Bu pazartesi Tel Aviv`de bulunan ABD`nin Genelkurmay Başkanı Amiral Mullen yaptığı açıklamada: `İran konusunda yalnız kalmayacaksınız. Amerika yanınızda olacak` dedi. On yıldan beri ilk kez ABD`nin askeri alanda en yetkin kişilerinden biri İsrail ordusunun ileri gelenleriyle görüşmek üzere İsrail`e gelerek ordunun endişelerini gidermeye çalıştı. Bu görüşmelerin gündeminde geçtiğimiz hafta ABD`nin İran`ın nükleer çalışmalarına ilişkin raporu da yer alıyordu.
Bu pazartesi Tel Avivde bulunan ABDnin Genelkurmay Başkanı Amiral Mullen yaptığı açıklamada: İran konusunda yalnız kalmayacaksınız. Amerika yanınızda olacak dedi.
On yıldan beri ilk kez ABDnin askeri alanda en yetkin kişilerinden biri İsrail ordusunun ileri gelenleriyle görüşmek üzere İsraile gelerek ordunun endişelerini gidermeye çalıştı. Bu görüşmelerin gündeminde geçtiğimiz hafta ABDnin İranın nükleer çalışmalarına ilişkin raporu da yer alıyordu.
Önümüzdeki ay ABD Başkanı Bushun İsraile yapacağı ziyaretin amacı, İranın nükleer silaha sahip olma çalışmalarının İsraillilerde yarattığı endişeyi gidermek ve Annapolis Konferansında kararlaştırılan barış görüşmelerine hız vermek olacak.
ABDnin 16 istihbarat ajansının hazırladığı ortak rapor 2003 yılının sonbaharında çok önemli bir gelişme yaşandığını iddia ediyor. Rapora göre İran nükleer silaha sahip olma çalışmalarını 2003 yılında durdurdu ve o tarihten beri de bu çalışmayı yenilemedi.
Doğal olarak söz konusu raporun bu ilk maddesi endişeleri giderdi, kişiler bununla yetinerek raporun diğer maddeleri üzerinde durmadı. Ancak İsrailli yetkililer ise raporun diğer noktaları üzerinde durduklarından diğerlerinin memnuniyetine katılamadılar. Zira İsrailli uzmanlara göre İran, ilk programını nasıl gizlilikle yürüttüyse şimdi de aynı gizlilik içinde sürdürüyor olabilir. Bunun da kanıtları var.
Bir devlet atom silahına sahip olmak için, öncelikle zenginleştirilmiş uranyuma sahip olmalı. İran şimdi uranyuma sahip olduğunu açıkça yalanlıyor. İkinci aşama ise zenginleştirilmiş uranyumu silaha dönüştürmek. Anlaşılan İran uranyumu silaha dönüştürme işini durdurmuştu. Oysa şimdi bu konuda çalışmalara yeniden başladı. Bu gizli yürütülen bir çalışma olduğundan,yüzde yüz emin olmak mümkün değil.
İran atom silahı üretmiyorsa o halde neden bu silahları taşıyacak rampa imal ediyor veya satın alıyor? Normal ve konvansiyonel bombalar söz konusu ise bu rampalar pahalı ve gereksizdir.
İran atom silahı yapmaktan vazgeçtiyse, uranyumu zenginleştirmesine gerek yok. Çünkü elektrik üretmek için yeterli petrole sahip. Ayrıca uzun menzilli füzelere de ihtiyacı yok. Bu durumda İranın nükleer başlıklı silah üretme planından vazgeçmediği ortaya çıkıyor. Bu da İsrail ve bölge açısından yaşamsal bir tehlike oluşturuyor.
İşte bu nedenle ABDnin raporu İsrailin yüreğine su serpmedi. İsrail Savunma Bakanı önümüzdeki ay ABDye giderek yeni bir savunma sistemi konusunda bir anlaşma imzalayacak.
