Şalomda yazmaya ilk başladığımız zamanlar kardeşim tribün kültürünü anlatan çok hoş bir yazı yazmıştı. Yazının aklımda kalan en hoş anekdotlarından biri anımsadığım kadarıyla şöyle bir şeydi: Tribünler ilginç yerlerdir. Bir işçiyle bir doktorun omuz omuza, kol kola zıplayarak, sadece 90 dakika bile olsa tüm kimliklerden, statülerden, rollerden sıyrılıp basit bir amaç için bile olsa bir araya gelebildiği belki de tek mekandır.
Çok da doğrudur. Futbolun belki de en ilginç özelliklerinden biri de budur. Yani sosyolojik olarak belirlenmiş tüm kural, kuram ya da hipotezi yıkan, kesinlikle maddi amaç gözetmeyen bireylerin tribünlerde gösterdiği normal dışı olarak da tabir edilebilecek davranışlardır.
Ancak hayatın iyi ve kötü arasında kurduğu denge, futbolda da vardır. Dayanışma dolu mutlu tribünler çoğu zaman farklı politik ya da ideolojik görüşlerin çatıştığı, fanatikliğin dolayısıyla hoşgörüsüzlüğün ve ileri boyutu olan nefretin kol gezdiği karanlık mekanlara dönüşebilir.
Bunun en temel sebeplerinden biri, her spor dalının olduğu gibi futbolun da savaş pratiklerinden türemiş olmasıdır. Dolayısıyla içinde az da olsa şiddet, sertlik ve hırs barındırmaktadır.
Son olarak Fransada yaşanılan üzücü olay zihinlerimize acı bir şekilde kazındı. 24 Kasım 2006 günü Paris Saint Germain ile Hapoel Tel Aviv arasında oynanan maçı konuk takım 4DŽ kazandı. Maçın başından beri İsrailli taraftarlara karşı saldırgan bir tutum takınan Fransanın fanatikliğiyle ünlü taraftarları, maçın sonunda Paris sokaklarında Hapoelli avına çıktı. Bir tanesini Mc Donaldsın önünde kıstırdılar. Olay bu andan itibaren tamamen bir Hollywood filmine döndü. Bir sivil polis 150 kişilik saldırgan bir güruha karşı Hapoellinin önüne geçerek onu korumaya çalıştı, ancak grup raydan çıkınca köşeye sıkışan sivil polis kalabalığa ateş etti ve 2 kişiyi vurdu. Vurulan PSG taraftarlarından biri daha sonra hastanede hayata gözlerini yumdu.
O gün maçta olan Fransız bir dostum tüm olayların ırkçı dazlaklar tarafından başlatıldığını ve bu boyutlara tırmandırıldığını söyledi. Savaş, politika, nefret, hoşgörüsüzlük, ideolojik sapkınlık
Maalesef bunlar futbolun içinde her zaman olacak
İnsanlar yaşadıkça, futbol hala severek oynanan bir oyun olarak kaldıkça
Futbol çok güzel bir oyun
Onu çirkinleştirmemek elimizde
Belki biraz daha hoşgörü gerekiyor
Ve iyi niyet