İsrail olumlu olumsuz gelişmelerle dolu bir hafta daha yaşadı. Ancak bu haftanın sonunda bölgemizin durumu eskisinden daha da karışık bir hal aldı. İsrail- Filistin barış şansının daha da zayıfladığı bu dönemde, bölgeye gelecek olan Condeleezza Riceın karşılaşacağı zorluklar daha da büyük olacak.
Mahmud Abbasin Mekkedeki konuşmalarının amacı İsrail ile barışı ilerletmek değil, Hamas ile olan kardeş savaşını durdurmak ve aynı zamanda da Suudi Arabistanın desteğini kaybetmemekti. Kısa bir süre için olsa da bunu başardı.
Konuşmalarda Hamas lideri Halid Meşal, FÖY Başkanı Abbas ile eşit bir rol oynadı. Hamas ile El-Fetihin oluşturacakları ortak hükümetin başkanı, Hamasın bu günkü başkanı Haniyeh olacak. İsraili tanımayacağını söyleyerek, Hamas ideolojisine sadık kaldı. Dörtlünün diğer isteklerini de kabul etmedi. Politikasından bazı ödünler vermek istememesi sonucunda, Avrupadan yardım alamayabilir.
Hamas ve El Fetihin oluşturacağı hükümette İçişleri bakanını da Hamas seçecek. Ancak Abbas, bu seçimi veto etme hakkı olacak. FÖY Başkanı şimdiye dek, Hamasın seçtiği kişileri reddetti.
İsrailin ilk tepkisi olumsuz olsa da, Olmert bir iki gün içinde bunun yanlış olduğunu anladı. Olmert ayrıca İsrailin bir çok devlet gibi zaman kazanması gerektiğini, bu hükümetin oluşumuna ve ilk çalışmalarını gördükten karar verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Rice-Olmert- Abbas görüşmesi
Bir diğer önemli konu ise; bu ayın 19da bölgeye gelecek olan Riceın başkanlığında gerçekleşecek Olmert- Abbas görüşmesi. Abbas, Mekke görüşmelerinden zayıf çıktıysa da, kurulacak hükümetin başkanı olarak öngörülen İsmail Haniyeh, Gazzede yaptığı ilk konuşmada; Bazı ödünler vermek zorunda kaldık. Parti olarak İsraili tanımayacağız. Ancak hükümetimiz, Abbasin İsrail ile yapacağı diplomatik görüşmelere itiraz etmeyecek dedi.
Gelecek pazartesi günü Kudüste bir araya gelecek olan Rice- Olmert- Abbas görüşmesinin gündemini neler oluşturacak. Bu konuda şimdiye dek bir anlaşamaya varılmadı.
Kahirede bir açıklama yapan Abbas; Rice ile sınırların son durumu ve kalıcı olması; Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimlerinin durumlarını görüşmemiz gerekiyor dedi. Geçici sınırlara sahip bir Filistin devleti ile ilgili her türlü tartışmayı reddettiğinin altını çizdi.
Bu şartlarda Filistin Devlet Başkanının fikirlerine tamamen karşı olan Olmertin durumu belli. İsrail hükümet kaynaklarına göre Olmert, Abbasın gündeme taşımak istediği üç ana noktayı: Filistinli mülteciler; Kudüsün durumu ve İsrail 1967 sınırlarına çekilmesini tartışmak istemiyor.
Neden Başbakan Olmert ve Dışişleri Bakanı Tsipi Livni bu önemli konuları konuşmayı reddediyorlar? Çünkü İsrailin ve Mahmut Abbasın şartları tamamen birbirlerine zıt ve her ikisi de yerlerinden olmak istemiyor. Eğer Olmert söz konusu noktalarda taviz vermeye kalkışırsa bu koalisyonda bölünmelere yol açar ve hükümet düşer. Mahmut Abbasa gelince, onun da ödün vermesi Hamasın iktidarda olduğu hükümet ve Filistinlilerin çoğunluğu tarafından onaylanmıyor. Aslında Mahmut Abbasın kendisi de buna taraftar değil.
