İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, "Yahudi Soykırımı"nı bir efsane olarak nitelendiriyor. Holokost inkarcılığının bir devlet politikasına dönüştürülmesi endişe verici. "İsrail`i Alaska`ya taşıyın" önerisi ise bir kara mizah örneği...
Bütçe görüşmelerini televizyondan izliyorum; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan alt-üst kimlik konularını açıklıkla anlatıyor, görüşlerinin CHP programı ile tamamen örtüştüğünü örneklerle dile getiriyor, Türkiyenin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunun altını ısrarla çiziyor.
Deniz Baykal Meclisteki koltuğundan tepki veriyor, başbakanın ifadelerini onaylamadığını belirten yüz ifadeleri sergiliyor.
İçim rahat, ama benim de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül gibi içki yasağı konusunda kafam karışıyor, acaba diyorum...Yine de hükümetin gizli bir gündemi olduğunu sanmıyorum. Yasaklarla bir yere gidilemeyeceğini bizzat başbakan açıklıyor.
* * *
Şişli Belediyesinin kafe, kahvehane, sinema, tiyatro, bar gibi kapalı yerlerde aşamalı sigara yasağı uygulamasına geçilmesi yönündeki kararını gönülden destekliyorum.
Kafe, lokanta sahiplerinin görüşleri TV ekranlarına yansıyor; çoğu sigara içme yasağının müşteri kaybına yol açacağı görüşünde birleşiyor: "Bir kapuçino ile birlikte nasıl bir sigara içilmez ki?.."
Oysa aynı konuya verilen yanıtları Avrupa televizyonlarında da izledim; işyeri sahipleri sigara içilecek özel bölümlerin bile sigara içmeyen müşterileri kaçırtmaya yettiğinden yakınıyorlar. Farklılığa bakın...
Tabi ki yasaklarla sigara içenleri bu alışkanlıklarından vazgeçirtmek mümkün değil, ama en azından içmeyenlerin haklarına saygı bunu gerektirmiyor mu?... Hukuk öğrenimimin ilk yıllarında bana öğretildiği gibi, "özgürlüklerin sınırı başkalarının özgürlüklerinin başladığı yerde biter". İşte önemli olan bu anlayış standartına erişebilmek.
Sigarayı bırakmak isteyenler için ise küçük bir uyarı; boşuna buna şuna para harcamayın, istemek yeterli.
* * *
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, "Yahudi Soykırımı"nı bir efsane olarak nitelendiriyor. Holokost inkarcılığının bir devlet politikasına dönüştürülmesi oldukça korku ve endişe verici...
Nükleer silah üretimi konusunda dünyayı umursamayan İranın BM, hatta Filistin yönetimi tarafından tanınmış bir devlet olan İsraili yok etme stratejisini bu kez en yetkili ağızdan dile getirmesi, bu ülkenin açıkça BM kararlarını ayaklar altına aldığını ve dünyaya meydan okuduğunu gösteriyor.
ABD Başkanı Georges Bush, İran Cumhurbaşkanının söylemleri üzerine, Tahranın Ortadoğuda barışı engellemeye çalışan Hizbullaha destek vermekten vazgeçmeye çağırdı.
Bu ülkenin uluslararası alanda dışlanmasına neden olan bu duruşun, İran halkının önemli çoğunluğu tarafından benimsenmesi de ayrıca dikkate değer.
Ahmedinecadın, "İsraili Alaskaya taşıyın" görüşü ise biraz gecikmiş bir öneri!.. Yoksa Yahudiler için bir ülke düşüncesini ortaya atan Theodor Herzl umutsuzluğa düşünce 1903 yılında Ugandaya bile razı olmuştu. Ne var ki Yahudiler ikibin yıllık rüyalarını 58 yıl önce gerçekleştirdiler ve atalarının topraklarında bir devlet kurmayı başardılar. Ben, İran Cumhurbaşkanının sözlerini, Holokost sonrasında, antisemitizmin ulaştığı en doruk nokta ve bir kara mizah örneği olarak değerlendiriyorum.