İş yaşamımız, hayatımızın yüzde 60’ını kapsamaktadır. Günümüzün en verimli saatlerini ofiste geçiriyoruz. Geri kalan zamanımız ise ailemize, arkadaşlarımıza ve sosyal yaşantımıza ayırmaya özen gösteriyoruz.
Haftanın her bir gününü farklı ve en verimli şekilde değerlendirmek gerekir. Pazartesi günleri “sendrom” olmaktan çıkarılmalı; cuma günleri ise en verimli gün haline getirilmelidir. Son birkaç yıldır, ülkemizde de Amerika’da olduğu gibi cuma günleri farklı bir çalışma temposu oluşmaktadır. Bireysel olarak hafta sonunun gelişi kimimizde rehavete yol açarken kimimizde ise daha farklı bir motivasyon oluşturmakta ve haftanın en verimli günü olmaktadır. Çoğu zaman internet ortamında aldığımız e- maillerde bile cuma gününün güzelliği yansıtılmaktadır. Tabii ki bunun çalışılan sektör ve yapılan işlerle de doğrudan bağlantılıdır.
Birçok ülkede, iş yaşamında, haftanın farklı günlerinde alınan verim anketlere konu olmuştur. Sizlere bu anketlerden söz etmek istiyorum.
Aslında sonuç literatüre göre biraz şaşırtıcı. Çünkü bugüne kadar yapılan tüm araştırmalar, verim açısından cumayı değil salı gününü işaret ediyor. Örneğin finans sektöründe geçici personel firması Accountemps tarafından 2007 yılının başında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, çalışanlar en fazla salı günü verimli oluyorlar. En düşük verim ise perşembe ve cuma gününe verilmiş.
Gallup Organization tarafından 1991 yılında Amerikalı çalışanlarda yapılan anket ise bugüne kadar ilgi görmüş en iyi çalışma arasında yer alıyor. Edith Weiner ve Arnold Brown’ın 1993 yılında “Ofis Biyolojisi” adlı kitapta haftanın günlerinin iş performansını nasıl etkileyeceğine dair bölümlerde kullanılan bu araştırmada katılımcıların yüzde 24’ü salı gününü en verimli gün olarak değerlendirmiş. Yüzde 39’u ise en düşük verimin pazartesi sağlandığını ifade etmiş.
London School of Economic’e (LSE) bağlı Ekonomik Performans Merkezine ( Center for Economic Performence) ait 2007 tarihli yeni rapordaki sonuçlarda ilginç. İngiltere’nin en kapsamlı araştırmalarından biri olan zaman kullanımı ( Time Use) araştırmasının 2000’de edinilmiş olan son verileri üzerine detaylı yorum ve öneriler içeriyor. Rapora göre salı, çarşamba, perşembe ortalama 360 dakika ( 6 saat) çalışılıyor. Bu rakam pazartesi 342’ye cuma ise 317 dakikaya geriliyor. Yani, insanlar saat olarak en fazla haftanın ortasındaki günlerde çalışıyorlar. Tabi bu durum sektörlere göre ciddi farklılıklar gösteriyor. Örneğin otel restaurant veya perakende sektöründeki çalışanlar için hafta sonu günleri çalışma oranları oldukça yüksek.
İlk bakışta Türk milletinin farklı bir yapıya sahip olduğunu düşünsek de aslında halen cumanın başarısını tam olarak hiçbir gün gölgeleyemeyeceği apaçık ortada.
Yapılan başka bir araştırmaya göre ise 18- 29 yaş arası çalışanların en fazla üretken oldukları gün ise yüzde 25 ile cuma günü oluyor. Gençleşen ve çalışan nüfusun iş hayatında daha fazla yer bulmasıyla değişen iş yaşamı değerleri, cuma’nın önlenemez yükselişine taa 1991 yılında neden olmaya başlamış.
LSE’in raporuna ise farklı bir bakış açısı ile yaklaşacak olursak verimliliği etkileyen faktörler arasında biri de işe gelmeme hususu bulunmaktadır. İşe gelmeme oranlarının en yüksek olduğu gün pazartesi iken bu oran hafta sonuna doğru düşüşe geçiyor. Yani cumaları işten kaytarma oldukça düşük oluyor. Yine kuzey Amerika’da yapılan bir diğer araştırmanın sonucuna göre yaralanmalar ve kazalar diğer günlere oranla en yüksek pazartesileri yaşanıyormuş.
İşte, en iyi verimi alabilmek için günümüzü en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını araştıralım. Haftanın her gününü kendi başarı grafiğimizi yükseltmek için hedefleyelim.
Pazartesi sabahı sendromlarını yeni başlayan haftanın heyecanıyla karşılamaya çalışırken cuma günlerini de “free friday” ruh haliyle gelen hafta sonunun tadına vararak ve cuma akşamının konseptine uygun ailemize ve arkadaşlarımıza vakit ayırarak geçirmeyi deneyelim.
Benim en verimli günüm hangisi mi? Friday, I’m very happy!
