Bu pazartesi sabahı İsrail Ariel Şaronun rahatsızlığında yaşadığı endişeyi yeniden duydu. Başbakanlık sabahın erken saatinde bir açıklama yapılacağını duyurarak basını davet etti.
Bu açıklama ne siyasi, ne de askeri içerikli değil başbakanın sağlığı ile ilgiliydi. Bu davetin gizli tutulması istendi.
Muhabirler doğal olarak ajanslarına haber verdiler. Tahminler Başbakan Olmertin ağır hasta olduğu yönündeydi. Her türlü spekülasyon yapıldı.
Öğlen saatlerinde gayet sağlıklı görünen başbakan, duruma bir açıklama getirdi. Olmert: Dün olağan bir sağlık taramasında prostatta mikroskobik ancak kanserli bir tümör tespit edildi. Doktorlar şimdilik hiçbir tehlike arzetmeyen bu tümörün ameliyatla alınmasının yerinde olacağını söylediler. Ameliyat sonrasında da hiçbir tedaviye ihtiyaç olmayacak. Ameliyattan kısa bir süre sonra görevime dönebileceğim. Doktorlarıma istediğiniz soruları yöneltebilirisiniz dedi.
Büyük olasılıkla Olmert bu ameliyatı Annapolis Konferansından sonra geçirecek.
Geçtiğimiz salı günü İsrail basını Ehud Olmertin cesur kararını alkışlarken onu sağlık durumlarını son dakikaya kadar gizleyen Golda Meir, Eşkol ve Begin gibi geçmiş dönem başbakanlarıyla kıyasladı. Basın, Olmertin davranışı ile artık emsal teşkil edeceğini ve bundan sonra sağlığının yakından takip edileceğine dikkati çekti.
Açıklamasından sonra Olmert ülke içinden ve dışından geçmiş olsun mesajları aldı. Özellikle muhalifler olmak üzere İsrailli tüm politikacılar Olmerte acil şifalar dilediler. Ancak en etkili mesajlar, görevine devam edeceğini açıklayan Olmerti onaylayan kendisiyle aynı ameliyatı geçirmiş ve görevlerine sağlıklı olarak devam eden ABDde Cumhuriyetçilerin güçlü başkan adayı Gulianinin yanısıra tanınmış İsrailli gazeteciler ve politikacılardan geldi.
Yorumculara göre Olmertin durumu Annapolis Konferansındaki konumunu güçlü kılabilir. FÖY Lideri Mahmud Abbas da 8 sene önce aynı ameliyatı geçirdi ve bugün sağlığı mükemmel durumda.
Olmertten Bakanlar Kuruluna açıklama
Annapolis Konferansından önce geçtiğimiz pazar günü yapılan son Bakanlar Kurulu toplantısında Olmert şöyle dedi: Gördüğüm kadarıyla konferansta Mahmud Abbasla ikimiz yanyana iki devlet halinde yaşamaya karar verdiğimizi açıklayacağız. Annapolis Konferansından sonra da uzun sürecek ciddi görüşmeler yaparak, sınırlar, göçmenler gibi konuları çözüme ulaştırma çareleri arayacağız. Ancak çözümler bütün terör örgütlerinin silahsızlanmasını, kuzeyde yer alan yasadışı tüm yerleşimlerden İsrailin geri çekilmesini öneren Yol Haritası Planının devreye girmesi ile başlatılabilir.Tabii bunun başarılması çok kolay değildir. Filistin bölgesinde Hamasın Gazzeyi işgali, İranın yardımları sayesinde askeri bakımdan güçlenmesi, sorun teşkil ediyor. Çünkü İranın desteği ile Hamas bölgede gerçek bir ordu niteliği kazanarak sınır bölgelerinde harekatlar yapıyor ve İsraillilere büyük kayıplar yaşatıyor. Öte yandan İsrailde sayıları 100 kadar olan yasadışı yerleşimlerin boşaltılması büyük bir sorun yaratıyor. Ayrıca İsrailin henüz Gazze Hamasın hakimiyetindeyken Filistin halkının sadece bir bölümünü temsil eden Mahmud Abbas ile anlaşmaya varması Knessette özellikle muhalefette itirazlara neden olacak dedi.
Olmert özür diledi
Türkiye ve İsrail Başbakanlarının Londrada görüştükleri bir buçuk saat süresinde neler konuştukları bilinmiyor. Ancak Başbakan Olmertin 6 Eylül günü İsrail uçaklarının Suriyede bir binayı bombalamak üzere Türk hava sahasını ihlal etmesinden dolayı Türkiyeden resmen özür dilediği açıklığa kavuştu. Ancak İsrail, uçaklarının böyle bir uçuşu gerçekleştirdikleri konusunda herhangi resmi bir açıklama yapmadığı gibi şimdiye dek tam bir sessizlik içindeydi. Başbakan haftalık bakanlar kurulu toplantısında: Gerçekten İsrail uçakları, tatbikat sırasında Türkiye hava sahasını ihlal ettiyse de böyle bir eylemi yapma konusunda herhangi bir kasıtları olmadı. Çünkü Türkiye hava sahasının egemenliğini baltalamak yada çökertmek gibi niyetleri asla yoktu dedi.
Türkiyenin İsrail Büyükelçisi Namık Tanın Cumhuriyetin 84. kuruluşu nedeniyle verdiği resepsiyonda konuştuğu İsrailli diplomatlar bu özürden sonra olayın her iki ülke açısından kapandığını düşündüklerini ifade ettiler. Söz konusu özür, Suriye ve Mısır gazetelerinde yer alan Türkiyenin İsrail ile kendi hava sahasını kullaması yönünde bir anlaşma yaptığı ya da bu durumu sessizce kabullendiği şeklindeki yanlış haberlere bir cevap oldu. Türkiyenin bağımsızlığı konusunda son derece hassas olduğu açıktır. İki sene önce bir Amerikan uçağının, Suriye Scud füzesini havada imha etmesi sonucu Türkiye, topraklarına düşen parçalarından dolayı ABDden özür dilemesini talep etti ve özür dilendi.
6 Eylül günü, Suriyede bombalanan bina hakkında İsrail basınında bir çok uydu fotoğrafları yer aldı. Bunlardan biri 2003 yılında çekilmişti ve binanın inşaat halindeki resmiydi. Son 2007 Ağustosunda çekilen fotoğrafta ise Kuzey Koredekine benzer plütonyum zenginleştirmesi ile ilgili bir reaktör tamamlanmış halde yer alıyordu. Fıratın suyu buraya getirilerek plütonyumun soğutulması planlanıyordu. Ekimde çekilen fotoğrafta ise herşey temizlenmiş ve binadan hiçbir iz kalmamış görünüyor. Basına göre bu son görüntü Suriyenin gerçekten gizleyecek bir şeyi olduğunun delilidir.