Uzun süren iki bayram arasında sıkışan kısa çalışma haftasında İsrailde önemli gelişmeler yaşandı.
Başsavcı Meni Mazuz, Başbakan Olmertin birkaç yıl önce Kudüste uzmanlara göre piyasa değerinin altında satın aldığı ev için başbakana bir ceza verilmesi yerine, adli bir araştırma açılmasına karar verdi. Devlet denetçisi olayda kuşkulu bir yan görmüş ve Mazuz da kendisine hak vermişti.
İsrailin Netanyahu ve Şaron gibi eski başbakanlarına karşı benzer soruşturmalar açılmış, ancak hiçbir sonuç alınamadan dosya kapatılmıştı. Bu kez soruşturma bir suçlama ile sonuçlanırsa, başbakan ve diğer bir bakan istifa etmek zorunda kalacaklar.
Bu soruşturmanın yanı sıra Olmerte karşı açılan diğer üç soruşturma daha sürüyor. Bu şartlar altında Olmert devlet işlerine yeterli vakti ayırabilecek mi? Bazı uzmanlara göre bu gibi acil olmayan sorunlar, başbakanın görev süresi tamamlanana kadar ertelenebilir.
Dikkat çekilmesi gereken diğer bir nokta da; Olmertin halk tarafından yeterli desteği almaması. Yapılan kamuoyu yoklamaları Olmertin popüler bir başbakan olmadığını gözler önüne seriyordu. Ama son iki- üç hafta içinde bu durum başbakanın lehine değişmeye başladı. İsrail halkının yabancı kaynaklardan takip ettiği; İsrailin Suriyenin kuzeyine başarılı operasyonu, Olmertin bu konuda sessiz kalma politikası ve emri bu değişikliğe neden oldu. İsraillilerin büyük bir çoğunluğu, operasyonu ve suskunluğu onaylıyor. Bu da Olmertin kamuoyu yoklamalarında durumunun değişmesini sağlarken, bu açılan yeni soruşturma prestijine darbe vurabilir.
Bunun yanı sıra Olmertin deneyimli bir politikacı olduğunu da unutmamak lazım. Knessetteki koalisyonunu güçlendirmek için bazı önlemler alıyor. Örneğin hafta başında İşçi Partisi liderlerinden Ami Ayalonu bakan olarak kabineye ekledi.
İsrail donanmasının eski komutanı olan Amiral Ami Ayalon, Şin Betin başarılı bir şefi ve Filistinlilerle barışı desteklemesiyle de tanınıyor. Onun hükümete girmesi İşçi Partisinin koalisyondan ayrılmaya niyeti olmadığının göstergesi.
Olmertin önemli açıklamaları
Başbakan Knessette Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları önünde önemli açıklamalarda bulundu. Olmert: Washingtonda yapılacak olan, bir barış konferansı değil. Amacı bölgemizdeki ılımlı devlet ve kişileri güçlendirmek. Bunun için son anlaşmaya varıldığında İsrail, şimdi kontrolü altında bulunan toprakların büyük bir kısmından çekilecek dedi.
Ancak bu kısa bir vadede gerçekleşemeyecek. Çünkü bu çekilme hem İsrail, hem de Filistinlilerin kabul ettiği Yol Haritası Planı uyarınca, terör örgütlerinin silahları bırakması sonucunda olacak.
Bu sözlerden İsraillilerin ve Filistinlilerin büyük ve zor sorunlar hakkında bir uzlaşmaya varabilecekleri, ancak bu uzlaşmanın bir kağıt üzerinde olabileceği anlaşılıyor. Uygulanması için ise terör örgütlerinin silahları bırakması gerekiyor.
Olmert dostu ve en yakın çalışma arkadaşı olan Haim Ramonun Arapların ve Filistinlilerin yoğunlukla ikamet ettiği Kudüsteki yörelerin Filistin devletine verilemesi önerisini desteklediğini açıkça dile getirmedi. Çünkü bu konuda Knessette çok muhalifleri var.
