Yüksek tirajlı bir İsrail Gazetesi 5675 yılının en önemli iki olayını, iki fotoğrafla özetledi.
Birinde İsrail buldozerleri Guş Katifdeki yerleşim birimlerini yıkıyor, diğeri ise Arafatın cenaze törenini yansıtıyor. Bu iki fotoğrafın ortak yönü İsrail ve Filistinlileri fantezilerden uzaklaştırıp, gerçeğe yaklaştırması.
Gazzeyi boşaltan İsrailliler "Büyük İsrail" rüyasından uyanmış görünüyorlar, onların bu günkü rüyası Filistinlilerden ayrılmak, güvenlik duvarı arkasına çekilmek. Likud Partisinin Merkez Komitesi dahi, Şarona bir çoğunluk vererek, " Büyük İsrail" rüyasından vazgeçmiş oldu. İnşa edilmekte olan Güvenlik Duvarı bir çok kusurlarına rağmen, İsraili gerçeğe yaklaştırıyor. Çünkü bu duvarın dışında kalan onbinlerce Yahudi yerleşimci er geç imza edilecek bir İsrail- Filistin anlaşmasının kendilerini İsrail topraklarından ayıracağını biliyor. Bu yerleşim birimlerinde bulunan konutlar şimdiden değer kaybettiler. Burada oturanların %35i şimdiden taşınmaya hazır olduklarını açıkladılar. Planlı bir şekilde yapılırsa buranın boşaltılması Gazzenin ki gibi zor olamayacak.
Geçen yıl içinde İsrailde oluşan realist bir çoğunluk sayesinde Şaron, Gazzeden Çekilme Planını gerçekleştirecek çoğunluğu buldu. İsrailli bir yorumcuya göre Şaron ile bu çoğunluk arasında yazılı olmayan bir anlaşma yapıldı ve bu anlaşma Ortadoğuda değişimin en önemli etkenlerinden biri oldu.
Filistinliler açısından gelişmeler neydi? Arafatın ölümü ile FÖYde büyük değişiklikler yaşandı ve yerine geçen Abu Mazen de pragmatist bir devlet adamı. Ama Şaron kadar desteğe sahip değil. Hamas ve İslami Cihad İsraildeki aşırı uçlardan çok daha fanatik, çok daha iyi silahlanmış. Bu günlerde bunun kanıtını Gazzede görüyoruz. FÖYde umut verici değişiklikler gözlemleniyorsa da, bunlar geçici olabilir. Bu nedenle Abbasa destek olmak gerekiyor. Yakında gerçekleşecek Şaron- Abbas görüşmesi bu açıdan büyük önem taşıyor. Ortak düşman Hamasa karşı bir strateji bulunmalı ve uygulamaya konulmalı.