Ilımlıların görüşmeleri her ne kadar olumlu geçtiyse de, Şarm El Şeyhte yapılan toplantıdan somut sonuçlar alınamadığını unutmamak gerekiyor.
Bölgedeki ılımlı ülkelerin dört liderinin buluştuğu Şarm el Şeyhte Haması çökertmenin ve Filistin- İsrail barışının yolları konuşulurken radikal kesimler, Filistinli esirler serbest bırakılmadan, bir sene önce Hamas tarafından İsrail topraklarından kaçırılan Gilad Şaliti serbest bırakmayacaklarını açıkladılar.
Anlamlı bant kaydı
Hamas, Şalitın kaçırılmasından bu yana ilk kez kendi sesiyle konuştuğu bir bant kaydı yayınlayarak yaptı. Bu kayıt, ailesi ve İsrail halkında büyük bir heyecan uyandırdı.
Şalit, onu esir alanlar tarafından kendisine verilmiş bir metni İbranice olarak okudu. Konuşmasında ailesine ve İsrail ordusundaki arkadaşlarına selamlarını yollayan Şalit onları çok özlediğini ve sağlığının gün geçtikçe kötüleştiğini uzunca bir süre hastanede yatması gerektiğini söyledi. Hamasın açıklaması Şalit karşılığında Filistinli esirlerin serbest bırakılması yolundaki görüşmelerin bir an önce çözüme kavuşması gerektiğini vurguluyor.
Kendisine zorla okutulan metinde Şalit, onu bekleyen bir ailesi olduğu gibi Filistinli tutukluların da serbest bırakılmasını sabırsızlıkla bekleyen aileleri bulunduğuna dikkat çekti. Mücahitlerin şartlarını kabul etmekten başka bir çare olmadığı da kayıtta yer aldı.
Hamas zemin arayışında
Bütün bunlar ne anlam ifade ediyor?
Bu olanlar, Hamasın Mısırlı bir arabulucuyu Gazzede devreye sokarak aylardır devam eden görüşmelerin olumlu bir şekilde sonuçlanmasını istemesi olarak açıklanabilir. Bir aydan fazla süren görüşmeler, tamamen durma noktasındaydı. Bunun nedeni sadece Şalit karşılığında 450 tutuklunun serbest bırakılmasını istemeleri değildi. Serbest bırakılmalarını talep ettikleri kişiler arasında İsrailli sivillere yönelik kanlı eylemlerde bulunan Hamas askeri kanadına mensup önemli kumandanların isimleri bulunuyor. Bu kişilerin serbest bırakılması İsrailde kanlı olayların kurbanı olan kişilerin ailesinde olduğu kadar tüm halkta isyana neden olabilir. Bu nedenle görüşmeler tamamen durma noktasına gelmiş ve Mısırlı arabulucu yöreyi terketmişti.
Oysa şimdi Hamas aniden görüşmeleri bitirip bir anlaşma sağlanması yolunda istekli görünmeye başladı. Takas yapılacak tutukluların listesinde ne gibi bir değişiklik talep edecekleri bilinmese de, kesin olan bu konudaki aceleleri.
Kendisini yalnız hisseden Hamas, Mısırlı arabulucu sayesinde bir anlaşma zemini sağlanabilirse bu yanlızlığın azalabileceğini, ileride başka temaslara yol açabileceğini düşünüyor.
Hamas, Gazze ve Batı Şerialı 450 tutuklunun serbest bırakılmasıyla bu iki bölgeden kendisine verilen desteğin artacağını öngörüyor.
Hamas şiddetten umudunu kesmiyor
Hamas şiddet uygulayarak sonuçlara varılabileceğini, İsrailin ancak Gilad Şalitin kaçırılması gibi askeri harekatlar karşısında taviz vereceğini ispatlamayı hedefliyor. Oysa El- Fetihin barışçıl görüşme yöntemleri hiç bir sonuca varmadı.
Bu nedenle Şalit karşılığında ,Filistinli tutukluların serbest bırakılması Abbasın prestijine ve İsrail ile görüşmelerine de bir darbe indirecek.
Ancak Hamas hoş olmayan bir sürprizle karşılaşırken, El Fetih ise tam tersi durumla karşı karşıya kaldı.
Olmertin önerisi
Dört liderle birlikte yaptığı görüşmede konuşan Olmert, ellerine sivil kanı bulaşmamış El Fetihlileri ve serbest kaldıktan sonra terör olaylarına geri dönmemeye yemin edecek 250 tutukluyu özgür bırakacağını açıkladı.
İsrail hükümetinin Olmertin bu teklifini kabul etmesi bekleniyor.
Dört yüz yada beş yüz kişiyi serbest bırakmak çok etkileyici olabilirdi ancak elleri kana bulaşmamış onca El Fetih üyesini bulmak mümkün değil. Ayrıca Knessetin onayını olmaksızın Olmert bu öneriyi kabul edemez. Böylece Olmertin neden 250 kişi dediği de açıklığa kavuşmuş oluyor.
İsrailin Hamas yanlısı hükümetin liderliği dönemlerinde dondurmuş olduğu Filistinlilere ait vergileri ödemeye başlaması, Batı Şeriada serbest dolaşımın yeniden sağlanması, Mahmut Abbasın bölgedeki durumunu yeniden güçlendirdi. İsrail ve FÖY birlikte bir komite kurarak İsrail karşıtı saldırı düzenleyen El- Fetih üyelerinin listesini inceleyecekler.
Nasıl bir Filistin?
Gerçekten de insan, her iki ülke liderlerinin verdiği demeçleri dinlerken, İsrail ve El Fetihin Filistin problemine çözüm arayan, yan yana yaşayabilecek iki devlet olasılığını hissedebiliyor.
Ancak Abbasın konuşmasından barış sürecinde aşılması zor engellerle karşılaşılabilineceğini görüyoruz. Örneğin; Abbas Filistin devletinin 1967 sınırlarında yaratılacağı ifadesini kullanırken, en ılımlı düşüncede olan İsrailli bile bu sınırlarda değişiklik yapılmaması gerektiğini düşünüyor. Kısa bir süre önce İsrail 1967 Savaşı sonrası birleştirdiği Kudüsün 40. yılını kutlarken, Abbas Filistin Devletinin başkentinin Kudüs olması gerektiğini vurguladı. 1967 Savaşından sonra Batı Şeriada inşa edilen yerleşim bölgeleri ne olacak? Ordunun, bu yerleşim bölgelerinden herhangi birinin boşaltılması sırasında karşılaşacağı problemleri düşünürsek bir Filistin Devletinin kurulması için bunca yerin boşaltılması ne gibi sonuçlar doğurabilir? Söz konusu yerleşim bölgelerini kurarken Şaronun amacının buralarda bir Filistin Devletinin kurulmasını önlemek olduğunu göz ardı edilmemeli. Sonuçta onun da fikrini değiştirdiği doğrudur ancak bu da bir Filistin devletinin kurulmasını kolaylaştırmıyor. İçinde Yahudi yerleşimlerinin de bulunacağı bir devletin hayal edilmesi bile çok zor. Tüm bunlar ve Gazzenin Hamasın eline geçmesi sonucu meydana gelen sorunlar göz önüne alındığında Dörtlünün Tony Blairi Filistin sözcüsü olarak seçmesinin son derece akıllıca olduğunu görüyoruz. Hemen bir çözüme gidilmese bile Blairin yardımı ile barışa doğru adımların atılabileceğini bekleyebiliriz.
Tabii buna inanmak için insanın iyimser olması gerekiyor.