İsrailin yeni hükümeti ve yeni parlamentosu eş zamanlı göreve başladı. İlk günleri değerlendirerek bir karar vermek mümkün değil.
Ancak şimdiden Başbakan Olmertin çalışma ve idare tarzının Şarondan farklı olduğunu söyleyebiliriz. Şaron kolay kolay karar vermez; verdiğinde de hemen açıklamaz ve böylelikle kendine geri çekilme olanağı yaratırdı. Olmert ise çabuk karar veriyor; kararına sadık kalıyor; herkese açıklıyor ve kendine açık kapı bırakmıyor. Olmert Başbakan olduktan sonra birkaç demecinde ne yapmak istediğini açıkladı: " Esas amacımız, İsrailin Batı Şeriada, İsraillileri Filistinlilerden ayıracak Yahudi çoğunluğu barındıran ve halkın güvenliğini sağlayacak yeni bir sınır çizmek. Güvenlik duvarının dışında kalan, İsrail yerleşim birimleri boşaltılacak, büyük yerleşim blokları ise İsraile ilhak edilecek. Filistinlilerle anlaşmaya varılmazsa, bunları tek yanlı uygulayacağız" dedi. Olmert, ABD ve Avrupalıların bu yeni sınırı daimi olmasa bile, geçici olarak kabul edeceklerine inanıyor.
Bu amaç doğrultusunda hareket eden ve bazı sosyal sorunları dahi önemsemeyen Olmert, iki taktik hata yaptı: Rusyadan gelen hiçbir politikacıya hükümetinde görev vermemesi, bir milyondan fazla Rus vatandaşın ayaklanmasına neden oldu. Bunun yanı sıra hükümetin ilk iş olarak ekmek fiyatlarına küçük bir zam yapmasına izin vererek, koalisyon üyeleri arasında tartışma yarattı.
Olmerti protesto edenler 2006 bütçesine oy vermemekle, tehdit ediyorlar. Oysa 40 gün içinde bütçe Knessetten çıkmazsa yeni seçimler kaçınılmaz olacak.
Bütçe geçecek, bu duruma gelinmeyecektir ancak Olmert hükümetinin koalisyonu sağlam değil. Koalisyona dahil edilmek istenilen iki küçük parti de katılırsa, koalisyon geniş ama dayanıksız olacak.
Bu nedenle bir çok yorumcu ve politikacı hükümete ancak iki yıl veriyorlar. Daha sonra Olmertin programını uygulamak için yeni bir koalisyon kurması kaçınılmaz gözüküyor. Ancak Knessette böyle bir koalisyon bulunabilir mi?
Hemen hemen tüm yorumcular ve politikacılar aynı düşünceyi paylaşıyorlar ; Olmertin niyetleri ve bazı planları iyi sayılabilir ancak bunların uygulanabilmesi kolay değil.
İsraile iki güvenoyu
İsraile bu hafta biri Knessette yeni Olmert hükümetine; diğeri ABD Omaha şehrinde İsrailin ekonomisine ve devlet olarak geleceğine dair iki güvenoyu verildi.
İsrail medyasına ve kamuoyunda ki konumuna bakılırsa bu güvenoylarından en önemlisi Knessette değil Nebraskada Omaha şehrinde verildi. Bu nedenle ilk önce buna değineceğim.
Zaten bu iki güvenoyu arasında sıkı bir bağ var. Olmert maliye bakanı iken, bu işte gizli ve çok önemli bir rol oynadı. Warren Buffet firması ile Berkshire ve Wertheimer ailesi ile yapılan anlaşma sonucu İsrail bütçesine 1 milyar Dolar gelir sağlayacak. Bu miktar 2006 bütçe gelirlerinin %3ünü teşkil ediyor.
Bilindiği üzere dünyanın bir numaralı yatırım uzmanı ve Bill Gatesten sonra dünyanın en zengin adamı olan Buffet, İsrailli Wertheimer ailesine ait " Metal Works" (İscar) firmasının %80ini satın alarak 1 milyar Doları vergiye gitmek üzere peşin 4 milyar Dolar verdi. Bu kadar önemli bir anlaşma İsrail kamuoyunda olumlu tepki yarattı. Çünkü şimdiye kadar Buffetın İsraile özel bir sempatisi yoktu. Karısı birkaç kere ülkeyi ziyaret etmesine karşın, kendisi ülkeye hiç gelmedi. Şimdi, bu kadar pahalıya satın aldığı, herkesin hayranlık duyduğu fabrikayı, Wertheimerın endüstri parkını gezmek amacıyla ülkeye gelecek. Buffetın ilgisizliğinden sonra İsraile karşı son tutumu Tel -Aviv medyasında olumlu bir işaret olarak nitelendirildi. Zira, dünyanın en büyük yatırım uzmanı, yatırımını sırf ekonomik nedenlerden dolayı yaptı. Böyle olunca iş dünyasında Buffetın bu yatırımı İsrailde yatırımın zannedildiği kadar risk taşımadığını kanıtladı. Buffet, kendine yöneltilen bir soruyu şöyle yanıtladı: "Terör, İsrailde olduğu gibi her yerde var. Ancak, İsrail teröre karşı savaşta daha deneyimli."
İsrailin ümit ettiği gibi Buffettan sonra iş adamları ülkede büyük yatırımlar yapacak mı? Bunu söylemek zor.
İscar model bir firma, İsrailde pek benzeri yok. Ayrıca Wertheimer ile Buffet arasında çalışma açısından benzerlikler var. İkisi de bürokrasiden kaçarak insan faktörüne önem veriyorlar. Buffetın şirketlerinde 200 bin kişi çalışmasına karşın, Omahadaki merkezde sadece 16 kişi bulunuyor. İscarın yönetim kurulu ise 15 yıldır toplanmamış. Böyle firmalar oldukça nadir.
Her ne olursa olsun, Galilede yeni yatırımlar gerçekleşecek. Wertheimer, elinde bulunan iki ayrı teknoloji şirketine 350 milyon Dolarlık yeni yatırım yaparken, Buffetta İscara 150 milyon Dolarlık yeni yatırım ilave edecek. Ve bu yeni bir başlangıç.