Bu yaz Büyükada bir başka güzel, bir başka bakımlı. Pekçok köşk beyaza boyanmış, yenilenmiş, yollar çiçek bahçesi..."Kumsal" ezelden beri Rum ve Ermeni vatandaşların yeğledikleri bir bölge idi. Ne de olsa "keyf-i ehil" insanlar, deniz karşısında meze sofrası kurmanın, bir tek atmanın, balığa çıkmanın değerini bilirlerdi.
Bu yaz Büyükada bir başka güzel, bir başka bakımlı. Pekçok köşk beyaza boyanmış, yenilenmiş, yollar çiçek bahçesi...
"Kumsal" ezelden beri Rum ve Ermeni vatandaşların yeğledikleri bir bölge idi. Ne de olsa "keyf-i ehil" insanlar, deniz karşısında meze sofrası kurmanın, bir tek atmanın, balığa çıkmanın değerini bilirlerdi.
Sonra sahil dolduruldu, Kumsal, hafta arası ada sakinleri için bir "promenade", pazar günleri de İstanbul` un her köşesinden, Kartal` dan, Mudanya` dan motorlarla gelen ziyaretçileri ağırlayan bir halk plajı ve piknik mekanına dönüştü.
Belediye Başkanımız Coşkun Özden` in akılcı transferi sonucu -ki Belediye seçimleri öncesinde gerçekleştirdiğim bir söyleşide ben de kendilerine bunu önermiştim- Kumsal da payına düşeni aldı, adanın her bir köşesine yerleştirilen son derece estetik çöp kutularının yanı sıra gıcır gıcır banklarla donatıldı. Ve tarihe iz bırakmayı bir görev bilen magandalarımız bu fırsatı değerlendirip o güzelim bankların üzerlerine hemencecik adlarını, aşklarını tarihleri ile kazıdılar.
Kumsal` ımızın bir de sosyetik beach` i var ki dillere destan, gazetelerin sağlık köşelerindeki olmazsa olmaz sabah yürüyüşlerini yapıp oradan denize girmek pek "in".
Ben bu bölgenin geçici pazar konuklarından çok, "müdavim"lerini seviyorum; her lisanda, judeo-espanyol, ermenice, rumca koyulaşan sohbetleri? Bir belgesel filim çeksem Fellini` ye parmak ısırtacak sekanslar yakalayacağıma eminim.
CNN Türk` de "Tatil Kamerası"nı izledim; 60 yarışmacı tatili konu alan kısa bir belgesel ile her hafta katıldığı yarışmadan 12 üzerinden puan alıyor ve dereceye giren yapıtlar bir saat süresince gösteriliyor. Oldukça amatör çekimler, ama yine de ilgi ile izleniyor. Kumsal` ımızı henüz keşf edememişler ne yazık ki?
Filim gösterilmek için yapılır, yönetmenin amacı kitlelere ulaşmaktır. Gazetemiz, 3. Gila Kohen Öykü Yarışması` nda, bir önceki yarışmada ödül alan ve yönetmeliğini Eytan İpeker` in üstlendiği "Dantelacı"nın gösterimini gerçekleştirdi. Salon tıka basa doluydu, yapıtı 400` ü aşkın kişi izledi. Ancak bu sayıda izleyici bir filim için pek az.
Benim gönlüm, 30ᆼ kişilik bir ekiple profesyonel bir şekilde gerçekleştirilen ve İstanbul` daki kültürel dokudaki değişikliği, Balat çerçevesinde betimleyen bu filmin mümkün olduğunca geniş kitlelere ulaştırılmasından yanaydı. Gösterinin, 4 Eylül "Yahudi Kültürü Avrupa Günü" etkinliği programına alınmış olmasından özellikle mutluluk duydum.
Ayrıca sinema öğrenimi görmüş gençlerimiz ve amatörlerin yapıtlarının düzenlenecek bir sinema günü kapsamında geniş topluma sunulmasının tanıtım açısından bir görev olduğunu düşünüyorum.
Uluslararası İstanbul Adalar Festivali` nin 2.si çok daha başarılı geçmişe benziyor. Kişisel nedenlerden etkinliklerin pekçoğunu izleyemedim. Ancak, "Moğollar"ın konserinde sahne ve müzik düzeni muhteşemdi.
Geçen festivalde, kısa bir süre önce ikinci CD` lerini çıkaran, "Sefarad Topluluğu"nun sitem ettiği kötü ses düzenini anımsarsak ne denli yol alındığını gözlemleyebiliriz. Havai fişek gösterisi de işte paranın gücü dedirtir gibiydi. Yalnız aksayan tanıtımdaki gecikmeydi. Biz telefon edip istetmesek gazetemize program dahi gönderilmeyecekti. Basın danışmanı benden kötü puan aldı (?)?