2007 senesi güçlüklerle başladi

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

2007 yılının gelecek haftaları, ilk haftaya benzerse hem İsraillileri hem de Filistinlileri zor günler bekliyor

FÖY Lideri Mahmud
Abbas, Hamas Hükümeti’nin kurduğu 6 bin kişilik orduya bağlı olamayan askeri kuvvetini kanuna aykırı ilan etti ve feshetme kararını da imzaladı.   Hamas ise kararı; “bu gücü 12 kişiye çıkartacağız” şeklinde yanıtladı. Ayrıca İsrail askeri Gilat Şalid’i kaçıran üç grup arasında ihtilaf çıktı; tutuklular arasında takas konuşmaları çıkmaza girdi ve bu soruna yanıt bulununcaya kadar hiçbir alanda ilerleme kaydedilemeyecek.
İsrail’de ise durum bu denli vahim olmamakla beraber, yine de oldukça karışık. Başbakan Olmert ile Savunma Bakanı Peretz’in araları bozuk. Tsahal ise diplomatik alanda yaşananları önemsemiyor.  Başbakan Olmert, Mısır Devlet Başkanı Mübarek ile Şarm El Şeyh’te görüştüğü günlerde, İsrailli bir komando gurubu Ramallah’a girerek bir teröristi tutuklamaya çalıştıysada da başarılı olamadılar. Operasyonda dört Filistinli yaşamını kaybederken, 20 kişi yaralandı.  El Cezire televizyonun yaşananları yayınlaması üzerine Olmert- Mübarek görüşmesinde soğuk geçti ve beklenen sonuçları vermedi.  Olmert’in sözcüsü, başbakanı hiç bu kadar kızgın görmediğini ifade etti. Uzun bir süredir bu görüşmenin tarihi biliniyordu, ancak Ramallah’daki operasyonu düzenleyen yüksek rütbeli subayın bunu önemsemediği görülüyor. Tsahal’in görevi güvenliği sağlamak olsa da, diplomasiyi de önemsemeli ve bunun için  bazen askeri tedbirleri geçici olarak ikinci plana atılmalı.
Merkez Cephesi Komutanlığı bu gelişmeden sonra daha dikkatli olunacağını vurguladı, Savunma Bakanlığı da işe yaracağı düşünülen uygun bir direktif verdi.
Ancak bu salı sabahı Olmert’in Mahmud Abbas’a vaat ettiği bazı kontrol noktalarının kaldırılmadığı görüldü. Olmert- Abbas görüşmesinden de umut edilen sonuçlar çıkmadı.
Bu hafta hükümet içinde başka bir iletişim eksikliği daha gözlemlendi.  Savunma Bakanlığı, Gazze’den tahliye edilen bir grup için Ürdün Vadisi’nde  yeni bir yerleşim kurulacağını ilan etti. Ancak bu karar Yol Haritası Planı’na karşı. ABD basını bu habere geniş yer verdi, Bush olaya tepki gösterirken,  İsrail’deki ABD elçiliği de kınayarak, yapılan işleri durdurdu.
Belli ki,  hükümet içinde ortak bir çalışma olsaydı böyle hoş olmayan gelişmeler yaşanmayacaktı.  Salı günü yayınlanan Maariv Gazetesi’nin manşet haberini şöyle özetleyebiliriz: “Olmert yalnız çalışıyor. Dışişleri Bakanı Tsipi Livni ve Savunma Bakanı Amir Peretz,  Olmert  Çin’deyken diplomatik ve güvenlik alanlarında gelişmeleri kendilerine anlatmadığından yakınıyorlar”.
Bu durum karşısında hem Livni hem de Peretz kendi barış planlarını ortaya koydular. Zaten Salı günü Jerusalem Post  Peretz ve Dr. Sneh hazırladığı yeni Yol Haritası Planını manşete taşıdı.  Mahmud Abbas İsrail ile anlaşmak ve anlaşmayı uygulamak istiyor mu? Bu soruna yanıt bulmak üzere ABD Dışişleri Bakanı Condollezza Rice önümüzdeki günlerde bölgeye gelecek.

Vergi yolsuzluğu
İsrail’de yaşanan büyük yolsuzluk ve rüşvet olayları nedeniyle kamuoyu bu günlerde diplomasiyle ilgilenmiyor.  Açılan bu soruşturma İsrail tarihinde gerçekleşen en büyük ve en önemli soruşturma olacağa benziyor.  Bu olayın merkezinde iki iş adamı Kabi Ben Gur ve Yoram Karaşi var.  Karaşi, Kudüs Belediye Meclisi üyesi ve uzun yıllardan beri Olmert’in yanında çalışan şimdi de Başbakanlık büro şefi olan Şula Zaken’in kardeşi. Polis, Zaken’in ilişkilerinden yola çıkarak Ben Gur ve Karaşi’nin adamlarını vergi memurları olarak atadığını, söz konusu kişilerin de minnettar olduklarından onları kayırdıklarını düşünüyor.  Bilindiği üzere, İsrail’de vergi memurları gelir vergisini tespit ederken oldukça özgürler. Bu konumdan yararlanan iş adamları doğal olarak kendilerine teşekkür ediyorlar. Polis şimdi, vergi dairesi sorumlusu Jaky Matza ile Zaken’in ilişkisini ve Matza’nın yetkisini nasıl kullandığını sorguluyor.  Bir hafta süreyle hapiste kalan Matza, şimdi diğer 22 tutuklunun çoğu gibi evinde göz hapsinde ve soruşturması devam ediyor. Sadece ABD’den geri çağırtılan vergi yetkilisi Yigal Saar hapiste. Zaken’in telefon görüşmelerinden delileri ele geçirdiğini belirten polis yetkilileri , Olmert’in konuyla bir ilişkisi olmadığını da belirttiler.

