İsrail - Filistin ilişkilerinde aniden olumlu gelişmeler yaşandı. Gazze bölgesinde ateşkes sağlandı ve şimdilik genelde şartlara uyuluyor. Ateşkesin Batı Şeriada da uygulanabilmesi için çabalar sürüyor. İsrail Başbakanı Olmert, Ben Gurionun mezarı önünde Filistinlilere hitaben yaptığı konuşmada; barış için elini uzattığını ve Filistin Devletinin kurulması, yerleşim bölgelerinin tamamen boşaltılması konusunda gerekli yaklaşımları göstereceğini açıkladı. Bu konuda tek şartın terörün engellenmesi ve Filistinli göçmenlerin geriye dönme hakkından feragat etmesi olduğunu söyledi.
Olmert, İsrailde cesur bir program uygulamadığı için çok eleştiri aldı. Şimdi iç ve dış baskılara rağmen daha rahat görünen Olmertin tek sorunu; hükümet ortağı Liebermanın partisi İsrael Beitenu. Filistinliler ile bir anlaşma yapmayı başarabilen Olmert sağ kanadın baskısını göğüslemeye hazır
Filistin kanadının tepkileri
Mahmud Abbas ve yandaşları ateşkesi ihtiyatla karşılıyorlar. Hamas ise, Olmertin planının sadece Filistinlilerin geri dönüş haklarından vazgeçmeleri için yapılmış bir tuzak olduğunu düşündüğünden plana hiç güvenmiyor.
Mahmut Abbasın yandaşları ise artık sözler değil, eylemler görmek istiyorlar. Şimdiye kadar İsrailliler tarafından verilen bir çok sözün tutulmadığını söylüyorlar. Aynı zamanda İsrail ordusunun Olmertin kararından mutlu olmadığını bildiklerini açıklıyorlar. Bu nedenle net bir tutum sergilemeden önce beklemek ve görmeyi tercih ediyorlar.
Aslında tutumları birçok İsraillinin düşüncesi ile benzeşiyor. Onlar da sükunetin gelmesini, terörün, Kassam roketlerinin atılmasının sona ermesini istiyorlar. Bunun için taviz verilmesi gerektiğinin de bilincindeler ama Filistinlilerin barışı sağlamak için değişik gruplar üzerinde yeterli kontrol kurabilecekleri konusunda şüphedeler.
İsrailli siyasi yorumcular, Olmertin stratejisinin tamamını onaylıyorlar. Kamuoyu araştırmaları Olmertin ülke içinde popülaritesini kaybettiğini ortaya koydu. Halk cesur bir lider arayışında olduğundan artık Olmertin kaybedecek bir şeyi yok. Şimdi hiç kimse başbakanın son derece cesur bir planı olduğunu, Batı Şerianın boşaltılmasının güvenlik duvarının öteki yanına da uygulanmasını düşündüğünü inkar edemez. Seçimlere böyle tek yanlı bir planla girmiş ve kazanmıştı.Ama şimdi Lübnan Savaşından sonra artık tek taraflı olamayacağı aşikar.Deneyimler hem Barakın Lübnanda, hem Şaronun Gazzede tek taraflı çekilmesinin başarısızlıkla sonuçlandığını gösterdi. Şimdi boşaltma, her iki tarafın anlaşmasıyla gerçekleşmeli. Bunun karşılığında Olmert, Filistinlilere onların durumunu iyileştirecek maddi yardım sözünü verdi.
Bütün bunlar yeterli mi?
Tabii ki bütün bunlar yeterli değil.Ama uzun bir sürecin başlangıcındayız ve önemli olan ilk adımı atabilmek , sonra da yolda karşılaşılacak tüm engellere rağmen, her iki tarafın görüşüp anlaşarak devamını getirebilmesi. Ve son kararların verilme aşamasına ulaşabilmek çok önemli.
Ama karşılıklı görüşmeyi sürdürecek taraflar kimler olacak?
İsrailliler, yeni kurulacak Filistin Birlik Hükümetinde bakanlıkların çoğuna sahip olacak Hamas ile görüşmeyeceklerini söylüyorlar. Hamas da tanımayı reddettiği İsrail ile görüşmek istemiyor.Bu son derece karmaşık durumu daha açık anlayabilmek için bazı gerçekleri dikkate almak gerekiyor.
