Küresel ısınma nedeniyle bir türlü yaz sezonunu kapattık diyemiyoruz. Havaların hala güneşli oluşu yazdan kalma günleri yaşamamıza neden oluyor. Üç günlük bayram tatili çoğumuzun yüzünü güldürmese de uzatılmış hafta sonu ( week- end prolonge) kaçamağı yapmak isteyenlere kaçırılmaz bir fırsat sunuyor. Havaların güzel gitmesi yine güney sahillerinde turizm işletmecilerinin, tekne kiralayanların ve marina sahiplerinin yüzünü güldürecek cinsten.
Son bir iki yıldır Türkiyede birçok marina kuruldu. Denizcilik sektörü belki de uzun bir aradan sonra liman işletmeciliği alanında büyük projelere imza attı. Marinalar sadece teknelerin demirlediği yerler olmakla yetinmedi; alışveriş meraklılarını, gurmeleri, eğlence tutkunlarını ve su sporuna gönül vermiş bireyleri bir araya getirdi.
Artan talepler karşında, Türkiyedeki tersaneler tekne ve yat siparişlerini karşılamakta zorlanıyor. Geçtiğimiz yaz döneminde İstanbul, Ege ve Akdeniz marinalarının kapasitesi bir anda yüzde 120lere ulaştı. İşletmeciler ise çareyi, toplam kapasitesi 15bin yatla sınırlı olan marinaların kira bedellerini yükseltmekte buldu. Ancak bu da çözüm getirmedi. Marinalarda yer bulmak deniz tutkunları için büyük sorun oldu.
İstanbul, Ege ve Akdeniz marinalarında yaşanan yer bulma sorununda tekne ve yat satışındaki artışa paralel olarak İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerdeki marinaların doluluk oranları da etkili hale geldi.
Spor amaçlı geliştirilen yatçılığın üst gelir grubu arasında yükselen trend oluşu siparişlerin yükselmesine yol açtı. Bu da tekne ve yat üreten tekne sayısının gün geçtikçe artmasına sebep oluyor. Bu artış ihracata yönelik üretimlerde de gözleniyor. Mega yat üretiminde İtalya ve Amerikanın ardından dünyanın üçüncü büyük üreticisi konumuna gelen Türkiyede mega yat üreten 14 kuruluş bulunuyor. Bu kuruluşlar yılda toplam 2 bin 256 metre uzunluğunda 61 dev yat üretimi gerçekleştirildiği öne sürüldü. Keza, kısa bir zaman önce Rus işadamı Abramoviçin tekne siparişini Türk bir firmaya vermesi de, bunun bir kanıtı oldu.
Ege ve Akdenizdeki marinalar gerek kapasiteleri yönünden gerekse Yunan Adalarına yakınlıkları konumuyla ön plana çıkıyorlar. Akdeniz ve Egeden sonra gelen durak ise İstanbul oluyor. Günlük bağlama alanı kiralayan yatlar, İstanbuldan ayrıldıktan sonra tekrardan Ege sahillerine dönüş yapıyorlar.
Tekne modasından en büyük payı alan sektör ise tekne üreticileri oluyor. Bunda, tekne ve yat ihracatında yaşanan artışta etkili oluyor. 2006 yılında lüks yat siparişlerinde yüzde 88lik sipariş payının 2008 yılında daha da artması beklendiği bildirildi. Bu da üretici firmaların artmasına neden oluyor
Avrupadaki marinaların doluluğu, tekneleriyle seyahat edenlerin Türkiyeye yönelmelerini sağlıyor. Bu da turizm sektörünü hem alış veriş bazında hem de marinaların ticari gelişimi açısından olumlu yönde etkiliyor. Bu kadar geniş talepler karşısında Türkiyede denizcilik sektörünün gelişmesi, tekne turizminin büyümesi ancak marina sayılarının artması ile mümkün olacağı belirtiliyor.
2008 yaz sezonunda sadece Türkiyede değil, Akdenize kıyısı olan ülkelerde denize inen tekne sayılarının hızla artması daha geniş kapasiteli ve yeni marinaların kurulmasını teşvik etmelidir.
Bu yıl Boat Showun Şubat ayında gerçekleşeceğini öğrendim. Farklı ve son model teknelerin sergileneceği fuara, geçen yıl olduğu gibi birçok yerli ve yabancı firma katılacak.
Deniz sevdalılarına, tekne tutkunlarına duyurulur.
(Kaynak: www.hurriyet.com.tr)