Güney Lübnana doğru biri kuzeyden öteki güneyden olmak üzere iki koldan hareket eden İsrail ordusu zamana karşı yarışıyor. Lübnan meclisi ise bir süre önce karara karşı çıkan Hizbullah temsilcileri dahil, ihtiyat kuvvetleri ile güçlendirilmiş Lübnan ordusunun güneye doğru hareket ederek, Hizbullah kuvvetlerinin yerini almasını onayladı. İsrail ordusu ise önemli iki hedefine ulaşmak üzere kuzeye Litani Nehrine ve daha da ileri gitmek için hazırlanıyor.
Hedeflerinin ilki mümkün olduğunca çok sayıda Hizbullah roketlerini, rampalarını imha etmek ve böylece Hizbullahın her gün İsraile attığı roket sayısını azaltmak.
İkinci hedefleri ise, bir ayın sonunda artık Hizbullahı herhangi bir tartışmaya yer bırakmadan sindirmek.
İsrail Başbakanı Olmert kuzeye doğru yapılan bu harekatın bir çok yaşama mal olacağının bilincinde. Daha şimdiden 100ü aşkın asker ve sivil yaşamını yitirdi. Amerikada yaşayan Yahudilerle ilgili bir televizyon röportajında verdiği demeçte Olmert, gelecek yıllarda daha vahim sonuçlarla karşılaşmamak için, bugün acı da olsa riski göze almak gerektiğini açıkladı.Yok olmamızı isteyen düşmanlarımıza ve bölgede taraf tutmakta tereddüt eden diğer uluslara kazandığımızın hiç şüphe götürmez olduğunu göstermemiz gerekiyor.Böylece bu süreç içinde binlerce roket saldırısına hedef olan, Hizbullah ve yok olmamızı isteyen diğer ülkelere direnen İsrail halkının morali düzelecek.Geleceğimiz garanti altına alınacak dedi..
Bu çarşamba ordu tarafından hazırlanan planlar Güvenlik Kabinesine sunulacak. Şimdiden Kabinenin büyük çoğunluğu söz konusu planı onaylayacak gibi görünüyor. Başbakan Yardımcısı Şimon Perez yoğun kara harekatına onay verdi. Neden bu kadar geç onay verdiği sorusunu Perez: Daha önce karar alsaydık, beklediğimizden çok daha yüksek sayıda yaşam yitirilebilirdi şeklinde cevapladı.
Perez, Hizbullaha karşı kesin bir zafer beklediğini, gerilla kuvvetleri ile savaşın, iki ordu arasındaki savaştan daha farklı ve belirsiz olduğunu, İsrailin belirsizliği ortadan kaldırmak için çalışacağını da açıkladı.
Perez ayrıca kısa menzilli roketlere karşı, savunma amaçlı silahlar geliştirmek konusunda büyük çabalar sarf etmek gerektiğini de vurguladı.
İsrailin resmi sözcüleri, Hizbullahın liderlerinin üçte birinin ölü ya da yaralı olarak ele geçirildiğini, küçük bir bölümünün esir alındığını, bir çok silahına ve cephanesine el konularak Tsahalin Hizbullaha ağır bir darbe indirdiğini belirtiyorlar. Öyle ise Hizbullah nasıl oluyor da İsrail üzerine Katyuşa füzeleri atmaya devam ediyor, hatta bu saldırılarını giderek arttırtıyor?
Bu savaşın ilk günlerinde Hizbullah, günde 100 kadar roket atarken, şimdi daha öldürücü ve yıkıcı olan bu saldırıların sayısı 200e ulaştı.
Bu sorunun bir çok yanıtı var. Bu yanıtları incelediğimizde tatminkar bir yanıt buluyoruz. Ancak gerçek yanıtını savaş bittikten ve oluşturulacak bir tahkikat komisyonunun hazırlayacağı raporun sunulmasıyla göreceğiz. Benzer bir komisyon Agranat adıyla Yom Kipur Savaşından sonra da oluşturulmuştu.
