Geçtiğimiz haftanın en flaş haberlerinden biri, dört yıldır Turkcell CEOsu olan Muzaffer Akpınarın gündeme gelen istifasıydı. Henüz bu konuda teyit edilen bir işleme alma olmadı ancak Çukurova Grubu üst yönetiminin isteğiyle olduğu iddia edilen son dönemdeki üç genel müdür yardımcılığı pozisyonundaki değişim Akpınarın ekibinin dağıtıldığı ve istifaya zorlandığı yapılan yorumlar arasında. Turkcellin abone sayısını 28 milyona taşıyan ve İsveçli TeliaSonera, Çukurova, Rus Alfa Telecom ve TMSFden oluşan ortaklık yapısını başarıyla yöneten Akpınardan sonra Turkcellde ne gibi değişiklikler olabileceği merak konusu. Turkcelldeki bu değişim sertleşecek rekabet koşullarına karşı bir tazelenme ve açık ara liderliğin rehavetini üzerinden atma girişimi de olabilir.
Yine bu hafta basına yansıyan bir diğer gelişme Telecom İtalianın Aveadaki %40 hissesini Oger Telecome devrederek Türkiyeden çekilme sinyali vermesi oldu. Oger, Turk Telekomun %55lik blok satışından dolayı Aveanın %22lik hissesini bulunduruyordu, eğer Telecom İtalianın %40lık payını devretmesi söz konusu olursa %62lik çoğunluk hisse ile kontrol sahibi olacak.
Telsimi satın alan Vodafone cephesinde de şirketin küresel çapta hızlı büyemesinin olumsuz finansal tablolar yaratmaya gebe olduğu konuşuluyor. Financial Timesin haberine göre Vodafoneun satın aldığı Alman GSM şebekesi Mannesmannın değerinin düşüşü aynı etkiyi Vodafoneda da tetikledi ve hisselerinde düşüşe sebep oldu. Türkiyeye yaptığı büyük yatırımın da ardından artık Vodafoneda küresel inorganik büyüme stratejisinin gözden geçirileceği çok açık.
Türkiyeye geri dönüp sektördeki mevcut rekabet durumuna baktığımızda toplam 41,9 milyonluk GSM abone pazarında Turkcell 28 milyonluk abone sayısı ile %63lük paya sahip, Telsimin %22 Aveanın ise %15lik pazar payı bulunuyor. Bir yada iki yıl içinde abone penetrasyonun %70 gibi bir orana ulaşacağı tahmin ediliyor. İlk kez abone olanların ivmesi düştükçe, yeni müşteri kazanımı daha maliyetli bir hale gelecek ve eldeki müşteriyi koruyabilmek daha önemli olacak. Bu da elbette akıllı fiyatlandırma kadar verilen servislerin kalitesi ve çeşitliliği ile de doğrudan ilintili. Vodafone, Türkiye operasyonlarına aktif olarak başladığında abonelerine ücretsiz cihaz sağlaması da söz konusu. Yurt dışında yaygın olarak kullanılan bu metodla belirli bir süre abonelik taahütü yapan ve yine belirlenen bir minimum kullanım tarifesine bağlı kalan müşteriye telefon veriliyor, cihaz ücreti hat kullanımının içine yedirilmiş oluyor.
Rekabeti arttırmaya vesile olacak bir başka konu ise Telekomünikasyon Kurumunun da üzerinde çalıştığı Numara Taşınabilirliği. Uzun zamandır aynı cep numarasını kullanan müşteriler avantajlı kampanyalar da olsa numaralarının değişmesini istemediği için geçiş konusunda daha muhafazakar davranabiliyor. Numaraların merkezi bir veritabanında yönetilmesi gereğini ve bazı ek maliyetleri gerektiren bu sistemle operatöre değiştiren müşterinin sadece 532뇳뇦 gibi ön kodu değişiyor. Bu olanağın yaratılmasına göreceli olarak daha az abone sahibi olan Telsim ve Avea elbette daha sıcak bakıyor.
Yıl sonuna doğru Türkiyede üçüncü nesil cep telefonları (3G) ile ilgili lisanslama tamamlanması ile görüntülü konuşma, çok hızlı veri iletişimi gibi cep telefonu kullanma şeklini ve ihtiyacını yeniden biçimleyecek bir döneme girildiğinde de elbette sesli iletişim ve kısa mesaj servisi içine sıkışmış rekabetin daha geniş alanlara yayılması ve yeni katma değer servislerin ortaya çıkması mümkün olacak. Hem GSM şirketlerinin kendi içindeki gelişmeler açısından hem de sektör ve hizmetlerdeki dinamizm açısından telokomünikasyon pazarında önümüzdeki günler heyecanlı geçeceğe benziyor.
ekonomi-is@salom.com.tr