Olmert - Livni görüşmelerin tamamen sona ermesini engellemek amacıyla anlaşmanın sağlanabileceği konuların üstünde durulmasını önerdi. Burada amaçlanan görüşmelerin başlaması değil, konuşmaların politik bir ufuk açmasını sağlamak. Kudüste bir ABD ekibi şimdiden görüşme için hazırlıklara başladı. Her iki tarafın da görüşmek isteyebileceği ortak konuları araştırıyorlar. Tüm zorluklara karşın Rice, ABDnin Orta Doğu ile ilgili planın önemli bir ayağını oluşturan bu görüşmenin yapılmasını istiyor. Kaynaklar ABDnin Irakta Sünniler ile Şiiler arasında çıkacak savaş, diğeri nükleer bir tehdit arz eden İran tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. ABDnin bu iki tehlikeyle başa çıkmak ve güvenliği sağlamak için bölgedeki diğer ülkelerin yardımına ihtiyacı var.
Haftalık Times dergisine göre aralarında Riceında bulunduğu iyimser diplomatlar, ABDnin Filistin sorununu ele alması diğer Orta Doğu ülkelerinin işbirliğini de sağlayabilir. Böylelikle Irakta ki durumun açtığı zararların en azından bir kısmı telafi edilebilir.
Önerilen plan Ortadoğuda İsrail ile ılımlı Arap ülkeleri arasında işbirliğini sağlama açısından önem taşıyor. Ancak Kudüste son günlerde inşa edilmesi planlanan yaya yolu ve El-Aksa Camii civarındaki hafriyat olumsuzluk arz ediyor.
Kudüste yaşanan olaylar
Kudüste 2004 yılında yıkılan yaya yolu yerine geçtiğimiz günlerde Beit Amigdaşa yapılacak yeni yol çalışmaları nedeniyle yörede yaşanan hoşnutsuzlukların çok yakında giderilmesi ümit ediliyor. Olayları tarafsız gören herkes için böyle bir yol yapımının ve Beit Amigdaş yakınlarındaki hafriyatın El Aksa Camiine herhangi bir zarar vermeyeceği aşikar. Kudüste özellikle eski şehirde ki arkeolojik bulguların korunması için gerekli hafriyat yapılmadan hiç bir inşaat başlayamaz.
Kazılarda 711 yılında yaşanan depremde yıkılan bir sarayın duvarlarına rastlandı. Belki de daha altta Bizans ve Herod dönemine ait bulgulara da rastlanabilir.
Şehrin Belediye Başkanı daha fazla tartışmaya yol açmamak için her türlü itiraz yapılıp incelendikten sonra diğer tekliflerin değerlendirilmesine değin köprünün inşaatını durdurdu. İnşaatı üstlenen firma ise inşaatı yapmayacağını ilan etti.
Eğer Savunma Bakanlığı ile Başbakanlık ofisi arasında yeterli işbirliği sağlanabilseydi bütün bu itirazlar yaşanmayacaktı. Oysa Başbakan Olmert ile Savunma Bakanı Amir Peretz arasındaki ilişkilerin kötü olduğu biliniyor. Maariv gazetesi bile manşette çocuklar gibi kavga etmeyi bırakmaları gerektiğini yazdı.Aynı zamanda İslami Hareket öncüsü Şeyh Salahın her gün defalarca tekrarladığı da El-Aksa tehlikede,tüm inananlar müdafaa için toplanmalı söyleminden vazgeçmesi gerekiyor.
Başbakan Olmerte yakın çevrelerde söylenenlere göre Olmert Türkiye Başbakanı Erdoğan ile görüşmesinde Müslüman toplum liderlerine İsrailin bölgede yapacağı hafriyatın hiçbir şekilde kutsal camilere zarar vermeyeceğini, tersine Müslümanlara ait kutsal yerlerini korumak için her şeyi yapacağını anlatması bekleniyor.