Mevlananın doğumunun 800. yıl kutlamaları kapsamında çeşitli etkinlikler yer alıyor. UNESCOnun 2007yi Mevlana yılı olarak ilan etmesi yurt içinde olduğu kadar yurtdışında da konuya olan ilgiyi arttırıyor.
Gerçi Mevlananın öğretilerine günümüzde daha çok ihtiyacımız var. Tıpkı bir yetkilinin söylediği gibi: Semazenlerin nasıl döndüklerini merak etmektense niye döndüklerini sorguladığımızda, birçok sorunun yanıtı kendiliğinden gelecektir.
CRRnin kasım ayı programında Kudsi Ergunerin adını gördüğümde yıllar önce Konyada katıldığım Sema Törenini anımsadım. Tören bittiğinde uzun süre oturduğum yerden kalkamamıştım. Öylesine etkilenmiştim... Sonra her nedense bir daha gidemedim Konyaya. İstanbulda izlediklerim ise, asla aynı duyguları yaşatmadı. Onun için Kudsi Ergunerin ney üfleyişini dinlemek bir ayrıcalık. Ney sesi kadar huzur veren, kişinin iç dünyasına ulaşabilen az tını vardır heralde. Osmanlının neyi tedavi yöntemi olarak kullandığı da bildiğimiz bir olgu.
Bu bağlamda, İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Ressam Ergin Inanın büyük tasavvuf düşünüründen esinlenerek oluşturduğu resimleri Mevlana Celaleddin Rumi: 99 şiir, 99 resim başlıklı bir kitapta topladı. İnanın resimleriyle birlikte Prof. Talat Halmanın Mevlanadan derlediği 99 şiir de yer aldı.
Kitap için hazırlanan resimlerin orijinalleri 28 Kasım - 4 Aralık tarihlerinde Lütfi Kırdarda yer alacak olan İstanbul Çağdaş Sanat Fuarında sergilenecek. Fuar sonrasında kitap İKSVnin Beyoğlundaki merkezinde satılacak.
* * *
Profilo Alışveriş Merkezinin en cazip köşelerinden biri tiyatroların yer aldığı bölümdür. Daha doğrusu oraya çoğu kez sadece tiyatro izlemek için gideriz. Önce aynı kattaki cafede hem birşeyler atıştırırız, hem de dostlarla selamlaşıp hasret giderir sonra da tiyatroya gireriz.
* * *
Tiyatro tutkunu olan bir yakınım geçenlerde arkadaşlarıyla, sınıf arkadaşları Gencay Gürünün kurucusu olduğu Tiyatro İstanbula gittiler. Ertesi gün sohbet esnasında, oyunu nasıl bulduğunu sordum: Oyun çok güzeldi. Ama üzüldüm, salon neredeyse boştu dedi.
* * *
Tiyatro gibi bir kurum işletmek gönül işidir. Cesaret ister. Ama oniki yıl süreyle Şehir Tiyatrolarının yöneticiliğini yapan Gürün, aynı dirayetle tiyatrosunun başında. Ve hala her tür sanat olayının destekçisidir. Nitekim, Carl Ebertin doğumunun 120. yılı için düzenlenecek, Emre Erdemin koordinatörlüğünü yaptığı etkinlik için, hiç düşünmeden oyunu iptal ederek, salonunu verdi.
1936da Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası ve Genel Sahne konularını konuşmak için Ankaraya davet edilen Carl Ebert, sonraki yıllarda Devlet Konservatuarının Opera ve Tiyatro bölümlerini kurdu.
O dönemde Almanyadan Türkiyeye gelen profesörlerin çoğunun Yahudi olduğu zannedilir. Carl Ebert Yahudi değildi; rejim karşıtı olduğundan 1935te Almanyadan İsviçreye kaçmıştı.
Emre Erdem, 30 Kasımdaki anma gecesinde, Refik Erduranın yöneteceği panele Carl Ebertin birkaç öğrencisini davet etti. Ayten Gökçer, Macide Tanır, Sevgi Sanlı, Prof. Mesut İktu ve Can Gürzapın konuşmacı olarak katılması bekleniyor. Ardından da, İDOB Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni bas bariton Suat Arkının bir dinletisi yer alacak.
Sürprizlerle dolu bir gece yaşanacak sanki...
Gecenin ev sahibi Gencay Gürünü yürekliliği için kutlar, Tiyatro İstanbulun perdelerinin daha uzun yıllar açılıp kapanmasını dilerim.