Hamasta birşeylerin değişeceğini artık sağır sultan biliyor. Geçen hafta yeni yazarımız Avi Haligua "Kaybeden tarafın hikayesi" başlıklı ilginç yazısında Hamasın bugün yaşadıklarına benzer bir şekilde El-Fetihin terörist kimlikten siyasi kimliğe geçiş hikayesini anlattı. Yazıda El-Fetihin aslında hiçbir zaman gerçek anlamda siyasi bir yapıya sahip olamadığı görülüyor. Ve El-Fetihin hiçbir zaman yönetimi sivil bir otoriteye bırakamamış olması bugün bölgede yaşanan sorunların önemli bir nedeni olarak karşımıza çıkıyor ki, bu başlı başına bölgenin geleceğine ışık tutacak önemli bir analiz.
Hamas değişecek, buna şüphe yok. Şimdi dikkatle izlenmesi gereken bu değişimin içeriği. Eğer Hamas değişimi terör örgütlüğünden yanar döner bir siyasi kariyere geçiş olarak algılıyorsa ciddi problem var. İlk günlerde tabana verilen sert, kararlı, İsrail ve uzlaşma karşıtı mesajlar her ne kadar anlaşılabilir olsa da, Hamas iktidarının genel beklentinin aksine bölgeye huzur getirmeye ortak olabilmesi için içeriye başka, dışarıya başka mesaj verme alışkanlığına kapılmaması gerekir.
Bu hafta itibari ile Hamas, Gazze bölgesinde, daha önce seçim döneminde El-Fetihe karşı kullanılması için Hamas militanlarına dağıttığı silahları topluyor. Bu şüphesiz olumlu bir hareket. Seçimin ardından ısrarla örgütünün silah bırakmayacağını ilan eden Hamas yöneticilerinin şimdi böyle bir karar almış olması şüphesiz Hamasın "uzlaşmak istiyorum" mesajı olarak algılanmalı. Tabi ki Hamastan şu aşamada İsrail ile uzlaşma konusunda bir adım beklenemez ama geçmişte İsrail bayrağının yanında tereddüt etmeden bayrağını yaktığı batı ülkeleri ile bu aşamada uzlaşmak için adım atması bile önemli bir başlangıç.
Tabi ki asıl sorun Hamasın bir yanda süreci normalleştirmeye katkısı bulunacak bu adımları atarken, dönüp tabanına verdiği mesajlarda geçmişteki ses tonunu sürdürmesi. El-Fetih 30 yılı aşkın bir süreçte hala gerçek bir siyasi oluşum haline gelememişti. Hamasın 30 değil üç yılı bile olmayacak. Bu yüzden Hamasın bu günlerde yapacağı tercihler çok önemli.
Belirginleşen bir konu var ki, gelecek dönemde Filistinin göz önündeki ismi Mahmut Abbas olacak. Mahmut Abbasın yetkileri her geçen gün arttırılıyor. Son olarak alınan karar Abbasa kendisi, hükümet ve meclis arasında yaşanan fikir ayrılıklarında devreye girecek mahkemenin hakimlerini atama yetkisi veriyor. Abbasın atayacağı isimlerin de ya El-Fetih üyesi ya da El-Fetihe yakın hukukçular olması bekleniyor. Bu mahkemenin son sözü söyleyen kurum olacağı düşünüldüğünde Abbasın elinin ne kadar güçlendiği daha net anlaşılacaktır.
Bugünkü şartlarda bu hareketin anlamı ne? Şüphesiz Hamas, üzerinde daha az ulusal ve uluslararası baskı taşıyacağı güvenli bir ortam hazırlıyor kendine. Birçok kilit noktada geri plana çekilip elini taşın altından olabildiğince çekerek muhalif tavrını olabildiğince sürdürmeye çalışacak gibi gözüküyor. Bu tutum, söylediği ile yapmak zorunda olduğunun birbirinden farklı olması ikileminin yıpratıcılığını önemli ölçüde azaltıp, düğmeye bastığında gözünü kırpmadan kendini öldürmeye hazır militan ordusunu kanatları altında tutmayı sürdürmesine olacak sağlayacaktır.
Dolayısıyla göstermelik bir değişimi hayata geçirerek gerçekte net bir siyasi pozisyon almaktan kaçınmak Hamas için kolay yol. Dünya kamuoyu ise demokratik ve olaysız bir seçimle Filistin halkı tarafından kendilerini temsil etmesi için seçilmiş Hamasın mümkün olduğunca oyunun içine çekilmesini sağlamak zorunda. Hamas oyunun içine girmeli, girdikçe kartlarını açmalı ve oyunda kalmaya devam etmek için yapması gereken gerçek değişimlere imza atmalıdır.