Yazımın başlığındaki söz geçen hafta vefat eden Nobel ödüllü ünlü ekonomist Milton Friedmana ait. Adı ve savundukları hep serbest piyasa ve özgürlük ile yan yana giden Friedman ekonomi literatürünün en ünlü simlarından biriydi.
Friedman bugun Ukrayna sınırları içinde kalan bir şehirden Amerikaya göç eden orta halli Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 1912de New Yorkta doğdu. Akademik hayatının erken dönemlerinde istatistik ve matematik ile ilgilendi ancak sonraları tamamen ekonomiye yöneldi ve doktorasını 1946 yılında Colombia Üniversitesinde tamamladı. Kariyerinin önemli bir kısmında Richard Nixon ve Ronald Regan da dahil olmak üzere hükümetlere, liderlere danışmanlık yaptı. 1976da tüketim analizi, para teorisi, istikrar politikaları gibi alanlara yaptığı katkılardan dolayı Nobel Ekonomi Ödülüne layık görüldü. Uzun yıllar çalıştığı Chicago Üniversitesinden emekli olduğu 1977 yılından ölümüne kadar Standford Üniversitesi, Hoover Enstitüsüde akademik araştırmalarını sürdürdü.
Friedman çalışmaları hakkında sıkça dile getirilen bir nokta teorilerinin günümüz ekonomik hayatına zaten çok güçlü şekilde işlemiş olduğu ve dolayısıyla yapıtlarını okuyanların, aslında ne kadar yeni şeyler söylemiş olduğunu farketmekte güçlük çekmeleridir. Yeni şeyler söylediği gibi, bunları söylerken birçok yerleşik fikre de karşı çıkmıştır. Örneğin Keynesin insanların tüketimlerinin, mevcut gelirleri ile orantılı olduğu fikrini reddetmiş ve tüketimin insanların hayatlarının tamamında elde edebileceklerini düşündükleri gelirin bir fonksiyonu olduğunu kuramlamıştır. Günümüzde daha rahat gözlemlenebilen harcama alışkanlıkları düşünüldüğünde bu fikri anlamak belki daha da kolay. Mevcut gelirin önem arzettiği nokta, hayatımızın tümündeki beklenen gelirimiz için göz ardı edilmeyecek bir fikir veriyor olması.
Friedmanin en ünlü teorisi ise para arzı ile ilgili olan monetarism. Friedmana göre Merkez Bankası piyasadaki para arzını gayri safi milli hasıla artışı ile aynı oranda arttıracak bir düzenek kurarsa enflasyonu ortadan kaldırabilecektir. Fikirleri birçok ekonomist tarafından eleştirilmiş de olsa para politikalarını düşünüş ve öğretiş şekillerini derinden etkilediği açıktır. MIT üniversitesinin ders kitaplarının 1948 baskısında merkez bankası para politikalarının piyasalar üzerinde çok sınırlı etkisi olduğu yazarken, 1967 baskısında etkinin önemli olduğu, 1985 baskısında ise Paranın makroekonomik politika belirlemek için en güçlü araç olduğu yazmaktadır.
Öte yandan Friedman ve arkadaşları Philip Eğrisi olarak bilinen enflasyon ve işsizlik arasındaki ters orantılı ilişki üzerine uzun vadeli bir ekonomi politikası kurulamayacağını ortaya koydular. Philip Eğrisine göre devlet para arzını arttırarak enflasyonu yükselltiğinde işsizliğin azalmasını sağlayabiliyor dolayısıyla 2 faktörden birinin lehine diğerinin aleyhine oynarak strateji geliştirmek mümkün gözüküyordu. Ancak uzun vadede işsizliğin temini için yüksek enflasyonun yeterli olmadığı, sürekli yükselen bir enflasyonun gerekmesi, dahası 1970lerde hem yüksek enflasyon hem yüksek işsizlik yani stagflasyon yaşayan eknomilerin bulunması Philip Eğrisinin İngiliz tarihsel verilerinden yola çıkarak oluşturulan modelini zayıflatmaya yetti.
Özgürlükçü ve belki de yerleşik olana aykırı fikirleri yalnızca ekonomi alanına yönelik değildi. Vietnam Savaşı sonrası Amerikada askere çağrılma uygulamasının değiştirilmesi, ebeveynlerin çocuklarını gönderecekleri okulu seçebilmesi, evde eğitim, uyuşturucu ile ilgili bazı kullanımların serbest bırakılması gibi sosyal hayata ait birçok fikir geliştirdi ve aktif şekilde savunuculuğunu yaptı. Kendisine dair yazılmış anekdotlarda sağlam fikirler kurmanın, bu konuda disiplinli çalışmanın ötesinde çok iyi bir hatip olduğu ve hatta hiçbir münazarayı kaybettiğinin görülmediği sıkça belirtiliyor.
Eşi Rose Friedman ile birlikte hazırlayıp sundukları, 1980lerin başında PBS televizyonunda gösterilen ve ardından aynı adla kitaplaşan Free To Choose programları profesörün ekonomiyi toplumla paylaşmayı ne kadar önemsediğinin en güzel örneği. Kitaplarını okumaya bir alternatif olarak renkli konukların da yer aldığı ve her bölümde serbest piyasa işleyişinin bir yönü üzerinde durulan programlara Internet üzerinden ulaşabilirsiniz.