Olmert sağlik sorununa açiklik getirdi

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Bu pazartesi sabahı İsrail  Ariel Şaron’un rahatsızlığında yaşadığı endişeyi yeniden duydu.  Başbakanlık sabahın erken saatinde bir açıklama yapılacağını duyurarak  basını davet etti.
Bu açıklama ne siyasi, ne de askeri içerikli değil başbakanın sağlığı ile ilgiliydi. Bu davetin gizli tutulması istendi.
Muhabirler doğal olarak ajanslarına haber verdiler. Tahminler Başbakan Olmert’in ağır hasta olduğu yönündeydi.  Her türlü spekülasyon yapıldı.
Öğlen saatlerinde gayet sağlıklı görünen başbakan, duruma bir açıklama getirdi. Olmert: “ Dün olağan bir sağlık taramasında prostatta mikroskobik ancak kanserli bir tümör tespit edildi. Doktorlar şimdilik hiçbir tehlike arzetmeyen bu tümörün ameliyatla alınmasının yerinde olacağını söylediler. Ameliyat sonrasında da hiçbir tedaviye ihtiyaç olmayacak. Ameliyattan kısa bir süre sonra görevime dönebileceğim. Doktorlarıma istediğiniz soruları yöneltebilirisiniz” dedi.   
Büyük olasılıkla Olmert bu ameliyatı Annapolis Konferansından sonra geçirecek.
 Geçtiğimiz salı günü İsrail basını Ehud Olmert’in cesur kararını alkışlarken onu sağlık durumlarını son dakikaya kadar gizleyen Golda Meir, Eşkol ve Begin gibi geçmiş dönem başbakanlarıyla kıyasladı.  Basın, Olmert’in davranışı ile artık emsal teşkil edeceğini ve bundan sonra sağlığının yakından takip edileceğine dikkati çekti.
Açıklamasından sonra Olmert ülke içinden ve dışından geçmiş olsun mesajları aldı. Özellikle muhalifler olmak üzere İsrailli tüm politikacılar Olmert’e acil şifalar dilediler. Ancak en etkili mesajlar, görevine devam edeceğini açıklayan Olmert’i onaylayan kendisiyle aynı ameliyatı geçirmiş ve görevlerine sağlıklı olarak devam eden ABD’de Cumhuriyetçilerin güçlü başkan adayı Guliani’nin yanısıra tanınmış İsrailli gazeteciler ve politikacılardan geldi.
Yorumculara göre Olmert’in durumu Annapolis Konferansı’ndaki konumunu güçlü kılabilir. FÖY Lideri Mahmud Abbas da  8 sene önce aynı ameliyatı geçirdi ve bugün sağlığı mükemmel durumda.

Olmert’ten Bakanlar Kuruluna açıklama
Annapolis Konferansı’ndan önce geçtiğimiz pazar günü yapılan son Bakanlar Kurulu toplantısında Olmert şöyle dedi: “Gördüğüm kadarıyla konferansta Mahmud Abbas’la ikimiz yanyana iki devlet halinde yaşamaya  karar verdiğimizi açıklayacağız. Annapolis Konferansı’ndan sonra  da uzun sürecek ciddi görüşmeler yaparak, sınırlar, göçmenler gibi konuları çözüme ulaştırma çareleri arayacağız. Ancak çözümler  bütün terör örgütlerinin  silahsızlanmasını, kuzeyde yer alan yasadışı tüm yerleşimlerden İsrail’in geri çekilmesini öneren Yol Haritası Planı’nın devreye girmesi ile başlatılabilir.Tabii bunun başarılması çok kolay değildir. Filistin bölgesinde  Hamas’ın Gazze’yi işgali, İran’ın yardımları sayesinde askeri bakımdan güçlenmesi, sorun teşkil ediyor. Çünkü İran’ın desteği ile Hamas bölgede gerçek bir ordu niteliği kazanarak sınır bölgelerinde harekatlar  yapıyor ve İsraillilere büyük kayıplar yaşatıyor. Öte yandan İsrail’de   sayıları 100 kadar olan  yasadışı yerleşimlerin boşaltılması büyük bir sorun yaratıyor. Ayrıca  İsrail’in henüz Gazze Hamas’ın hakimiyetindeyken  Filistin halkının sadece bir bölümünü temsil eden Mahmud Abbas ile anlaşmaya varması Knesset’te  özellikle muhalefette itirazlara neden olacak” dedi.

Olmert özür diledi
Türkiye ve İsrail Başbakanlarının Londra’da görüştükleri bir buçuk saat süresinde  neler konuştukları bilinmiyor. Ancak Başbakan Olmert’in 6 Eylül günü İsrail uçaklarının Suriye’de bir binayı bombalamak üzere Türk hava sahasını ihlal  etmesinden dolayı Türkiye’den resmen özür dilediği  açıklığa kavuştu. Ancak İsrail,  uçaklarının   böyle bir uçuşu  gerçekleştirdikleri  konusunda herhangi resmi bir açıklama yapmadığı gibi şimdiye dek tam bir sessizlik içindeydi.  Başbakan haftalık bakanlar kurulu  toplantısında: “Gerçekten İsrail uçakları, tatbikat sırasında Türkiye hava sahasını ihlal ettiyse  de böyle bir eylemi yapma konusunda herhangi bir kasıtları olmadı. Çünkü  Türkiye hava sahasının egemenliğini baltalamak yada çökertmek gibi niyetleri asla yoktu” dedi.
Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Namık Tan’ın Cumhuriyetin 84.  kuruluşu nedeniyle verdiği resepsiyonda konuştuğu İsrailli diplomatlar bu özürden sonra olayın her iki ülke açısından kapandığını düşündüklerini ifade ettiler. Söz konusu özür, Suriye ve Mısır gazetelerinde  yer alan Türkiye’nin İsrail ile  kendi hava sahasını kullaması yönünde bir anlaşma yaptığı ya da bu durumu sessizce kabullendiği şeklindeki yanlış haberlere  bir cevap oldu. Türkiye’nin bağımsızlığı konusunda son derece hassas olduğu açıktır. İki sene önce bir Amerikan uçağının, Suriye  Scud füzesini havada imha etmesi sonucu Türkiye,  topraklarına düşen parçalarından dolayı ABD’den özür dilemesini talep etti ve  özür dilendi.
6 Eylül günü, Suriye’de bombalanan bina hakkında İsrail basınında bir çok uydu fotoğrafları yer aldı. Bunlardan biri 2003 yılında çekilmişti ve binanın inşaat halindeki resmiydi. Son 2007 Ağustos’unda çekilen fotoğrafta ise Kuzey Kore’dekine benzer plütonyum zenginleştirmesi ile ilgili bir reaktör tamamlanmış halde yer alıyordu. Fırat’ın suyu buraya getirilerek plütonyumun soğutulması planlanıyordu. Ekim’de çekilen fotoğrafta ise herşey temizlenmiş ve binadan hiçbir iz kalmamış görünüyor. Basına göre bu son görüntü Suriye’nin gerçekten gizleyecek bir şeyi olduğunun delilidir.