Bundan yıllar önce Hatemi, arkasına aldığı tüm reformist rüzgar ile İran Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğinde, bunun İran?da nasıl bir değişim yaratacağını sıcağı sıcağına ünlü Ortadoğu uzmanı Barry Rubin`e sormuştum. Rubin,İsrail-Filistin sorunu ve Türkiye`nin rolü üzerine bir konferans için İstanbul`daydı. Hatemi ile ilgili soruma karşılık oldukça karamsar bir tablo çizdi. Rubin`e göre Hatemi`nin yapabileceği pek birşey yoktu.
Bundan yıllar önce Hatemi, arkasına aldığı tüm reformist rüzgar ile İran Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğinde, bunun İranda nasıl bir değişim yaratacağını sıcağı sıcağına ünlü Ortadoğu uzmanı Barry Rubine sormuştum.
Rubin, İsrail-Filistin sorunu ve Türkiyenin rolü üzerine bir konferans için İstanbuldaydı. Hatemi ile ilgili soruma karşılık oldukça karamsar bir tablo çizdi. Rubine göre Hateminin yapabileceği pek birşey yoktu. Ülkesinin en yüksek koltuğuna oturtulması ise Molla rejiminin bir oyunuydu. Mollalar, dışarıya karşı modern, reformist bir görünüm çizecek Hatemiyi o koltuğa oturmuş ancak elini kolunu bağlamıştı.
Açıkçası İran kadınlarının meydanlarda Hatemiyi, özgürlüğü, reformları kutladıkları fotoğraf beni de etkilemişti. Barry Rubinin fazla kötümser bir tahminde bulunduğunu düşünmüştüm. Ama zaman Rubinin Hatemi ile ilgili tahminlerini doğru çıkardı. İranda modernleşme rüzgarı bir palavradan, dünyaya karşı oynanan bir halkla ilişkiler oyunundan ibaret kaldı. İranlı kadınlar meydanlardan çekildi.
Şu sıralar eski İran Cumhurbaşkanı sıfatı ile ABDyi gezen Hatemi hakkında yazılanları okuduğumda ister istemez yıllar önce yaptığım Barry Rubin röportajı aklıma geldi. Acaba Hatemi bir kez daha dünya kamuoyunun karşısına İranın sempatik yüzü olarak mı çıkartılıyordu. Bu gezi, yıllar önce işe yarayan Molla kamuflajının bir benzeri olabilir miydi?
Sanırım bu soruları sormakta çok haksız değilim. Hatemi tam 12 gün boyunca Amerikayı dolaştı, dolaşmaya devam ediyor. Konuşmalar yaptı, yetkililerle görüştü, Amerikan medyasına beyanatlar verdi. Bu anlamlı gezinin, 1979 yılından beri gerçekleşen en yüksek kıdemli İranlının ABDye yaptığı ziyaret olarak tarihe geçtiğini hatırlayacak olursak ve bu ziyaretin İran-ABD ilişkilerinin en gergin olduğu bir döneme, dahası 11 Eylülün yıldönümüne denk geldiğini düşünürsek, insan ister istemez bu komploya kendini inandırıyor.
ABDdeki konuşmaları sırasında Hatemi diyor ki, Seçilmiş Hamas hükümetinin iki devletli çözümü kabul etmesi durumunda İran da bu kararın arkasında yer alacak. Anlamı İranın İsrailı tanıyacağı. Ahmedinejadın İsraili haritadan sileceğini söylemesinin ardından ayrıca manalı.
Hatemi yine Amerika gezisi sırasında her bulduğu fırsatta Holokostun tarihi bir gerçek olduğunu söylüyor. Ahmedinejadın Holokostun büyük bir yalan olduğunu kanıtlama iddiası ile organizasyonuna soyunduğu Holokost konferasının ardından bu açıklama ne kadar da çarpıcı, değil mi?
Eski İran Cumhurbaşkanı daha da ilginci tüm açıklığı ile şu mesajı veriyor: İranın İsraile karşı politikası Ahmedinejad başa geçtiğinden beri değişmemiştir. Değişen sadece kullanılan kelimelerdir.
Açıklaması, şu an gücü elinde tutan Ahmedinejadın açıklamalarını dikkate almayın, onun heyecan ile söylediği laflara fazla bakmayın. İran politikasında değişen birşey yok.
Dahası dünya basınında geniş yankı uyandıran Hateminin bu açıklamaları İranda da aynı şekilde yayınlanıyor. Ama şimdiye kadar İran yönetiminden kimse çıkıp da, Hateminin açıklamaları kendini bağlar, bizim için önemli olan şu anki cumhurbaşkanı Ahmedinejadın beyanatlarıdır demiyor.
Alt alta koyduğumuzda, Barry Rubinin iddia ettiği gibi Mollaların iyi polis-kötü polis oyunu devam ediyormuş gibi gözüküyor. İyi polis Hatemi, Nükleer kriz, Hizbullah-İsrail savaşı ve hepsinin üzerine tuz biber eken Ahmedinejadın açıklamaları ile iyice marjinalleşen İrana nefes oluyor. Bir anlamda İranın dışarıdaki görüntüsüne ince ayar yapılıyor.