5766 bariş yili olur mu?

Viktor KUZU Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Dini takvim yeni yılı kutlama zamanının geldiğini gösterdiğine göre, geride kalan bir yılın İsrail için muhasebesini yapma vakti de gelmiştir. Hiç şüphesiz uzun bir yıl oldu. Din bilgim az olsa da, bayramların geç gelişinden dini takvime göre artık yılı yaşamakta olduğumuzu anlamıştım. İnanıyorum ki geride kalan bir yılın muhasebesi yapıldığında, o son birkaç artık günün İsrail’in son bir yılına kattığı anlamı büyük.
Hiç şüphesiz yıl Şaron’un yılıydı. Ama dediğim gibi Likud merkez komitesi seçimleri bu yılın içinde yapılmış olmasaydı 5765 bu kadar anlamlı olmayacaktı.
Yılın son günlerinde Şaron’un geride bıraktığı parti içi sınavı bu kadar kolay atlatacağını hiç beklemiyordum. Sancılı bir Gazze’den çekilme sürecinin ardından Şaron’un, parti içindeki en sert muhalifini yenmeyi başarması bir anlam ifade ediyor olmalı.
5765 yılında Şaron, Gazze’den tek taraflı çekilme için adım attı, mücadele etti, kararlı tutumunu sürdürdü ve İsrail Gazze’den çıktı. Ama yılın büyük finali, Şaron’un partisinden güvenoyu aldığı merkez komite seçimleri oldu. Şaron eğer geride kalan yılın muhasebesini yapıyorsa, büyük ölçüde bir iç huzura sahiptir. Büyük ihtimalle yeni yıla da bu motivasyonla başlıyordur.
5766 Ortadoğu’ya ne getirecek? Şaron’a yeni yıl arifesinde bu soru sorulduğunda gelecek yıl için önlerinde tek bir plan oluğunu, bunun da Yol Haritası olduğunu vurgulamaktan kaçınmadı. Şaron acaba 5766 yılı içinde Batı Şeria’dan çekileceklerinin sinyallerini mi verdi? Gazze’den ve merkez komite seçimlerinden aldığı  güçle bu yıl içinde bu konuyu da nihayete ulaştıracak mı?
Oysa bizim İsrail’in bu yıl içinde Batı Şeria’dan çekilmeyeceğine inanmamız için bir çok sebebimiz var. Herşeyin başında önümüzdeki bir yıl içinde, çok büyük ihtimalle gelecek Eylül ayında İsrail’de parlamento seçimleri var. Dolayısıyla çarklar çalışacak ve gündemi seçim politikaları belirleyecek. İsrailli gazeteciler Şaron’un koltuğu bırakmak gibi bir düşüncesi olmadığını, yani gelecek seçimlere de başbakanlık hedefiyle girdiğini söylüyor. Gazze’den çekilerek elini güçlendirmiş olsa da seçim psikolojisi altında Batı Şeria’dan çekilmek o kadar kolay olmayacak.
Bunda en büyük etken, Gazze’de durumun henüz kontrol altına alınamamış olması. Sonuçta Filistin yönetimi başta İsrail olmak üzere dünya kamuoyuna karşı bir sınav veriyor ve Batı Şeria’dan çekilme İsrail kulislerinde alenen telafuz edilmezken bile atılacak her yeni adımın önşartının Filistin Yönetimi’nin bu sınavdan alnının akıyla çıkması olduğu çok net bir şekilde vurgulanıyor. Filistin Yönetimi, İsrail’i tatmin edecek ölçüde kontrolü sağlayabilse bile bu zaman alacak ve bu ortam seçime birkaç ay kala oluşursa, değil Şaron, kimse Batı Şeria’dan çekilmeyi göze alamaz.
Durumu umutsuz yapan bir diğer konu da ABD ve Avrupa’nın bölgeye olan ilgisizliği. Kişisel hissiyatım son kasırga felaketlerinin ardından Amerika’nın fazlaca kendi içine kapandığı. Avrupa’nın da çok iyi bildiğimiz nedenlerle kendi politik meseleleriyle fena halde boğuştuğu düşünüldüğünde, Yol Haritası’ndaki muhtemel tıkanıklıkları açacak bir dış güçten bahsetmek zorlaşıyor.
Özetlemek gerekirse Gazze’de güvenlik ve düzen sağlanana kadar Batı Şeria’dan çekilme gündeme gelmeyecek, kontrol sağlandığında İsrail çoktan seçim havasına girmiş olacak ve Batı Şeria gibi hassas bir konuda karar vermekten çok uzak olacak. Daha da kötüsü sürece müdahale edip, sonuca ulaşılmasını hızlandırabilecek ABD ve Avrupa’nın aklı bu dönemde pek Ortadoğu’da olmayacak.
Ama umutsuz olmamak gerekiyor, Ortadoğu’da işler ne zaman içinden çıkılır oldu ki?
Hepinize iyi seneler.