Hizbullahın attığı roket sayısı neden arttı?
Çünkü Hizbullah, ateşkesin yaklaştığını biliyor, İsraile mümkün olduğu kadar can ve mal kaybı yaşatmak istiyor. Ayrıca Hizbullah bazı İsrail operasyonlarının intikamını almak çabasında.
Hizbullahın roket atışları neden daha öldürücü oldu?
İsrail Güvenlik güçleriyle başa çıkamayan Hizbullah, gücünü sivil halk üzerine yönlendiriyor. Ayrıca İsrail halkı, eskisine göre daha az temkinli oldu. İlk başlarda roketler, çok az sivilin ölümüne neden olmuştu. Uzun zaman sığınaklarda yaşamak zorunda kalan halk hava almak için dışarıya çıkmaya başladı ve beklenmeyen bir zamanda atılan roketlerin kurbanı oldu, Kfar Giladi Kibutzu gibi hiçbir koruma önlemi almadan toplanan 12 ihtiyat askeri bu şekilde yaşamını yitirdi.
Geçtiğimiz pazar günü gerçekleşen bu saldırıdan sonra, İsrailin kuzeyinde yaşayan halk daha temkinli davranmak zorunda kaldı. Sığınakların zor koşullarına dayanmakta güçlük çeken aileler, devletin sponsorluğunda bir süreliğine başka yerlere gönderiliyorlar.
İsrail nasıl bir ateşkes istiyor?
İsrail, ABD- Fransa teklifini olumlu karşıladıysa da, Lübnan ve diğer Arap devletlerinin yapmak istedikleri değişikliklere kuşku ile bakıyor. Olmert hükümeti, Lübnan hükümetinin Güney Lübnana 5 bin asker gönderme planını ilginç buldu. Lübnan ordusunun yarısının Şii olması ve Hizbullaha karşı nasıl bir yaklaşım göstereceği de ayrı bir sorun. Belli ki Lübnan ordusunun Hizbullahı denetlemek için, güçlü bir uluslar arası güce gereksinimi var. Öyle bir güç oluşturuluncaya dek, İsrail ordusu, güvenlik bölgesinde veya hükümetin Litani Nehrine dek ilerlemesine izin verirse daha bir geniş bölgede kalabilecek. Olmert: Lübnanda bir gün daha kalmaya niyetimiz yok açıklamasını yaptı. Olmertin açıklaması inandırıcı. Lübnanda bir çok kurban veren İsrail, Hizbullahın oradan çıkarılması koşuluyla bu ülkede kalmak niyetinde değil.
Hizbullahın yıllardan beri böyle bir savaşa hazırlandığını İsrail göremedi mi?
İsrail tabii ki farkındaydı ama müdahale etmeme kararı almıştı. O dönemde Savunma Bakanı olan Fuad Ben Eliyezer, Filistinden başka ikinci bir cephede savaşmak istemedikleri için bu kararı aldıklarını belirtti.
Yorumcular, İsrail- Hizbullah savaşının Hizbullah daha fazla güçlenmeden başlamasını olumlu değerlendiriyorlar: Bu savaş birkaç yıl sonra gerçekleşseydi Hizbullah daha da güçlenecekti. Unutmayalım ki, Hizbullah İran ordusunun sınırlarımıza yakın duran temsilcisidir. İran atom gücüne sahip olursa, bizim için daha tehlikeli olacaktı diyorlar.
İsrail için şöyle bir sorun var: bir ateşkes durumunda Lübnan ordusunun silahlanmasına izin verilirken, diğer herhangi bir terör örgütünün silahlanması nasıl engellenecek? ABD- Fransa teklifinde böyle bir madde var. Ancak uygulanması oldukça zor görünüyor. Suriye- Lübnan sınırı uluslar arası bir gücün denetimine bırakılmalı.
Savaş sona erdiğinde, İsrail- Lübnan sınırında durumun eskisine oranla çok daha iyi olacağını ümit edebiliriz.