Bu anlaşma sonrasında İsrailin sahip olduğu Arrow savunma sistemi geliştirilecek. Geliştirilen bu sistem, İsraile atılan füzeler uzaklara taşıyarak imha etme yetisine sahip olacak. Böylelikle İranın olası bir saldırısına karşı önlem alınmış olacak.
Böylelikle İran, saldırılarının İsraile zarar vermek yerine İsrailin karşı hücumuyla İranın savunmasız kentlerinin hasar göreceğini idrak edecek. ABDnin raporuna göre İranlı liderler gerçekten bu olasılığı dört yıl önce öngörerek nükleer çalışmaları durdurmuş olabilirler mi?
Başkan Bushun İsrail ziyareti
Başkan Bushun İsrail ziyaretinin zamanlaması Olmerte çok uydu. Çünkü Winograd Komisyonu II. Lübnan Savaşı hakkındaki raporunu bu ayın son günlerinde veya Ocak ayı başında açıklayacak. Bu raporda Olmertin verdiği kararlar ağır bir şekilde eleştirilecek. Birkaç ay öncesine dek İsrail Başbakanının bu raporun yayınlanmasından sonra istifa etmek zorunda kalacağı düşünülüyordu. Şimdi ise durum değişti. Bu değişimde zaman büyük bir etken. Fakat değişimin önemli bir sebebi daha var; Olmert hem ekonomik hem de diplomatik alanda büyük atılımlar gerçekleştirdi. Uluslararası Para Fonundan bir heyet İsrailin ekonomik politikasına övgüler yağdırdı ve Annapolis Konferansındaki tutumu nedeniyle Olmert olumlu tepkiler aldı.
ABD Başkanının İsrail ziyareti sırasında bazı önemli vaatlerde bulunması bekleniyor. Bu vaatler şüphesiz kendisinden sonraki başkanlar tarafından da benimsenecek. Bu olumlu hava içinde Winograd Raporunun sonuçları pek etkili olmayabilir.
İsrailin en etkin gazetecilerinden biri olan ve geçmişte sıkça Olmerti eleştiren Joel Marcus bu günlerde görevinin başlangıcında pek başarılı olmayan başbakanın, son zamanlarda hiçbir hata yapmadığını yazdı. Marcus: Olmert, bir barış programı ile İsrail tarihine iz bırakmak istiyor. Bu nedenle kendisine destek olmayız dedi.
Kudüste inşaat sorun yaratacak
Bu Çarşamba günü İsrail Dışişleri Bakanı Tsipi Livni ile FÖY Başbakanı Ahmed Kurey arasında başlayacak konuşmaların gündemini, müzakerelerin nasıl yapılacağı konusu oluşturacak.
Ancak İsrailin Kudüste 307 ev inşa edileceğini bildirmesi eleştirilere hedef oldu. Eleştirenler arasında ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice ve BM Genel sekreteri de bulunuyor. Hatta Filistin delegasyonunun çarşamba günü gerçekleşecek ilk toplantıya gelmeyeceği söylendiyse de bu haber daha sonra tekzip edildi. Filistinliler AB ülkelerinin bu konuda İsraile baskı yapmasını isteyecekler.
Bundan on yıl öncede aynı yerde inşaat projesi İsrail- Filistin bunalımına sebep olmuştu. Sonradan ortalık yatışmış ve inşaat yapılmıştı. Şimdi 307 evlik inşaat projesi olumlu havayı bozuyor. Hali hazırda Batı Şeriadaki yeni yerleşimler barış konuşmalarını çıkmaza sokabilecek. Bu sorun olmasa dahi konuşmaların zor geçmesi bekleniyor. Başkan Bushun Kudüste konuşmalara hız vermeye çalışacağı öngörülüyor.
Bütün bu gelişmelere rağmen Hamas saldırılarını sürdürüyor. Gazzenin güneyinde İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalarda 6 Filistinli öldürüldü dört İsrail askeri yaralandı. Bu kayıplar sonucunda Hamas ateşkes arayışlarına girerken El Fetih ile de anlaşmaya çalışıyor.