Gazze Şeridi- Yüzölçümü 360 km2- Nüfusu1.4 Milyon. Kilometrekareye 3300 kişi düşüyor, kişi başına milli geliri yıllık altıyüz Dolar, halkın üçte biri BM`nin gıda yardımlarına bağımlı olarak yaşıyor.
Kilometrekareye 3300 kişi düşüyor, kişi başına milli geliri yıllık altıyüz Dolar, halkın üçte biri BM'nin gıda yardımlarına bağımlı olarak yaşıyor.
Bugün Gazze'yi yöneten Hamas'ın kurulmasına yetmişli yıllarda Arafat'ı zayıflatmak adına Yitshak Şamir önderliğindeki Likud Hükümeti göz yumdu. Ariel Şaron'un da aralarında bulunduğu kadro, El Fetih'in solcu ve laik çizgisine karşı yeşil kuşak politikasına paralel ılımlı bir İslami örgütün kurulmasını destekledi. Sonuç, El Kaide'yi de doğuran Müslüman Kardeşler ideolojisini Filistin'de karşılarında buldular.
Bulunduğu her ülkede şeriat devleti kurmayı amaçlayan Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin kolu Hamas, yıllarca sürdürdüğü sadaka ekonomisiyle yardım dağıtarak kendi ayrı camilerini, vakıflarını kurdu. Fakir halkın mağduriyetinden, radikal ideolojisini yaymak için faydalandı. Gerektiğinde imamları, El Fetih'e karşı ölüm fetvaları dahi çıkarttı.
Bağımsız bir devlet kurulabilmek için ilk şart, silahlı güçlerin tek bir çatı altında toplanmasıdır. Arafat, yaşamı boyunca örgütlerini bölerek yönetti. Bu şekilde karizmatik liderliği altında tüm unsurları kontrol etti, gerektiğinde birbiriyle çarpıştırdı. Bağımsızlığın sırrı "tek silah, tek egemenlik" politikasının başarılı olmasında yatar. Arafat'ın ölümünden sonra devlet otoritesinin doğasına aykırı bu sistem çözüldü. Bugün Filistinde otuzdan fazla irili ufaklı silahlı örgüt var. Bu kanunsuzluğa El Fetih'in dillere destan yolsuzlukları da eklenince, Bush'un dayatmasıyla bir buçuk yıl önce yapılan parlamento seçimlerinde Hamas, oyların çoğunluğunu kazanarak hükümeti kurma yetkisini halktan aldı. Ancak El Fetih ile Hamas arasındaki sokaklara hakim olma mücadelesi sürekli şiddetlendi. Çok iyi organize edilmiş bir "darbe" sonucunda Hamas, Gazze'de tek egemen güç olmayı başardı. El Fetihe bağlı güvenlik kuvvetlerini kâh binaların tepesinden atarak, kâh sokak ortasında kurşunlayarak imha eden Hamas, seçimle sahip olamadığı iktidarı silahlarının gücüyle ele geçirmeyi başardı.
Yüzü maskeli Hamas militanları El Fetih'in Gazze'deki ofislerini basıp Mahmud Abbas'ın resmi makamında postallarını masaya uzatmış, keyifli pozlar vererek başarılarını kutladılar. Arafat'ın portrelerini ezip geçtiler, müze- evini basıp yağmaladılar.
Hamaslı yöneticiler zafer sarhoşluğundan uyandıkça, Gazze'nin günlük su, elektrik, gıda ve kanalizasyon gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini anlamaya başlıyorlar. Öncelikle Kassam roketlerini atmayı keserek, her şey kontrol altında imajını vermeye çalışıyorlar. Dünya kamuoyuna da barış mesajı vermek için BBC muhabiri Alan Johnston'un serbest kalması için uğraşıyorlar. Ancak görünen o ki Gazze'de Hamas'ın da kontrolü dışında rahatlıkla hareket eden silahlı guruplar var.
Hamas bir şekilde uluslar arası meşruiyet kazanmaya çalışıyor. Yalnızca El Kaide ve İran tarafından desteklenen, Mahmud Abbas'ın yasa dışı ilan ettiği "katil teröristler" olarak adlandırılmak istemiyorlar. Bunun için ilk yapmaları gereken İsrail ile görüşme kanallarını açık tutmak. Bu nedenle tam bir yıldır esir tutulan Gilad Şalit'in ses kaydının, Abbas- Olmert- Mübarek- Abdullah zirvesi sırasında yayınlanması anlamlı. Hamas, Şalit'in serbest bırakılması karşılığında, Gazze'deki egemenliğini sürekli kılacak tavizler isteyeceğe benziyor.
Yeminli İsrail düşmanı bazı yorumcular bu bölünmenin İsrail'in çok işine geldiğini çabucak yazıverdiler. İsrail'i hedefe doğru hareket eden bir savaş makinesi olarak göstermek isteyen sığ bakış açılarının Filistin meselesi konusunda nesnel ve basiretli bir yaklaşım geliştirme şansları yok. Olmert Hükümeti, Sderot'ta sükunetin sağlanması için Hamas ile dolaylı olsa da anlaşmak zorunda. Diğer yandan asıl işi artık Kassam üretmek yerine tarım ürünlerinin İsrail'e geçişini sağlamak olan Hamas'ın "Filistin Devleti" hayalini canlı tutabilmesi için Gazze halkının ihtiyaçlarına cevap vermesi, şart. Tersten bakınca kısa vadede bir ateşkes için uzlaşma zemininin oluştuğu görülüyor. Uzun vadede ise; barış sürecinin yeniden canlanması için hem İsrail, hem de Filistin'de yapılacak genel seçimleri barış yanlısı güçlerin kazanması gerekiyor.