2005 yılı Nobel Edebiyat Ödülü İngiliz oyun yazarı Harold Pinter?a layık görüldü.
2005 yılı Nobel Edebiyat Ödülü İngiliz oyun yazarı Harold Pintera layık görüldü.
Harold Pinter Tanrı daha uzun ömürler versin, 75 yaşında. Edebiyat denilen bir güzel sanat kolunda, bir milyon doların üstünde bir servetçiği İsveçlilerden almak için en ideal yaş değil mi? Güle güle harcasın. Bu günlere gelmek onun için hiç de kolay olmamıştır. Kim bilir ne sanatsal badirelerden geçti, düşünsel açıdan hırpaladı kendini, eleştirmenlerce de hırpalanıp durdu.
Harol Pinter kimdir? Önce bu kişiyi tanımamız gerekir. Kendi ağzından, kendi üslubuyla Harold Pinter, Harold Pinterı anlatsın. Böylece Sezarın hakkı Sezara verilsin.
Bir meçhul, bir muamma, az konuşan, suskun, kısa ve öz sözlü olmanın yanı sıra, çabuk öfkelenen, huysuz ve aksi, dikenli kelimeler seven, sert ve haşin.
Pinter kendi portresini usta bir ressam yeteneğiyle çizmiş oldu.
"Ben bu saydıklarımın hepsiyim" diyor "ancak sanatsal bir yönüm de var. Siz o yönümü görün. Kusurlarım üstünde lütfen durmayın. Verdiklerimi sevin, veremediklerimi unutun gitsin. İster bir şiirim, ister bir oyunum, ister bir senaryom olsun hepsinden aldığınız tat güzel olmalı. Hepsi sizi gerçekler ile yüz yüze getirmeli. Sizi söylediklerimle heyecanlandırmalıyım."
Bunlar Pinterın doğruları. Büyük bir içtenlikle kabul ediyor eksikliklerini ancak "yeteneklerimi de göz önünde tutmalısınız" diye uyarmakta izleyicilerini.
45 yıldır yazıyor. Arzu ile heyecan ile en basit günlük sözcüklerle en acı doğruları resmederek.
Nereden nereye geldiğine bir bakın.
Şöyle bir anısı var. 1957 yılında yazmağa başlamış. İlk oyunu "The Birthday Party " ( Doğum Günü Partisi ) eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuş. Çok üzülmüş tabii. Yapıtın sahneye konmasından sekiz gün sonra tiyatroya gider. Bütün salonda altı kişi var ve belli ki onlar da gördüklerinden pek hoşnut değiller. O günkü hasılat ise iki Pound ve sekiz Şilin. (Otuz YTL)
Bir tiyatro yazarı için ne büyük bir trajedi değil mi !? İzlenmemek!
Pinter soyadı nereden gelmekte. "Pinta" dan. Bir yakınının tahminine göre ailenin kökü İspanya ve Portekizden göç eden Yahudiler. Pinta, Lizbonda tanınmış bir aile imiş. Ancak bu savı güçlendirecek kanıt yok. Pinterın teyzelerine göre, Rusyadan veya Polonyadan Londraya göç etmiş olmaları akla daha yakın.
Pinterın en tanınmış oyunlarından biri Betrayaldır ( İhanet). Bu oyunu Londrada gördüm. Üç kişi oynuyordu, biri kadın, ikisi erkek. Dördüncü kişi konuşmalarda vardı, ancak sahnede gözükmedi.
İki ilginç nokta gözüme çarptı. Birincisi oyun 1968 ile 1977 tarihleri arasında Londrada oturan iki karı-koca arasında sekse dayanan arkadaşlığı yorumluyor. Oyun, bitiş tarihi 1977den başlangıç tarihi 1968e doğru kademe kademe geriye gidiyor. Önce sonuç sunuluyor. Sonra bu sonuca nasıl varıldığı gösteriliyor izleyiciye. Değişik bir anlatım tarzı. İki karı koca arasındaki gizli ilişkiler etik karşılanmaz ancak kim gerçekleri yadsıyabilir.! Başlarımızı deve kuşu misali kumlara gömmeyelim. Tiyatro yaşamın ta kendisi olduğuna göre.
İkinci nokta, Harold Pinterın en karmaşık sorunları bile en sade bir üslupla ele alışı. Ağdalı ve uzun cümlelerden medet ummuyor Pinter. Ne demek istiyorsa günlük dili kullanarak diyor.
Böyle olduğu için de yazmış olduğu yirmi dokuz oyun izleyicilerce alkışlanıp durmakta.
Kaynakça: Harold Pinterın İngiliz Edebiyatı David Cohen Ödülünü alırken yaptığı konuşma Betrayal (İhanet) adlı oyunu