ABDnin Washingtondaki konferansa Suriyeyi davet etmeyeceği düşünülüyordu. Söz konusu toplantıya sadece ılımlı ve terörü kınayan ülkeler katılacak. Ancak, son haberlere göre ABD, Suriyeyi davet etmeye kararlı ve İsrail buna itiraz etmiyor. Oysa Lübnanda olduğunu gibi Suriye, terörü destekleyen bir konumda. Suriyenin Washingtona gelip gelmeyeceği ise henüz bilinmiyor.
Olmert Knessetteki konuşmasında, Suriye operasyonuna değinmezken, iki ülke arasındaki gerginliğin azaldığını ve Suriyenin İsrailin askeri üstünlüğünü kabul ettiğinin altını çizdi. Buna rağmen Suriyenin diplomatik görüşmelere açık olmadığını da dile getirdi.
Suriye- Kuzey Kore sakıncalı ilişki
Suriye Kuzey Kore arasındaki silah alışverişi yeni değil. Kuzey Kore özellikle uzun menzilli Scud Füzelerini Suriyeye satmıştı. Ancak son aylarda iki ülke arasında nükleer alanda yeni anlaşmalar yapıldı. Bazı söylemlere göre; Kuzey Kore, ABD ve diğer devletlerle yaptığı anlaşmaların sonucunda nükleer silah alanında yaptığı çalışmaları durduracak, bunun karşılığında da bu devletlerden ekonomik yardım görecek.
Bu gerçeklemeden önce Kuzey Kore geliştirdiği teknolojiyi Suriyeye teklif etti- veya Suriyenin teklifini kabul etti. Akabinde çalışmalar başladı. Yabancı kaynaklara göre Mossad son zamanlarda iyice yoğunlaşan bu işbirliğini haber alarak, durdurma kararı aldı.
ABD, İsrailden Suriyenin plütonyum çalışmaları ile ilgili kanıt istedi. London Sunday Timesa göre Suriye askeri kıyafeti giren İsrail komandoları Suriyeye girerek plütonyum örneği ele geçirdiler. İsrail gerekli kanıtı sunduğunda, ABDden harekete geçme onayı aldı. ABD Başkanı Bush Kuzey Koreyi uyardı. Bush 20 Eylülde yaptığı bir konuşmada Kuzey Korelilere, altı ülkenin katılacağı konferansın başarılı olmasını istiyorsa nükleer çalışmalara son vermesini gerektiğini söyledi.
İsrail ve İran Cumhurbaşkanının New- York ziyareti
İsrailliler Ahmedinecadın Columbia Üniversitesi ve başka yerlerde konuşma yapmasının çok da iyi bir fikir olmadığını düşünüyorlar. Üniversite rektörünün İran Cumhurbaşkanına söylediği sözler her ne kadar kaba olsa bile doğruydu. Ancak çoğu İsrailli şuna inanıyor: Ortadoğudaki karmaşadan haberi olmayan ortalama Amerikan halkı bölgede bir referandum olursa Ahmedinecadın çözüm getirebileceğine kani.
Haaretzin Amerika muhabiri Salı günkü yazısında Ahmedinecad gerçekte olduğu gibi İranın dünyaya karşı olmadığını yanlız İsraile karşı olduğu yanılsamasını yaymakta bir dereceye kadar başarılı olabilmiştir dedi
Filistin sorununu şimdilik unutmalı, bunun yerine İsrail sorununu çözerek sonuçta Ortadoğuda barışı sağlamalıyız diyen Ahmedinecad bu kez İsrailin imha edilmesi gerektiğini tekrarlamadı. Ancak mesajda asıl verilmek istenen son derece açık. Bu nedenle Haaretz: İsrail en fazla kaybeden taraf başlığı attı. Eğer Ahmedinecad, samimiyetine bir kişiyi bile ikna edebilmişse oldukça kazançlı olabilir. Amacı; İsraili yalnız bırakmak için yeterli sayıda insanı ikna etmek. Çabalarına devam etmesine izin verilmemeli.