İsrail, bu hafta hareketli ve heyecanlı günler yaşadı. Bir yandan İşçi Partisi başkan seçimlerinin sürpriz sonuçları bu partinin ve ülkenin tüm siyasal haritasının değişmesini erken seçimlere gidilmesini kaçınılmaz kıldı.
Diğer yandan İsrail, Yitzhak Rabinin öldürülmesinin 10.yıldönümü için yapılan görkemli olduğu kadar duygusal törenlere ve gösterilere tanık oldu. Rabinin eski dostu ABD eski Başkanı Clinton ve eşi Hillarynin bu törenlere katılması ve anlamlı konuşmaları ilginin artmasına neden oldu.
Otuz bir ülkeden gelen yabancı devlet adamlarının bu törenlere katılmasının önemli siyasal neticeleri oldu. Rabinin hatırasına saygı göstermek için gelen Condolezza Rice, çözüm gibi görünen Gazzenin çıkış sınırları için yapılan İsrail- Filistin görüşmelerine katılmak için Güney Kore ziyaretini erteleyerek bir sonuca varılmasına yardımcı oldu. Rabinin ölümünden 10 yıl sonra dahi barışa katkıda bulunduğu söylenebilir.
İşçi Partisinde Tsunami
Bütün tahminler ve kamuoyu yoklamaları Şimon Peresin kazanacağını gösteriyordu. Oysa Amir Peretz, oyların %42sini Peres ise %40 kadarını alabildi. Nasıl oluyor da bu sonuca ulaşıldı? 100 bin parti üyesinin büyük çoğunluğu Peresi destekliyordu, ancak evlerinden oy kullanmaya gelen 63 bin kişi arasında Peretzi destekleyenler çoğunlukta idi.
İşçi Konfederasyonu Başkanı olan Amir Peretzin taraftarları, çok daha iyi organize olarak seçmenleri Peretz lehine oy vermeye ikna ettiler. Ayrıca, Peretz çoğu seçmeni gibi Fas doğumlu, Sefarad, yoksul ve göçmen bir ailedendi. Tel- Avivde değil, Negevin Sderot kasabasında büyüdü ve 30 yaşında başarılı bir belediye başkanı oldu. Rabine yakın bir kişi olan Peretz, İşçi Konfederasyonu başkanı olarak işçi haklarının ateşli bir savunucusuydu.
İşçi Partisi mensupları Şimon Peresin partiye ve ülkesine katkılarını biliyor ve takdir ediyor. Ancak gelecek seçimlerde Likuda karşı mücadele edecek parti başkanının genç olmasını tercih ediyor.
Amir Peretz başkanlığında İşçi Partisinin Likuda karşı zafer kazanma şansı var mı? İyi konuşan, karizmatik ve dinamik bir kişi olan Peretz, Likud için bir tehlike olabilir mi? Şimdi Likud 40, İşçi Partisi 21 milletvekiline sahip. Böyle bir farkı seçimde yok etmek biraz zor olacak. Yapılan kamuoyu araştırmaları İşçi Partisinin 27ᆰ milletvekili çıkarabileceğini ortaya koyuyor. Bu durumda Likud yine en büyük parti konumunu koruyacak.
Peretzin seçilmesinin
Likuda etkisi
Likud, Peretzin Likud seçmenlerinden bir kısmını İşçi Partisine çekebileceğini biliyor. Ayrıca Netanyahunun ekonomik politikası Likudun eleştiriye hedef olmasına neden oldu. Şaronun Gazzeden çekilme kararına karşı çıkan muhalif milletvekilleri bu durumda Şaronun başkanlığı altında birleşmek zorundalar. Netanyahuyu partinin iki numaralı kişisi olması için ikna etmeye çalışanlar da var. Böylece Likud seçimlere bütünlüğünü koruyarak girebilecek.
İşçi Partisi Peretzin başkanlığında bütünlüğünü koruyabilecek mi? Peretz, İşçi Konfederasyonunda adeta bir hükümdar gibi davranmaktaydı. Oysa İşçi Partisinde bu tavrını sürdüremez. Bazıları fazla solda bulduysa da, Peretzin demeçleri genellikle olumlu karşılandı. Bazı milletvekilleri ise Peretzin İşçi Partili bakanların hükümetten hemen çekilmeleri teklifini benimsemediler. Başlanan projelerin bitirilmesi için zaman tanınmasını teklif ettiler. Peretz, İşçi Partili bakanların Şarona istifa mektubu sunmalarını istiyor. Önümüzdeki günlerde Şaron ile görüşecek olan Peretz, genel seçimler için bir tarih belirlenmesine çalışacak.
Peretzin endişesi, Şaronun koalisyona Şinuy Partisini davet etmesi. Bu endişesinde de haklı olabilir, çünkü Şaron, Lapidi görüşmek üzere başbakanlığa çağırdı. Şinuy Partisi Başkanı Lapid; "Biz seçim istiyoruz, hükümete girmemiz teklif edilirse reddederiz" demekte.
Rabin unutulmadı
Öldürülmesinden günümüze on yıl geçmesine rağmen, Rabin unutulmadığı gibi cinayetle ilgili tartışmaların da sonu gelmedi. Halkın % 80i bu cinayeti kınarken, bu tür bir cinayetin yeniden işlenebileceğine inanıyor.
Bu yıl Yitshak Rabini anma etkinlikleri iki nedenden ötürü geniş kapsamda gerçekleşti; birincisi ölümünün 10. yılı olması, diğeri de iki ay önce gerçekleşen Gazzeden çekilmenin Rabinin imzaladığı Oslo Anlaşmasının bir sonucu olarak değerlendirilmesi.
10. anma yıldönümü etkinlikleri halkın büyük katılımı ile gerçekleşti. Rabinin öldürüldüğü meydanda yapılan anma törenine 200 bin kişi katıldı, töreni bir milyon kişi televizyondan izledi. On yıl önce Rabin ile barış şarkısını seslendirenlerin hepsi o törendeydi. On yıl önce ölümünde ağlayanların hepsi oradaydı. Törene katılan Clintonun sözleri oldukça duygusaldı.
İsrailin sorunlarını araştırmak üzere kurulan görkemli Rabin Center binası Rabinin mütevazi kişiliği ile tezat oluşturabilir. Bu binada akademik düzeyde konferanslar gerçekleşecek, Rabinin yaşamına ilişkin bir müze kurulacak, Clinton ve Kral Hüseyinin adlarını taşıyacak bahçeler bulunacak. Bu merkezin maddi kaynakları, İsrail ve dünyadaki varlıklı kişilerden, ABD ve Almanyadan sağlandı.
Yitzhak Rabinin anma törenlerinde hazır bulunmak üzere İsraile giden Senatör Hillary Clinton, Ağlama Duvarına bir kağıt sıkıştırdı: "Acaba Beyaz Saraya başkan olmayı mı diledi?"