.....Annapolis Konferansının başlamasına kısa süre kala durum bir kaç hafta öncesine nazaran biraz daha olumlu görünüyor. Yine de hala kafalar karışık ve son ana dek beklenmedik olumsuz bir gelişme olabilir.
Durum biraz daha iyimser çünkü: Filistin ile İsrailin ortak bir bildirge sunmaları bekleniyor. Zira Filistinliler deklarasyonda olmasını istedikleri ve İsrailin reddettiği Kudüs, sınırlar ve 1948 mültecilerinin geri dönüşü ile ilgili sorunların başta çözülmesi gerektiği şartlarından geri adım attılar. Şimdi prensip olarak deklarasyonun belli başlı konularının ABD Başkanı Bushun başkanlık döneminin sonuna kadar uzun sürecek yoğun konuşmalar ile çözülmesi bekleniyor. Bu da bir yıldan uzun bir süreye işaret ediyor. Ancak Filistinliler, İsrailin görüşmeleri belirsiz bir zaman sürüncemede bırakacağından ve sonuçsuz kalacağından korkuyorlar. Öte yandan İsraillilerin problemlerini kendilerine dost bir başkan henüz Beyaz Sarayda iken çözmek istedikleri de bir gerçek.
İsrail ile Filistinliler çok zıt fikirlere sahipler. Bu sorunların çözülmesi için bir yıl yeterli olacak mı? İlk bakışta bu çok şüpheli görünüyor; zira İsrail ile Filistinlilerin menfaatleri ve duyguları birbirleri ile çelişkide. Ayrıca her iki tarafın ılımlıları, herhangi bir taviz verilmesinden yana olmayan, verilecek en ufak bir tavizin vatana, dine ve insanların güvenliğine ihanet olduğunu düşünen radikallerin baskısı altında.
Mahmud Abbas ve Salam Fayyad Filistinlilerin aşırı kanadı El Fetih bünyesindeki Hamas yandaşları ile evlerine geri dönmek isteyen mültecilerin baskısına karşı nasıl koyabilecekleri konusunda endişeliler.
İsrailde ise hem koalisyon, hem de Knessetin geri kalan üyeleri arasında ve kamuoyunda verilecek tavizlere karşı güçlü bir direniş var. Terör kampanyası yeniden bu pazartesi Batı Şeriada 29 yaşında iki çocuk babası yedekteki bir paraşütçünün Arap terörist tarafından öldürülmesi ile başladı. Tabii bu arada atılmaya devam edilen ve sayıları gittikçe fazlalaşan Kassam füzelerini de eklemek gerek. Bütün bu yaşananlar Filistinlilere verilecek tavizlere itirazı güçlendiriyor.
Sağ kanada mensup Liebermanın İsrael Beithenu ile Şas Partisinin de tavizlere karşı duruşu Olmertin işini zorlaştırıyor. Olmert yine de kabineden 450 tutuklulunun serbest bırakılması kararının çıkmasını sağladı. Her ne kadar Filistinliler Olmerte 2000 kadar tutuklunun serbest bırakılması yönünde baskı yaptıysalar da, bu rakam hem Olmert hem de Abbas için bir başarı sayılabilir. Ünlü İsrailli yazar Amos Oz bir makalesinde Olmertin Lieberman ve Kadima Partisinin sağcı kesiminin baskılarına karşı koyması gerektiğini yazdı.
İsrailli yorumcular ve politikacılar Annapolis Konferansını takip edecek olan İsrail- Filistin görüşmelerinin mutlaka başarıya ulaşması gerektiğine, bölgede İsrail ile barış içinde yanyana yaşayacak bir Filistin devletinin kurulması için son şans olduğuna dikkati çekiyorlar.
Olmert salı günü görüştüğü Mısır Cumhurbaşkanı Mübarekten Annapolis Konferansına Arap Birliği ülkelerinin katılımının mümkün olduğunca en yüksek seviyede olmasını sağlamasını istedi. Olmert her ne kadar aralarındaki anlaşmazlık konferansta ele alınmayacaksa bile, Suriyenin de konferansa katılmasını istiyor. Çünkü konferansta Golan sorunun ileriki tarihlerde konuşulması gerektiğinin altı çizilecek. Suriyenin İran ile yakın işbirliğinin sona erdirilmesi, hem İsrailin hem de tüm Arap ülkelerinin hedefi olmalı. Golanın geleceği ise, bu sorunun çözülmesinde zor ama imkansız olmayan bir rol oynayabilir.
