Suriye ile ilgili gelişmeleri siz de Kurtlar Vadisinden mi takip ediyorsunuz? Fena fikir değil. Belli ki bu dizinin okuyan, araştıran, aklı eren güçlü bir ekibi var. Geçen yıl bölgemizi ilgilendiren en az üç-dört siyasi gelişme sıcağı sıcağına, hatta olaylar patlak vermeden bu dizinin senaryosunda kendine yer bulmuştu. Hatta diziyi yazanların istihbaratçı oldukları iddiaları da, o dönemde sıklıkla basına yansımıştı.
Neyse bugüne dönecek olursak dizinin burnundan kıl aldırmayan racon delikanlısı Polat Alemdar, şu sıralar yeni Lübnan Başbakanını öldürme göreviyle Suriyede. Senaryo nereye bağlanır, olay nasıl çözülür bilmiyorum ama mavi, kırmızı, yeşil ışıklı sokak lambalarıyla geceleri bir pavyon tadına bürünen, taş binaların oluşturduğu dar sokaklardan oluşan Suriye görüntüleri ile Türk televizyon izleyicisinin kafasında hafif çatlak, hafif korkunç bir Suriye imajı oluştuğu kesin.
Bir televizyon eleştirmeni titizliğinde, yıllar boyunca hiçbir olay ve güç karşısında bir gram korku duymamış koca Polat Alemdar karakterinin, Suriyede tabiri caizse arkasına bakmadan kaçan, korkak bir profil çizmesi, Türk izleyicisinde "Bu Suriye denen memleket, hakikaten korkunç bir yer demek ki" gibi bir algı yaratacaktır şüphesiz.
Dizinin kurgulanmış dünyasından çıkıp Ortadoğunun aksiyon filmi tadındaki gerçek gündemine dönüp baktığımızda, Türk kamuoyunun kafasında Suriyeyi daha da ürkütücü bir ülke yapacak gelişmeler yaşanıyor son günlerde.
Şubat ayında öldürülen Lübnan Başbakanı Hariri suikastını incelemekle görevli BM araştırmacısı Detlev Mehlis, bölgede gerginliği arttıran bir rapor yayınladı geçtiğimiz günlerde.
Rapor açıkça suikasta Suriye ve Lübnanlı üst düzey devlet adamlarının parmağı olduğuna dikkat çekiyor. Rapor gündeme gelir gelmez de ABD ve Fransa, gerçeklerin araştırılması için BM yetkililerine tam destek vermesi yönünde Suriyeye sert uyarılarda bulunuyor. Burada önemli nokta; ABD ve Avrupanın Suriyeye yönelik sert ses tonundaki benzerlik. Daha doğrusu Rusya ve Çin dışında Suriyenin yanında görünen hiçbir ülke yok gibi.
Tabi Suriyenin bu içerikte bir rapordan sonra, bu ekibin yapacağı daha geniş kapsamlı bir araştırmaya kapılarını açmasını beklemek çok gerçekçi olmayacak. Aslına bakılırsa raporda yer alan iddialar, raporu hazırlatanların da böyle bir umudu olmadığını gösteriyor. Çünkü rapor, Suriye Başkanı Esadın alenen Haririyi istediklerini yapması yönünde tehdit ettiğini yazıyor.
İster istemez gelinen bu noktada bir sonraki adımın, sorunu çözüme kavuşturmaktan çok, işleri daha da karıştıracağını tahmin etmek zor değil. Sonuçta konuya aklı erenler Suriyede yönetim değişimine gidecek bir sürecin başladığını iddia ediyor.
Büyük ihtimalle Suriyenin içe dönük bir muhasebe yapıp, demokrasileşme yolunda adım atması için geç kalınmış olabilir. Dünya dikkatini başka bir yöne çevirmediği taktirde Suriyede bir rejim değişimi kaçınılmaz gibi görülüyor.
Bakalım bu Perşembe akşamı Kurtlar Vadisinde neler olacak?