Uzun bir süredir başbakanlık ofisinde Trusowitz ve Tercuman ile Mahmud Abbasa yakın Saeb Erekat ve Ekrem Haniyeh arasında yakın temaslar ve görüşmeler süregelmekte.Ekrem Haniyehin, Hamas Başbakanı İsmail Haniyeh ile herhangi bir akrabalık ilişkisi yok.Ekrem Haniyeh, İsrail hapishanesinde yatmakta ve halen çok etkili bir El-Fetih lideri olan Marwan Bargouti ile yakın ilişkide. Bargouti aynı zamanda, Olmertin arkadaşı ve Knessette Beilinin sol partisinin üyesi Haim Oron ile de sık sık görüşüyor. Şin Betin başı olan Yuval Diskin ve Dışişleri Bakanı Tsipi Livni bu gizli temasların gerçekleşmesinde yolunda rol oynadılar.
Öte yandan yeni kurulacak hükümette Hamas yandaşı olup Mahmud Abbasa İsrail ile görüşmelerinde oldukça özgürlük tanıyan yada ılımlı üyelerin yer alması konusunda Kahirede uzun görüşmeler yapılıyor. Ana fikir yeni kurulacak birlik hükümetinin İsraili tanıması,terörü reddetmesi ve halihazırda İsrail ile Filistinliler arasında yapılmış anlaşmaları tanımasıdır.Böylece ABD, AB, Fransa ve İngiltereden oluşan Dörtlü ve İsrailin talepleri karşılanacak.Hamas bunu tek başına yapmayacağı için, ideolojisine ters düşmemiş olacak. Belki son dakika engelleri çıkabilir. Ancak İsrail ve Dörtlü bu formülü kabul etti ve uygulanması halinde yeni hükümete maddi yardımlar yapılacak. İsrailin Filistine getirilen malların gümrük vergilerinden elde ettiği para sadece 300 milyon Dolar tutuyor.
Her ne kadar son anda engeller çıkabilse de ana hatlarıyla durum şöyle özetlenebilir:
Hamasın var olduğu ama egemen olmadığı ve Mahmut Abbasa İsrail ile görüşmelerinde özgürlük tanıyan bir hükümet oluşmalı. Abbas, Gazzeye gelecek Filistin kökenli Ürdünlü askerlerden oluşan tugay ile askeri açıdan güçlendirilecek.
Sonuçta kim güçlenecek?
Hem Abbas, hem de Hamas güçlenecek.Ama İsrailin en yetkili askeri yorumcusu Zeev Shiffe göre, Hamasın Abbasa verdiği tavizler adeta sembolik nitelikte. Hamas, İsrailin şartlarına uymaksızın gücünü pekiştirdi. Bir kaç ay içinde durumun nasıl olabileceğini kimse kestiremiyor. Şimdilik her iki tarafın da sakin olması gerekiyor. Abbas, İsrail ile görüşmeleri sürdürürken, Hamas da Filistin otoritesiyle görüşmelere devam edecek. Meşal, Kahirede yaptığı konuşmada altı ay içinde 67 sınırlarında bir Filistin devleti kurulmazsa yeni bir intifada yı başlatacağını açıkladı. Bu açıklama bunun boş bir tehdit olmadığını düşünen yüksek rütbeli Tsahal ileri gelenlerini tedirgin etti.
Onlar İranın direktifleri ve yardımları ile10.000 kişilik, Hizbullah tipi yeraltından faaliyetler de sürdürecek, silah ve patlayıcı taşıyacak kuvvetli bir ordunun yaratılacağından korkuyorlar. Zaten şu anda 53 ton patlayıcı FÖYe sokulmuş bir durumda. Bahsi edilen yeni intifada başladığında Tsahal, Lübnan benzeri bir harekat yapmak zorunda kalacak.Tabii ki Mısırın Sinadan silah kaçakçılığını durdurmak için yapacağı gayretler çok önem taşıyor. İlerdeki aylarda düşünülmesi gereken en hayati sorun bu.
Bu arada birçok çözümlenmesi gereken bir çok sorun var. Özellikle başlangıç olarak Gilad Şalite karşılık, yüzlerce Filistinli tutuklunun serbest bırakılması önem taşıyor.Olmertin konuşması Şalitin babasında büyük bir hayalkırıklığı yarattı.Şalitin babası
Hala ümitle harekete geçilmesini bekliyorum ama ortada sözlerden başka hiç bir şey yok dedi. Hizbullah tarafından kaçırılan diğer askerlere gelince onlar için söz bile yok...