ALP ALKAŞ
Bu yazıyı yazarken 2005’ten neler dilemişim diye şöyle bilgisayarımı bir kurcaladım. Çok yüksek yüzdeyle dileklerim gerçek olmuş. Yüzdeyi bozma pahasına bu sene de bir şeyler dileyelim bakalım:
• Türkiye’de alternatif sporlara önem verilsin. En çok olimpiyat madalyası kazandığımı dallar olan halter ve güreş hakkında biraz daha çok konuşabiliyor olalım. (Doping skandalları hariç)
• Doping demişken, spor adaleti konusunda sıfırlanmış olan itibarımız "battı balık yan gider" mantığıyla daha dibe sokulacağına, az biraz dikkat edip artık doping skandallarına biraz uzak duralım.
• Ronaldinho buraya gelsin bir altın ödül de ben vereyim. Ayak bileğine dokunayım da o esneklik ve serbest hareket bir parça bana geçsin. Kendisi de Katalanları her yerde zafere taşısın.
• NBA Studyo programının akışı biraz daha değişken olsun. Ezberlenmiş Türk oyuncular ile ilgili yorumlar yerine haftaya özel durumlar tartışılsın. Kaan Kural ve Murat Murathanoğlu’nun bitmek tükenmek bilmeyen bilgileriyle aydınlanalım. (Henüz okuyamadım ama Kaan Kural’ın " Bu Oyunun Hastasıyım" kitabı başarılı olsun.)
• Lance Armstrong’a çamur atmayı bırakalım. Kendisi gelmiş geçmiş en büyük şampiyonlardan biridir. Doping hikâyeleriyle adı lekelenmesin. Yaşayan bir efsane olmaya devam etsin. Tüm kanser hastalarının umudu olarak kalsın.
• Sporda daha az sakatlık olsun. Biz yetenekleri görmek istiyoruz, yıldızları seyretmek istiyoruz, güzellikleri görmek istiyoruz. NBA’ in yarısı sakatlanacaksa bu işin manası nedir?
• Premier League yeniden düzenli ve düzgün bir yayın akışına dönsün. Hadi o olmadı maçları güzel yorumlayan birileri bulunsun. (Aynı şey Serie A için de geçerli.)
• Mustafa Denizli, Derwall ile çalışırken kaç kere kampı terk etti açıklansın. Bu soru bir daha sorulmasın.
• Bütün atların ayakları düz bassın. Hepsi sakatlıktan uzak dursun. Fastbreak acilen iyileşsin. Karakterli attır, sakatlık onurunu zedeler.
• Hidayet’in istatistiklerinin North Carolina State’ teki Engin Atsur ’un istitastiklerinden çok daha değerli olmadığı anlaşılsın. En azından Engin Atsur’ un varlığından haberdar olunsun. Bu vesileyle akademik yaşamın basketbolcu olmayı engellemeyeceği anlaşılsın. (Kendisi St. Benoit mezunudur.)
• Maccabi Tel-Aviv üçüncü kez üst üste Avrupa Şampiyonu olsun ve tarih yazsın. Bana da bu o salonda görmek nasip olsun.
-Bunu geçen sene de dilemiştim. Hala umutluyum. Basketbol maçlarının yayınlarında her molada reklam girmesin. Mola aralarında yorumcuları veya koçları dinleme şansımız olsun. NBA TV’de de yabancı yorumcuları da dinleme şansımız olsun. (Yiğiter Uluğ’ un çok başarılı bir transfer olduğunu kabul etmeliyim)
-Yeni Kenan Onuk’ lar yetişsin. Kendisi hep hatırlansın ve ardından gelenler en az onun kadar iyi olsun.
-Gerçek spor yaşantılarını konu alan yeni filmler çekilsin. Bkz: Remember the Titans, Rudy.
-Sporu spor için yapalım, seyredelim, tartışalım. Bütün bunların bir oyun olduğunu hiç unutmayalım. Başarılıyı alkışlayalım. Hatalardan ders çıkaralım. Oyunun keyfini çıkaralım
Son olarak da sporla ilgili bir dilek olmasa bile buraya yazılması gereken bir dileğim var. Şu sayfalarda yer almamda çok büyük emeği geçmiş ve bana her zaman destek vermiş olan sevgili Vedat Levent, askerliği en iyi şekilde tamamlasın. Yeni yılda her şey gönlünüzce olsun…