"58 yıllık İsrail tarihinde beş savaş, dört intifada yaşamasına rağmen, demokratik düzen her zaman korundu. Şimdi de böyle olacak. Tel-Avivdeki intihar saldırısı, 17. Knessetin açılış törenini engelleyemedi" Knessetin en yaşlı üyesi olması nedeniyle törene başkanlık yapan Şimon Peresin, açılış konuşmasındaki ilk sözleri bunlar oldu. Devlet Başkanı Moşe Katsav, yaptığı açılış konuşmasında terör saldırısında yakınlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.
Uzun dinginlik döneminden sonra dokuz kişinin ölümü, yetmiş kadar kişinin yaralamasına sebep olan saldırı, demokratik ortama gölge düşürdü. Böylece yeni milletvekilleri ile kamuoyu, teröre karşı İsrail Güvenlik Güçlerinin açtığı savaşın henüz kazanılmadığını anladılar.
İsrail Güvenlik Güçleri, 2005 yılının başından beri, terör örgütlerini çökertme girişimlerinde, aralarında bazı örgüt ileri gelenleri olan bir çok kişiyi tutukladı ve etkisiz hale getirdi. Ancak bu örgütler terör girişimlerini sürdürerek, bu süre içinde 8 saldırıda 33 İsraillinin ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmasına neden oldular.
İrandan teröre maddi destek
İsraile karşı saldırılarını sürdürmek için İrandan 10 milyon Dolar destek alan İslami Cihad, yeni gönüllüler kazanmakta güçlük çekmiyor. Bir haber kanalında belirtildiğine göre, son saldırıyı gerçekleştiren 21 yaşındaki terörist gibi canlı bomba olmaya hazır 70 genç daha var.
İran-Irak Savaşı sırasında, İran bir çok genci canlı bomba olmak üzere yetiştirdi. İrana bağlı İslami Cihad da, aynı yöntemi uyguluyor. İsrailli bir kadın araştırmacı, ülkesinde tutuklu bulunan ve çeşitli nedenlerden ötürü son dakikada canlı bomba olmaktan vazgeçen Arap gençlerle konuştu. Ona göre bu gençlerin, öteki dünyada kendilerini çok güzel bir hayatın beklediği şeklinde beyinleri yıkanıyor. Bu nedenle ölümden korkmuyorlar
İran bir yandan nükleer başlıklı silahlara sahip olmak için çabalarını hızlandırıyor ve İsraile karşı gün geçtikçe daha cüretkar söylemlerde bulunuyor; diğer yandan İsraile karşı yapılan her saldırı için İslami Cihada para ödüyor ve terör saldırılarında çocuk yaşta gençlerin kullanılmasını teşvik ediyor. İranın bu günkü Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, İsraili tehdit etmekten geri kalmıyor. İsrailli yorumculara göre; İranın geliştirdiği silahlar şimdilik bir tehdit oluşturmasa dahi, olası bir tehlikeye karşı İsrail kullandığı yöntemleri geliştirme çalışmaları yapmalı.
Knessetin başında şimdi Şaron gibi deneyimli bir asker değil, deneyimsiz bir sivil bulunuyor. Bu durum ile Olmert adeta bir teste tabi tutulacak. Belli ki 2005 yılının başından beri, İslami Cihada karşı alınan önlemler yeterli değil. İsrailli askeri yorumcular özellikle teröristlerin sızdığı Cenin, Tul-Karem bölgelerinde daha ciddi önlemleri alınması; ayrıca bu gençlerin İsraile sızmasına yardımcı olan kaynakların tespit edilememesi nedeniyle bu duruma bir çözüm bulunması gerektiğini belirtiyorlar.
Uzmanlara göre canlı bombalara karşı en etkin yöntem, Güvenlik Duvarının inşaatının tamamlanması olacak. Duvar bir çok tartışmalara neden olsa da, caydırıcı bir unsur. Duvar inşaatı bazı nedenlerden ötürü yavaş ilerliyor, şimdiye kadar sadece yarısı tamamlandı.
İranın verdiği gözdağına karşın, İsrailin politikası değişmedi. İsrail: " İranın nükleer alandaki çalışmaları sadece bizi değil, tüm dünyayı tehdit ediyor. Buna yanıt büyük devletlerden gelmelidir" diyor. Bununla beraber, İsrail kendini savunabilecek güce sahip.
İranı durdurmak için somut adımlar atılmaması durumunda, bu ülke nükleer başlıklı silahlara ne zaman sahip olabilir? İsrailde bu konuda çeşitli tahminler yürütülüyor. En kötümser tahminler 1,5 yıldan bahsederken, iyimser tahminler 10 yıllık bir süreçten söz ediyor.
Yeni Knesset
Pazartesi günü bir törenle açılan 17. Knesset, öncekine oranla insan kalitesi açısından daha düzeyli. Yaş ortalaması yüksek, 70 yaşını geçmiş milletvekillerinden dördü Emekliler Partisinden. Milletvekilleri arasında bir çok doktor, profesör, dört üniversite rektörü, emekli generallerin yanı sıra Şin Betin eski başkan ve başkan vekili de var. 120 milletvekiline sahip Knessette ne yazık ki sadece 17 kadın milletvekili bulunuyor. İsrail bu konuda Sudandan bile geride
Dikkati çeken bir nokta ise, İsrailli Arap bir kadının, İşçi Partisi listesinde yer alması.
12 partiden oluşan Knessette eskiden olduğu gibi, Likud veya İşçi Partisi milletvekillerinin sayısal açıdan bir üstünlüğü yok. En çok milletvekiline sahip Kadima da egemen konumda değil. Doğal olarak bu durum pek istikrarlı sayılmaz. Ama İsrailde bir parti egemen konumda da olsa, Knesset 4 yıl tamamlamadan, seçime gidiliyor.
Koalisyon görüşmeleri
Pesah Bayramı nedeniyle koalisyon görüşmeleri yavaş ilerliyor. Ancak şimdiden Olmertin 84 milletvekilini kapsayan geniş bir koalisyon kurmak istediği biliniyor. Bu koalisyonda Kadima, İşçi Partisi, Şas, İsrael Beitenu, Emekliler Partisi ve Birleşik Tora Partisi bulunacak. Ancak görüşmelerde sadece İşçi Partisiyle bir ilerleme kaydedildi. Amir Peretz, Maliye ve Eğitim bakanlıklarını istiyor. Olmert istemese de, Şas Partisi İçişleri Bakanlığına talip. Diğer bir sorun ise İç Güvenlik Bakanlığı; İsrail Beitenu Partisi Başkanı Liberman buna aday. Ancak bu konuda güçlü bir muhalefetle karşı karşıya. Tüm bu sorunlara karşı bir koalisyon oluşturulacak.
Teröre karşı ciddi önlemler
Yazımı kaleme aldığım sırada, hükümet son terör saldırısıyla ilgili toplantıda bazı kararlar aldı. Kararlar doğrultusunda teröre karşı daha sert önlemler alınacak. Siyasal açından önemli diğer bir karar da : İslami Cihadın Tel Avivde gerçekleştirdiği bombalı saldırıyı Hamasın "yasal" kabul etmesi üzerine alındı. Bu nedenle İsrail Hükümeti, Hamas Hükümetinin üyelerini terörist olarak sayacak ve ona göre önlemler alabilecek.
Bu kararın doğal olarak çok önemli sonuçları olabilir. Güvenlik Duvarı inşaatının da ivedilikle sonuçlandırılması alınan kararlar arasında.