İsrailde son birkaç günde şahit olduklarımız sanırım önümüzdeki üç-beş yılın şeklini belirleyecek olaylar.
Bu yazının sadece Peretz ve İşçi Partisindeki yeni dönem olması planlanırken Şaron kelimenin tam anlamıyla rol çaldı ve gündeme damgasını vurdu.
Elbette Peretzin başa geçişi ile Şaronun Likuddan ayrılıp, Ulusal Sorumluluk adında bir parti kurması arasında büyük bağlantılar var. Ama üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken tüm gerçekleri bir kenara bırakırsak, İsrailin en genç politikacılarından Peretzin ülkenin en yaşlı partisinin başına geçmesi ile ülkenin en yaşlı politikacılarından Şaronun yeni bir parti kurmasının bir haftaya sığan macerasını izlemek çok keyifli.
Tüm bu karmaşa içinde yapabileceğim ilk yorum eğer Peretz iki oy farkla Peresden İşçi Partisi liderliğini kapmasaydı, Şaron da yeni bir parti kurmakla uğraşmazdı. Şaronu bu hamleyi yapmaya iten parti içi muhalefetin gücünden çok, Peretzin İşçi Partisine getireceği rüzgar oldu.
Sonuçta Şaron, Peretzin daha ağzının tadıyla zaferini kutlamasına fırsat vermeden dikkatleri üzerine çekti, bakışları İşçi Partisinden, bir kez daha kendi üzerine çevirmeyi başardı.
Tabi ki bu hareketin anlamı sadece İşçi Partisini durdurmak olarak algılanmamalı. Şaron, kendisini takip eden Likud üyelerinin de gücüyle Likudu oldukça marjinal bir noktaya itti. Tabi ki Likud şu an yaşadığı kriz ortamından çıkmanın bir formülünü arayacaktır. Ancak parti liderliği için daha ilk günden yedi farklı adayın belirmesi, bu süreçte Likudun merkez parti algısını koruyarak, erken seçimlerden güç kaybetmeden ayrılmasını zorlaştıracaktır.
En basidinden eğer şu an mücadele eden lider adayları arasında ittifaklar ve köprüler kurulmazsa, bir liderin seçilmesi, altı lider adayının Şarona kayması sonucunu doğuracak. Daha ilk gün Şaron tarafından Ulusal Sorumluluk Partisine geçmesi istenen ve karşılığında Savunma Bakanlığı görevine devam edeceği garantisi verilen Likudun güçlü ismi Mofaz, liderlik yarışında alacağı olası bir yenilginin ardından Şaronun teklifini olumsuz bırakmayacaktır.
Şu anda kaç kişiye ulaştı bilmiyorum ama en son baktığımda 14 Likud milletvekili Şaronun ardından yeni partiye geçmişti. Yani Likud üçte bir oranında güç kaybetti.
Yeni partinin zayıflatacağı tek parti elbette Likud olmayacak. Şu an için hiç de olası görülmemekle birlikte İşçi Partisinin liderliğini kaptıran Peresin de Ulusal Sorumluluk Partisine davet edildiği belirtiliyor. Bu transfer hiçbir zaman gerçekleşmese bile, yeni partinin çizgisinin anlaşılması için bu söylentilerin önemi büyük.
Ulusal Sorumluluk, ülkenin yeni merkez partisi olmaya hazırlanıyor. Bunu yaparken Likudu büyük ölçüde zayıflatıyor. Merkez ve solda yer alan partilerden de oy çalıyor ve İşçi Partisi ile bir uzlaşma zemini yaratarak, bu partinin koalisyonun küçük ortağı rolünün ötesinde bir noktaya gelmesini engelliyor.
Şu anda ülkede yapılan anketler Şaronun bu hamlesinin halktan da destek aldığını ve bugün seçim olsa Şaronun başbakanlık görevini sürdüreceğini gösteriyor. Ancak günün sonunda Şaron hedeflerinin tamamına ulaşamasa bile, 70li yaşlarının sonunda ülke politikasına bu denli yeni açılımlar getiren bu hamlaye cesaret ettiği için kutlanmalı.
Başta da dediğim gibi bu hafta Peretz ve İşçi Partisini konuşacaktık. Kısmetse bir dahaki yazıda.