Tabii ki Annapolis Konferansında birçok problem yaşanacak ama bu safhada hiç bir şey kesin değil. Konuyu irdelemek için gelecek haftayı beklemek daha uygun olacak.
Peresin Türkiyeyi resmi ziyareti
İsrailli yorumculara göre Peresin Türkiye tarafından sıcak karşılanması başkanın geçmişine gösterilen saygının yanısıra iki ülkenin yakın ilişkilerinin göstergesi.Yorumcular, iki ülke arasında İran,Suriye ve Filistinliler konusunda düşünce ayrılığı olsa da böyle bir karşılamanın çok ilginç olduğunu söylüyorlar.
En önemli fikir ayrılıkları kesinlikle İran konusunda görünüyor. Peres, Türkiye ziyaretinde İranın nükleer silaha sahip olması konusundaki endişelerini ve bunun bölgeye olan yansımalarının tehlikeli olacağını açıkladı. Türk liderler, böyle bir tehlikenin mevcut olmadığına inanıyorlar. Onlara göre İranın silahlanma gibi bir niyeti yok ve Peres bütün çabalarına rağmen fikirlerini değiştiremedi. Suriye konusunda ise durum çok değişik. Türkiye, Suriyenin Golan karşılığında barış istediğinden emin. Ancak İsrail, Suriyenin Golana sahip olsa bile barışa yanaşacağına pek de inanmıyor. Türkiye, iki ülkenin barış anlaşması yapması için elinden gelen her konuda arabuluculuk yapmaya hazır.
Türkiyenin diğer bazı ülkeler gibi İsrailin özellikle yerleşim bölgeleri ile ilgili Filistin politikasını eleştirdiği biliniyor. Ancak başka etkenler Türkiye ile İsrailin yakınlığını dengeye oturtuyor.
Haaretzde bu konuda ilginç bir makale yayınlandı. Makaleyi yazan kişi Knessetten kısa bir süre önce istifa eden Meretz Partisi başkanlığını bırakan İsrail elitleri üzerinde etkisi çok olan ve ara ara Haaretze yazılar yazan bir politikacıydı.
Ayrıca Yossi Sarid Birinci Dünya Savaşında Türkiyenin doğusunda yaşanan olaylar hakkında İsrail hükümeti ve bir kısım kamuoyundan farklı düşüncelere sahip. Yossi Saridin yazdıklarını şöyle özetleyebiliriz:Eğer dünyanın en iyi liderini seçmemiz istenseydi bu isim Türkiye Başbakanı Tayyib Erdoğan olurdu.Onun sayesinde Türkiyenin dünya pazarlarındaki yeri taze bir ekmek gibi yükselerek modern bir ülke olmakta.Türkiye İslamın modern bir ülkede yaşanabileceğinin delili. Dünya Türkiye örneğiyle, İslam ve demokrasinin bir arada yaşayabileceğini gördü.
Aynı makalede Sarid Avrupa Birliğinin Türkiyeyi kabul etmede zorluk çıkartmasının çok yanlış olduğunu da yazdı.
Tony Blairin projeleri
Geçmiş İngiltere Başbakanı Tony Blair dörtlü tarafından Filistinlilere elçi olarak atandığında, Filistin ekonomisini ve hükümet kurumlarını iyileştirebileceği konusunda şüpheler yaşandı. Şüpheler hala sürse de, bu pazartesi Kudüste açıkladığı planlar hiç te vakit kaybetmediğini gösterdi. Projelerini 17 Aralıkta Pariste toplanacak bağışçılara sunacak olan Blairin planları arasında Ankara Forumunda konuşulan endüstriyel parklar yapılması, Gazze ve Batı Şeriada büyük yerleşimlerin inşaası da yer alıyor.
Olmert Şarm el Şeyhte
İsrail Başbakanı Olmert, Mübarek ile katıldığı basın konferansında Annapolis Konferansı başarısızlığa uğramayacak çünkü Mübarek gibi güçlü bir Arap liderinin desteği arkamızda dedi.
Konferansı takip edecek İsrail- Filistin görüşmelerine gelince Olmert, sürecin oldukça zor olacağını, bazı krizlerin yaşanabileceğini, akıllı davranılırsa olumlu sonuçlar alınabileceğine inandığını ifade etti.
Mübarek- Olmert görüşmesi Sedatın tarihi Kudüs ziyaretinin 30.cu yılına rastladı. Mübarek de, Filistin sorununa çözüm bulacak bir konferans başlatmak ve bölgede barışı tesis etmek için çok uygun bir zaman olduğunu vurguladı.