Geçtiğimiz pazartesi, okulların açılış gününde, çocuklar henüz okul yolundayken, tamamen korumasız olan bir kreşin 20 metre yakınlarına düşen roket, sadece Sderotta değil tüm ülkedeki atmosferin değişmesine neden oldu. Savunma Bakanlığı bu çarşamba günü toplanarak herhangi bir askeri operasyonun yapılıp yapılmaması gerektiği konusunda görüşecek. Bu arada kapalı çevrelerde, politik ve askeri yorumlar yapılıyor. Kabinenin bazı üyelerinin geniş çaplı askeri bir harekat önerecekleri öngörülüyor. Sağ kanat ve muhalefet lideri Binyamin Netanyahu salı günü radyoda yaptığı konuşmada hükümeti eleştirerek, Sderota ve Batı Negevdeki başka hedeflere roket atan Gazzeye bir harekatın yapılması gerektiği çağrısında bulundu.
Stratejinin değişmesi için çağrıda bulunanlar, hükümetin harekete geçmek için Sderotta kurbanların ölmesini beklemesini eleştirdiler. Bir yorumcunun yazdığına göre, tamamen korumasız olan bu kreşe düşen roket eğer sadece 20 metre öteye düşseydi, 12 yuva yaşındaki çocuk şu anda geçirdikleri şoktan dolayı psikolojik tedavi görmek yerine ölü olacaklardı. Sderotta böyle 16 yuva bulunuyor.
Yorumcu:Eğer bu olay ölümle sonuçlansaydı, salı sabahı durum farklı olur, Gazze denizden- karadan- havadan bombardımana tutulur ve çocuklar da dahil olmak üzere düzinelerle Filistinli bu harekatta hayatlarını kaybetmiş olurlardı. Her iki taraf da güçlerini denetlemekte zorluk çekerdi dedi.
Tsahal roketleri engelleyebilir mi?
Ancak Tsahalin roketlerin yollanmasına engel olup olamayacağı da henüz belli değil. Çünkü 2.Lübnan Savaşında başarısız olmuşlardı. Şu anda belki de İsrail Güvenlik Güçleri Gazzeye girmiş ve İran tarafından eğitilmiş Hamas militanları ile kanlı çatışmalar başlamış olabilirdi.
İsrail Başbakanı Olmert, Savunma Bakanı Barak ve generallerin tereddütlerinin en önemli nedeni, İranın önümüzdeki kasım ayında Washingtonda gerçekleştirilmesi planlanan konferansta gündeme getirilecek olası İsrail- Filistin anlaşmasını baltalamak için fırsat kollaması.
İranın İsrail- Filistin anlaşmasına şiddetle karşı olduğu ve başarısızlığa uğraması için elinden geleni yapacağını, bölgeye destekçilerini yollayacağını biliniyor.
Gazzede, geçtiğimiz Lübnan Savaşında Hizbullaha karşı yapılan çatışmalara benzer, ama daha küçük çapta tehlikeli durumlar yaşanabilir. Zira Hamas, Hizbullaha kıyasla daha zayıf durumda. Buna karşın İsrail, ordusunu yeniden düzenleyerek geçen Lübnan Savaşındakine oranla kuvvetlendirdi. Ancak Hamasın direnişi, beklenilenden daha güçlü olabilir ve bu durumda da Hizbullah şu anda 20.000 kadar UNİFİL kuvvetinin bulunduğu Litani nehrinin kuzey şeridine uzun menzilli roketlerle müdahale edebilir. Böyle bir gelişme çok ciddi boyutlar taşıyabilir. Öte yandan göz ardı etmemek gereken başka bir olasılık var; Suriye- İsrail sınırında sessizlik hüküm sürüyor ama Suriye Ordusu hala Golan sınırına yakın beklemekte. Suriye- İsrail savaşı ihtimali daha da kuvvetlenmiş görünüyor. Gazzede yapılacak herhangi bir harekatın çığ gibi büyümesi kaçınılmaz olabilir.
Abbas tavır değiştirebilir
Durum bu kadar kötüleşmese bile FÖY Lideri Mahmut Abbasın, Gazzedeki Filistin- İsrail çatışmasına ilgisiz kalması beklenemez. Görüşmeler askıya alınmış haldeyken Abbasın İsrailin tarafını tutması düşünülemez zira böyle bir durumda artık Filistinlilerin oyları, Hamasa kayabilir. Ayrıca Kasım ayında yapılacak Washington görüşmesinin olumlu sonuçlanma şansı iyice azalır, hatta tamamen yok olabilir.
Ülkedeki bazı çevreler bu durumu onaylıyor. Çünkü İsrailin Abbasın istediği ciddi tavizleri vermesinden yana değiller. Ama Olmert ve Barak, Gazzede Kassam roketlerine karşı yapılacak harekatın gerilimi arttırmasını engellemek için oldukça temkinli davranacaklar.
Bakanlar Kurulu, böylesi olumsuz ve tehlikeli sonuçları engellemek, aynı zamanda İslami Cihad ve Hamas üzerinde baskı uygulamak üzere başka yöntemler arayacak. Özellikle kabinenin iki üyesi Dışişleri Bakanı Tsipi Livni ve Haim Ramon, askeri baskıdan daha değişik yöntemler uygulanmasından yana.
Gazze halkı vasıtasıyla, roket atanlar üstünde baskı kurmak istiyorlar. Gerekçe olarak da:Biz suçlulardan ziyade masum halkın hedef olduğu toplu bir cezaya karşıyız, ama şimdilik yaşamı tehdit etmeksizin etkili olabilecek çareler yok. Sderot ve Batı Negevde sivil halka roket atışının sürmesi halinde İsrail, Filistin halkının roket atan kişilere tepki göstermesini sağlayabilir.
İsrail belli bir süre için elektriği, suyu ve gıda maddelerinin bölgeye girişini engelleyebilir. Filistin halkı, roketlere hedef olan İsraillilerin mağduriyetini anlayışla karşılayacak. Halka verilen böyle toplu bir ceza haklı nedenlere dayanabilir ve engellenemez. Çok yakında kabinenin böyle bir kararı kabul etmeye hazır olup olmadığını anlayacağız. Bu öneriyi getiren kabine üyeleri hükümetin en ılımlı üyeleri olarak tanınıyorlar.
Aileler kararlı
Bu arada Sderottaki ebeveynler, okullar ve kreşler roketlere karşı korunaklı hale getirilene değin, bu işlem aylar sürse bile, çocuklarını okullara göndermemeye kararlılar. Ama bazı aileler ve öğretmenler okulları füzelere karşı dayanıklı hale getirmenin de yeterli bir çözüm olmayacağı düşüncesindeler.
Öncelikle sınıflar roketlerden zarar görmeseler bile, sürekli çalan sirenler, dersleri bölecek, çocukları ürkütecek ve onların kendilerini derse vermelerini engelleyecek. Çocuklar teneffüslerde dışarı çıkmaya korkacaklar, sirenler öğrendiklerini unutturacak, okula gelirken ve dönerken risk altında kalacaklar. Bu nedenle tek çözüm Sderot üzerine roket atılmasını durdurmak. Bu kez Gazze üzerine yaptırım uygulanması, belki de etkili olacak. Şimdiye kadar alınan her türlü önlem uzun süredir roketlerin atılmasına engel olamadığından bu yöntem denenebilir.