Geçmişten bugüne yilbaşi

Seda Şirem Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Hafızamı biraz zorlayıp küçükken yılbaşının benim için ne ifade ettiğini hatırlamaya çalışıyorum. Yuvadayken bir sabah heyecanla uyanmıştım, sanki tüm hücrelerim bu sevincime benle birlikte eşlik ediyor ve içimde bir parti veriyordu. Her sabah zorlanarak kalkarken, bu sefer servise binip yuvaya gitmek için can atıyordum; çünkü arkadaşlarımla birlikte sınıfı süsleyecek ve hediyeler alacaktık. O gün sınıfa bir Noel Baba gelmiş ve hediyelerimizi dağıtmıştı. Eve gidince sevinçle anneme günün raporunu vermiştim. Akşam heyecandan ve ertesi gün ailemden (belki de Noel Baba’dan)  alacağım hediyelerin hayalini kurmaktan zor uykuya dalmıştım. Sabah uyandığımda ise baş ucumda iki tane hediye vardı biri ailemden diğeri de dediklerine göre Noel Baba’dandı.
Aradan birkaç sene geçtikten sonra; artık gittiğim derneklerden, ailemden Noel Baba’nın aslında var olmadığını, yılbaşı ağacı süslemenin yersiz olduğunu, çocukken bulduğum hediyelerin hepsinin ailem tarafından alındığını ve sınıfa gelen Noel Baba’nın kostüm giymiş biri olduğunu çoktan öğrenmiştim. Ne de olsa bizim asıl yılbaşımız Roş Aşana’ydı; ama bütün insanlarla ortak bir yeni yıla merhaba demenin de bir sakıncası yoktu. Zaten büyüyünce Noel Baba’nın gerçek olmadığını, yılbaşı ağacı süsleme kültürünün bize ait olmadığını öğrenmiştim.
Yine de yılbaşı partileri hep çok renkli ve eğlenceli geçti; fakat artık sabah uyandığımda içimde eskiden olan kıpırtının yok olduğunu fark ettim. Arkadaşlarımla birlikte de bir anlaşmaya varmıştık:  Kimse birbirine yılbaşı hediyesi almayacaktı. Artık bu süprizden çıkıp bir ritüel haline gelmişti; o yüzden hediyeye ve masrafa gerek olmadığını düşünmüştük. Bu kararı da hala uyguluyoruz, belki biraz da bu yüzden yılbaşının o eski heyecanı yok; ama bazen bu kuralı yıkıp süpriz yapmak ve birilerini mutlu etmek insanın hoşuna gidiyor.
Bazen “Ah be ne güzeldi eskiden” demek, imrenerek eskiye bakmak yerine; eskiden olduğu gibi davranmak, ya da eskiyi taklit etmek gerekiyor. Bunu uzun zamandır yılbaşını kutlamadığımız bir sevdiğimizin yılbaşını kutlayarak ya da ona hediye alarak da yapabiliriz. Yılbaşını “ne program yapacağız, evde mi dışarıda mı kutlayacağız? ” diye problem haline getirmektense; bunu dostları bir araya getiren, hep birlikte eğlenebileceğimiz bir gün olarak görmek biraz olsun insana o heyecanı yaşatabiliyor. Sonuçta yılbaşı modern takvimin kabulu ile Dünya’nın birçok yerinde din, dil, ırk farkı gözetmeksizin kutlanan, insanları aynı amaç doğrultusunda toplayabilen tek gün. Ben de bu yüzden tüm insanların barışmasını ve koşulsuz herkesi, her şeyi sevmelerini diliyorum.