Bu pazartesi günü Netanyada yapılan bombalı intihar saldırısı, seçim kampanyası sürecindeki ilk saldırı olmasından ötürü önemli tepkilere yol açtı. Bu saldırı özellikle seçim kampanyasının merkezini, eskiden olduğu gibi ekonomik sorunlardan, güvenlik sorunlarına çekebilir. Bu da kuşkusuz, İşçi Partisi Lideri Amir Peretze yaramayacak, Şaron, Mofaz ve Netanyahu lehine olacak. Güvenlik durumunu incelemek için, parti içindeki ihtiyat general ve amiralleriyle bir toplantı yapan Peretzin bu girişimine medya geniş yer verdi.
Bu siyasal gelişmeyi irdelemeden önce, Netanyadaki saldırı üzerinde durmak gerekiyor.
Bu yıl içindeki gerçekleşen diğer saldırılar gibi, bu saldırı da İslami Cihad tarafından gerçekleştirildi. Suriyeye bağlı olan bu küçük ama oldukça etkin örgüt, hiçbir zaman İsrail ile ateşkes (Hudnayı) anlaşmasını kabul etmedi. Çünkü, Filistin seçimlerine katılmadılar.
Bunun bilincinde olan İsrail, son aylarda örgüte karşı büyük çapta önlemler aldı ve örgüte bağlı ya da işbirliği yapan yüzlerce kişiyi tutukladı. Ama görünüyor ki, İslami Cihadın bir bölümü özellikle Tul Karem civarındaki köylerde hala barınıyor ve öç almaya, Suriye ile İranın arzularını yerine getirmeye çalışıyor. Bu kez de bunu başarabildiler.
Uzun yıllardan beri terör saldırılarının hedefi olan Netanyayı korumak için, inşa edilen güvenlik duvarı tamamlanmıştı. Bu kişilerin, ya duvarın tamamlanmış bölümlerden, ya da duvarın trafiğe açık bırakılan bölümünden içeri sızdığı tahmin ediliyor. Araçların tümünün kontrolü imkansız olduğundan, Filistinliler geçişine izin verilen İsrail plakalı araçlarla şehre giriyorlar. İsrail polisi, teröristin hangi yoldan girdiğini henüz tespit edemediğinden, Salı günkü Yediot Ahronot gazetesi " Güvenlik Güçlerimizin başarısızlığı" başlığını attı.
Ancak unutmamak gerekir ki, bu saldırı son yılın üçüncü intihar saldırısı ve geçen yıllara oranla durum çok daha iyi.
Son saldırıların sorumlusu İslami Cihaddır. Bu nedenle İsrail, Güvenlik Güçlerinin Cenin , Nablus ve Tul Karemdeki operasyonlarında Hamasa karşı önlem almamalarını istedi. Filistin seçimlerine katılmak isteyen Hamas, son günlerde terör girişimlerini durdurdu. Her ne kadar İsrail, Hamasın seçimlere katılmasına karşı olsa da, onun "de facto" ateşkesine saygı duyuyor. Böylece Mahmut Abbasdan, İslami Cihada karşı sert tedbirler almasını isteme hakkına sahip oluyor.
İsrail, bir yandan Filistin yönetiminin örgüte karşı önlem almasını isterken, diğer yandan Tul Karem polisine silah verilmesine karşı çıkıyor.
Beş kişinin hayatını kaybetmesine ve onlarca kişinin yaralanmasına neden olan bu saldırı sonucu, İsrailin aldığı sert önlemler, ülke güvenliğini arttırırken, Filistin halkının hayatını zorlaştıracak ve Hamasa oy vermelerine neden olacak. ABD, İsrail hükümetinden Filistin halkına karşı, sert önlemler alamamasını talep ediyor.
İsrail, İslami Cihada karşı önlem almakta özgür, küçük ama etkin örgütün ortadan kaldırması İsrail Güvenlik güçlerine bağlı.
İsrailde yaşlıların rövanşı
82 yaşındaki Şimon Peres, hiçbir parti lideri ya da üyesi olmamasına rağmen, hala İsrail politikasında önemli bir rol oynuyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında, Peresin İşçi Partisinden çekilmesi ve "Şaronu destekliyorum" açıklaması, Şarona en az beş milletvekili kazandırdı ve İşçi Partisinin ilerlemesini durdurdu. Yoklamalar, Peresin açıklamasından sonra Kadimanın milletvekili sayısının yükseldiğini gözler önüne seriyor.
Oysa önceleri Kadima ve İşçi Partisi başa baş gidiyordu.
Perese hala inanan ve ona güvenen bir çok seçmen, Amir Peretzi başbakanlığa layık göremediler. Şaron-Peres ikilisine güveniyorlar ve ikisinin işbirliğinin bir şekilde barış yolunda ilerlemeyi sağlayacağına inanıyorlar.
Şaron, Peres ile birlikte yaptığı basın toplantısında Peresin istediği bakanlığı seçebileceğini ve siyasal süreçte,merkezi bir rolü olacağını açıkladı. Öyle görünüyor ki Şaronun yeni kuracağı hükümette Peres " Barış Bakanı" olarak, Negev ile Galilenin gelişmesinden sorumlu olacak.
Barışın diplomatik, ekonomik, stratejik, coğrafik vb gibi bir çok yönü var. Bunların bazıları diğerlerinden öne çıkarak Şaronun çalışma sahasını oluşturacak. Basın toplantısında, kendisine yöneltilen "Likudda Peresin , sizi sola doğru iteceği söyleniyor. Bu doğru mu" sorusuna Şaron gülümseyerek: " İkimiz de karşınızda oturuyoruz. Peresin gücünü küçümsemek istemiyorum, ama o beni yerimden kıpırdatabilir mi?" şeklinde esprili bir yanıt verdi. Gerçekten Şaron, 120 kilo gelirken, Peres sadece 80 kg. Üstünlüğün kimde olduğu belli
Dikkat edilecek nokta bu iki dostun, 2Dž yıl öncesine kadar siyasal anlamda birbirlerinden çok uzak oldukları ve bu yakınlaşmada en çok yol alanın Peresden ziyade Şaron olduğudur.