İsrailin seçim kampanyası bu hafta başladı. Şimdiye değin sakin geçen seçim propagandalarının aniden canlanmasının nedeni; sadece seçim tarihinin yakınlaşması ve medyada seçim kampanyalarının başlamasından kaynaklanmıyor. Bunun nedeni de, İsrail vatandaşlarının, bu seçimlerin ülke tarihinde gerçekleşen en önemli seçim olduğunun bilincine varmaları. Çünkü, gelecek Knesset, İsrailin kalıcı sınırlarının tespitinde önemli bir rol oynayacak. Böyle olacağı da bu günlerde kesinlikle belli oldu.
Ehud Olmert, Ariel Şaron ile birlikte hazırladıkları planı şimdi açıkladı. Olmertin onaylamasıyla basına açıklamalarda bulunan Kadima Partisinin ileri gelenlerinden eski Güvenlik Şefi ve Anti Terör uzmanı Avi Dihter, planın başlıca noktalarını gün ışığına çıkarttı.
Olmertin yeni planı
Gelecek dört yıl içinde, İsrail yedi yerleşim birimini ilhak ederek Batı Şeriayı boşaltacak. Büyük yerleşim birimlerine bağlı olmayan Elon More gibi diğer küçük yerleşim birimleri de boşaltılacak. Buralarda yaşayan 60ᇚ bin kişinin, yakınlarındaki büyük yerleşimlere taşınmaları sağlanacak.
İsrail söz konusu planın uygulanması için ABD, AB ve BMnin desteğini istese de, bunu Gazzede olduğu gibi tek yönlü olarak yapacak. Plana göre Ürdün Ovası İsraile ilhak edilecek. Ama bu konuda İsrail esnek davranıyor, çünkü onu ilgilendiren toprak değil sadece güvenlik.
Diğer önemli bir nokta ise: boşlatılacak olan yerleşim birimlerinin bu günkü şartlar devam ettiği sürece, Filistinlilere verilmeyip, güvenlik güçleri tarafından kontrol edilecek olması.
Böylece, İsrailin güvenliğine ilişkin planlarında bazı değişiklikler gündeme geldi. Geçmişte, yerleşim birimleri güvenliğin ana unsuru sayılırken, şimdi güvenlik güçleri için bir yük olacak.
Plan eleştiriliyor
Plan bir çok kişi tarafından eleştiriliyor. Örneğin Kadima Partisinden Şimon Peres, planda söz edilen tek yönlü çekilme hakkında : " Bu plan bizi barışa yaklaştırmayacak. Hamas ile konuşmak mümkün değil, ancak Mahmut Abbas ile görüşebiliriz" diyor.
Diğerleri ise, plandaki tezada dikkat çekiyorlar: bir yandan demokratik ve Yahudi çoğunluğa sahip bir İsrail Devletinden söz edilirken, diğer yandan 220 bin Filistinlinin yaşadığı Doğu Kudüsün ilhak edilmesi gündeme geliyor. Kısacası "bu plan doğru yolda, ancak yeterince cesur değil" deniliyor.
Sağ kesimin eleştirileri daha da sert: " Plan, Gush Katifteki yerleşimciler gibi binlerce kişiyi evsiz ve işsiz bırakacak. Ayrıca Hamas, İsrailin büyük merkezlerine daha da yakınlaşarak, terör girişimlerini arttırabilecek. Bu plana engel olmak için, sağ partilere oy vermek gerekiyor" deniyor.
Salı sabahı başlayan partilerin medyadaki seçim kampanyalarına ilişkin filmler, Olmertin bu planının açıklanmasından önce hazırlanmıştı. Bu plan önümüzdeki üç hafta içinde daha çok tartışılacak.
Tartışmaların odak noktasında Olmertin planının İsraili, bir çok ülke ve BM tarafından kabul edilen Yol Haritası Planından uzaklaştırması yer alacak. Oysa İsrail, Yol Haritası Planını kabul etmekle, diplomatik açıdan puan kazanmıştı. İsrailliler, Hamasın karşı olduğu Yol Haritası Planına, özellikle sadık kalınması gerektiğini ileri sürerek, Olmertin geri çekilme planını bir şekilde, Yol Haritası Planına uyarlanmasını istiyorlar.
Partilerin seçim konuşmaları
Salı günü başlayan partilerin seçim kampanyası konuşmalarına bir göz atalım:
İlk konuşmayı İşçi Partisi Lideri Amir Peretz yaptı. Peretz, asgari ücret alanların yoksulluktan kurtulamayacağını, bazı enstitülerin araştırma sonuçlarıyla kanıtladı. Asgari ücretin yükseltilmesiyle 150 bin kişinin yoksulluktan kurtulabileceğini ileri süren İşçi Partisi lideri, bu yöntemle ekonominin zarar görmeyeceğini, tam tersine ekonomiye bir ivme kazandıracağını iddia etti.
İkna edici bir sunum yapan Peretz, üç dakikalık konuşmasında Hamas tehlikesine değinmedi. Oysa, kamuoyunu en çok ilgilendiren güvenlik sorununa da yer vermeliydi.
Kadima Partisini temsilen bir konuşma yapan Ehud Olmert, Yahudi çoğunluğa sahip demokratik bir ülke statüsünü korumak isteyen İsrailin, bazı yerleşim birimlerini, boşaltmasının şart olduğunu söyledi. Partisinin, kurucusu olan Şaronun ideolojisine sadık kaldığını, hatta Ben Gurionun yolunu izlediğinin altını çizdi. Kadimanın İsraile iyi bir gelecek vaat ettiğine değindi ve Amir Peretzi eleştirdi.
Ariel Şaronun oğlu Omri Şaronun, Likud Partisinin Merkez Komitesinde durumunu düzeltme yönündeki girişimleri, Kadima Partisini olumsuz etkiledi. Ocak ayında 44 milletvekili çıkartabilecek gibi görünen Kadima Partisi, şimdi tahminlere göre 37 milletvekili çıkarabilir.
Likud Partisi Lideri Binyamin Netanyahu, Hamasa karşı uygulanacak politikada Olmertin zaafını ve acemiliğini şiddetle eleştirdi. Parti sözcüsü de konuşmasında, Olmert ile Netahyahunun askerlikteki görevlerini karşılaştırdı. Netanyahu en seçkin askeri birlikte subay iken, Olmertin orduya bağlı bir dergide çalıştığına dikkat çekti.
Likudun seçim kampanyasını özellikle Olmerti karalamaya yönelik sürdüreceği belli oldu. Öyle görünüyor ki; Olmert ile Netanyahu arasında siyasi bir rekabetten çok, kişisel bir çekişme var.
Gün geçtikçe parti seçim konuşmaları, Olmert- Netanyahu çatışmasına dönüşecek. En az 20 milletvekili çıkartmayı hedefleyen Likud, en iyi çareyi Olmert ve Kadimaya karşı saldırılarını şiddetlendirmekte buluyor.
Diğer partilerin konuşmaları ilginç olmakla birlikte, bir yenilik getirmiyor. Örneğin Şas, Şabatın önemini vurgularken, Şinuy ve Meretz Partileri, İsrailin laik devlet yapısını koruması gerektiğini ileri sürüyorlar.