Barak siyasete döndü
Eski  Başbakan Ehud Barak, hem İşçi Partisi Başkanlığına  hem de Savunma Bakanlığına aday olarak siyasete dönüyor.  Barak, 28 Mayıs’ta yapılacak İşçi Partisi başkanlık seçimlerinde  kazanıp kazanmayacağı belli değilse de, adaylığını koymak için zamanı iyi seçti. Zira, başarılı bir sendikacı olan Amir Peretz, hem iyi bir parti lideri, hem de iyi bir savunma bakanı değil. Oysa İsrail’in günümüz koşullarında çok daha deneyimli bir savunma bakanına gereksinimi var.  Barak, İsrail tarihinde en çok madalyası olan bir asker, komando şefi, genelkurmay başkanı, savunma bakanı ve başbakan oldu. Bu nedenle yeniden iyi bir savunma bakanı olabilir ve Olmert ile çok iyi çalışabilir.

Peretz ile geçinemeyen Olmert, Barak’ı istiyor
Olmert’in koalisyon hükümetinin başlıca ortağı İşçi Partisi liderine, önemli iki bakanlık olan savunma ve maliye bakanlıklarından  biri teklif edilmeliydi. Olmert, maliye bakanlığını eski bir sendika şefine vermek istemedi. Amir Peretz ise ne kadar önemli olursa olsun sosyal bir bakanlıkla yetinmek istemedi ve savunma bakanlığını  aldı.  Bu da ne kendisine, ne de İsrail’e yaradı.  Özellikle hükümetin kuruluşundan iki ay sonra Hizbullah ile bir savaş yaşandı ve böyle bir durumda görevi önemliydi. Yapılan kamuoyu araştırmasında hükümetin zayıflıklarından biri, Amir Peretz’in savunma bakanlığı olarak çıktı.
İsrail halkı Barak’ı başbakan olarak görmek istemese de savunma bakanı olmasına itiraz etmiyor.  Çok değiştiğini ve hatalarını anladığını ifade eden Barak, bir Olmert hükümeti içinde savunma bakanlığına hazır olduğunu söylüyor.
Barak’ı bekleyen engellerden biri eski bir amiral ve Şin Bet’in şefi olan Ami Ayalon. Öte yandan yeni bir barış planı hazırlayan Amir Peretz de son dakikaya kadar  liderliğini savunacak. İlginç günler bizi bekliyor.

Teddy Kollek’in Kudüs’ü
Geçtiğimiz hafta vefat eden Kudüs Belediye Başkanı Teddy Kollek, İsrail’i kuran büyük kişiler arasında Kudüs’teki Herlz Tepesi’ne gömüldü. Herlz ve Ben Gurion haricinde hiç kimse bu şerefe onun kadar layık değildi.
İsrail’e geldiğim zaman Teddy Kollek, Başbakan Ben Gurion’un büro şefi idi ve bu iki görüş ve eylem adamı beraber çalışarak gerçekten iyi bir ekip oluşturuyorlardı.  Kollek politikaya girmek istemedi. Kudüs Belediye Başkanı olarak 28 yıl gece gündüz çalıştı. O zaman içinde Kudüs hem büyüdü hem de çok değişti.
1967 savaşı’nda Kollek Kudüs’ün belediye başkanı idi. Jerusalem Foundation’u kuran Kollek, tüm ününü kullanarak ABD’li yardımseverlerden bir milyar Dolar topladı ve sayısız müze kurdu.
Kudüs Müzesi ile çok ilgilenmiş, inşası sırasında Kollek’e  bu güzel müzede yer alacak eserler bulabilecek mi diye bir soru yöneltmiştim: “ Tabii, müze güzel olsun .Yapılacak bağışları göreceksiniz” demişti. Onbeş yıl sonra İtalya’da bir dostum bu müze için zengin koleksiyonunu teklif ettiğinde yer olmadığı için kabul edilmediğini söyledi.  Zamanla o koleksiyona da yer buldular. Kollek haklı çıktı, Kudüs’te “büyük” görmek lazım.
Yine de Kollek tüm istediğini yapamadı. Batı ve Doğu Kudüs’ü Kollek’in istediği gibi tam anlamıyla birleşmedi. Son yıllarda buna olan inancını yitirmiş ve Kudüs’ün şu veya bu şekilde bölünmüş olarak kalacağına inanmıştı.