İsrail tarihinin en düşük katılımlı seçimi yaşandı. Kadima lideri Olmertin seçim günü en büyük korkusu katılımın düşük olmasıydı. Zaten son iki gün boyunca kararsız seçmeni sandık başına çekmek için büyük mücadele verildi. Ama sonuçta İsrailliler geçtiğimiz Salı günü evlerinde oturmayı tercih ettiler ve Olmertin korktuğu oldu. Şaronun rahatsızlığının hemen ardından anketlere göre seçimden 42ᆿ milletvekili çıkarması beklenen Kadima, şeçime aylar kala yapılan anketlerde 35ᆸ milletvekiline kadar düştü. Sandıklar açıldığında İsrailin yeni yönetici gücünün mecliste sadece 29 milletvekili ile temsil edileceği belli oldu. Meclisin sadece dörtte biri.
Kadima haklı olarak kendini bu seçimlerin tek galibi olarak ilan ediyor ancak ortada o kadar bölünmüş bir tablo var ki. İşçi Partisi 19, Likud ve Şas 12 milletvekili ve İsrail Evimiz 11 milletvekili ile mecliste on kişiden büyük grup kurabilen diğer dört parti.
Bir haftadır sıkça yazıldı, mutlaka okumuşsunuzdur, seçimin en dikkat çekici sonuçlarından biri Emekliler partisi olarak bilinen Gil partisinin kazandığı 7 sandalye. Yeni meclisin yaşlı kurtları şüphesiz önümüzdeki günlerde de gündemimizde olacak. Büyük ihtimalle kurulacak koalisyonun içinde yer alacaklar. İsraildeki dostlarımız yaşlıların kazandığı zaferde Tel-Avivli genç seçmenlerin verdiği oyların büyük etkisi olduğunu söylüyor. Tel-Avivli gençlerin bu davranışının ardından sisteme bir mesaj filan aramamak gerekiyor. Emekliler partisine oy vermek o günlerde hoşlarına giden bir fikir olmuştur, herhangi bir rasyonel nedenleri olmadan bu partiyi desteklemişlerdir.
Ama bu fikir bir yıl sonra da gençler bu kadar cazip gelecek mi emin değilim. Meclisin yeni emeklileri bugün elde ettikleri yedi sandalye ile yer alacakları koalisyona parti programını uygulatma gücüne sahip olacak. Dolayısıyla emeklilere uygulanan sosyal haklar ve ödemeler konusunda İsrail çok daha bonkör bir ülke olacak. Böylece Netanyahunun ekonomi bakanı olarak imza attığı, emeklilerin haklarını kısıtlayan son icraatı da tarihe karışacak. Bu değişimin İsraile getireceği ekonomik tabloyu ekonomi sayfası yazarlarımız daha doğru yansıtacaklardır. Ancak emeklilere tanınan hakların arttırılması, gelişmekte olan ülkelere karşı yaşlanan bir nüfus olarak İsrailin rekabetçi gücünü oldukça zorlayacak.
Geleceğin falına bakmayı bırakıp bugüne dönersek, Emekliler Partisi Kadimanın doğal bir uzantısı olarak görülüyor. Dolayısıyla Olmertin bugünlerde sürdürdüğü koalisyon pazarlıklarında 29 değil, 36 sandalyesi var. Seçimin hemen ardından Kadimaya yakın olduğu mesajı veren Meretzin 5 milletvekili de eklendiğinde 41 ediyor. Şas ve Birleşik Tora Partisinin de Olmerte çok yakın olduğu düşünüldüğünde 59 milletvekiline ulaşılıyor. Hükümet kurmak için yeterli değil ama yakın.
Bu hesaba seçimlerden ikinci büyük olarak çıkan İşçi Partisi de eklendiğinde 78 milletvekili ile güçlü bir koalisyon çıkıyor. Aynı zamanda koalisyon içinde yer alan hiçbir parti Olmertin Batı Şeriadan tek taraflı çekilme planına karşı değil. En azından programı belli bir hükümet kurma şansı var.
Öte yandan İşçi Partisi boş durmuyor. Kadima ile koalisyon pazarlıkları sürerken, bir yandan da kendi liderleri Amir Peretz başbakanlığında bir hükümet kurulabilir mi, bunun aritmetiğini yapıyorlar. Büyük ihtimalle Peretzin çabaları, bir koalisyon kurmaktan çok, farklı koalisyon ihtimalleri olduğunu Olmerte göstermek ve Kadima ile yapılacak koalisyonda elini güçlendirmek. Ancak ilk günlerde böyle bir alternatif mümkün gibi gözükse de, İsrail Devlet Başkanı Moşe Katsavın yaptığı görüşmelerde mecliste temsil edilen hiçbir partinin başkanı, başbakan adayları olarak Peretzin adını zikretmedi. Dolayısıyla Peretzin bu girişimi sonuçsuz kalmış gibi görünüyor. Koalisyon pazarlıklarında partisine bir avantaj sağlar mı, bunu ancak önümüzdeki günlerde anlayabileceğiz.
Son olarak bir paragraf da Likuda. Kadima kurulduğunda, yapılan eleştiri bu oluşumun bir tek adam partisi olduğu yönündeydi. Ancak seçimler gösterdi ki asıl tek adam partisi Likudmuş ve tek adamları da partiyi bırakan Şaronmuş.