Avraham Burg, Limmud Kültür Festivali`nde "burada bir Yahudi rönesansı yarattınız" dedikten sonra Clive Lawton "nerede buraya gelmeyen binlerce Türk Yahudisi?" şeklinde sorunca rönesansımızın yine ve yeniden hep aynı çevre içinde kaldığını anladık. Olsun, seneye onlara da ulaşılır (mı?) Ah, bir de kapanıştaki "mahallenin kabadayısı" olmasaydı!...
Biraz gecikmiş bir yazı ama Limmud Kültür Festivalinden bahsetmemek olmaz!
Geçtiğimiz haftanın gazetesini okuyanlar Limmudun ne kadar görkemli, ne kadar dolu, ne kadar eğitici olduğunu gördüler. Bir günde 800 kişiyi bir binada buluşturmak, zor beğenen bir kitleye kültür programı sunmak..
Şeytanın avukatlığını yapalım ve olumsuz noktaları arayalım mı? Peşinen söyleyeyim, gerçekten çok başarılı ve eleştirilecek -kimi yöneticilerin disiplini, ödün vermezlik olarak algılamalarının yarattığı rahatsızlıklar dışında- hiçbir nokta yok. Amos Ozun Bir Yahudi değil diğerini, kendisini bile sürekli eleştirir tezini Limmud organizasyonu bağlamında uygulamak zor. Kısaca büyük bir iş başarılıyor iki yıldır!...
O halde dinlediğim üç konuşmacıdan bahsetmem gerek. İlki, bir aralar İsrail Başbakanlığına oynayan ünlü karizmatik solcu Avraham Burgdu. Benim için tam bir hayalkırıklığı idi. Zira eskiden tanıdığım Burg gitmiş yerine bir hayli oryantal kokan ve bizim burada pek de bildiğimiz, cemaati ve yöneticilerini ve yapılanları abartarak öven, Türkiyede Yahudi rönesansını yarattınız diyecek kadar ileriye giden bir Burg vardı. Yanımda oturan birisi neredeyse kalkıp asimilasyonun yüzde otuzlarda olduğu bir yerde ne rönesansı kardeşim? diyesi geldi ama mırıldanmakla yetindi. Burg sadece doğru bir saptama yaptı ve 21. Yüzyılda öncekinden kalan tek kavramın Tanrı olduğunu söyledi. Solcu Burg, konuşmasının büyük bir çoğunluğunu dinsel öğelerle ve Toradan alıntılarla süsledi ve dindar solcuyu oynamaya devam etti...
Benim için Burg galiba bitmişti. İnsanın, ufkunu açacak yeni liderlere ihtiyacı var. Bildik konuları bildik yaklaşımlarla dinlemek ve hele hele 800 kişiyle rönesans yarattığımızı iddia etmek biraz fazla geldi. Lakin dinamik hitabeti ve akıcı konuşmasıyla parlak bir konferansçı olduğunu bir kez daha teyit etti, o kadar!...
Clive Lawton... Limmudun orijinalini İngilterede kuran ve her türlü sosyal bilim disiplinlerinde tarağı bulunan bir bilim adamı. O da dindar. Lawtonu son beş yılda üç kez dinledim ve yine etkilendim. 800 kişiyle rönesans yarattığımızı dinledikten sonra, Lawton ise nerede 25 bin eksi 800 kişi? deyince rönesansın yine ve yeniden 800 kişi içinde kaldığını algıladım...
Clive, ben ve şimdiye takmıştı kafasını ve tuhaf bir şekilde haklı çıkarıyordu niye takıldığını! Postmodern insanın özgürlük abidesi olan, istediğini istediği zaman yapabilme özgürlüğüne sıkı bir eleştiri getiriyordu. Kendini ve özgürlüğünü kanıtlama peşinde olan ben aslında doğru yaşamıyordu. Şimdiye takılan ben yaptığı seçimleri de hep özgürlüğü ekseninde düşünerek gittikçe batağa saplanıyordu. Gelecek sadece bu iki özgürlük kriteriyle kurulamazdı! Aile bireyleri post modern hayatta artık neredeyse buzdolabı üstündeki yapıştırılan kağıtlarla ve cep telefonlarıyla iletişim kuruyorsa, bir yerde bir yanlış yapılıyordu...
Clive Lawton Yahudiler için eğitim ve öğretmenin başarı için tek şart olduğunu ama Torada da olduğu gibi Çalışma ve Dinlenmenin de birbirinden ayrılmaz çift olduğunu söyledikten sonra Şabatın anlamını anlatan söylemle sanırım onu dinleyen herkesi şaşırttı, büyüledi. Bir bakarsınız yeni modern dindarlarımız oluşur!..
Ve son olarak Soli Özeli dinlemeye gittim. Nefis bir konuşma dili ve karşındakini adeta esir alan etkili bir vücut dili.
Lakin, rönesans gününde İsrailin ve Ortadoğunun geleceği hakkında öylesine karamsar da konuşulur muydu canım? Moraller bozuldu tabii ki.
Öngördüğü kimi gelişmeler mantıklıydı ve olasıydı. Lakin binlerce yıllık sürgün, katliam ve Holokosttan sonra kurdukları devleti yaşatmaya devam ettirmek için onu yok etmeye and içmiş yüz milyonlarca düşmana karşı mücadele veren bir topluma ve devlete mahallenin kabadayısı suçlaması el insaf dedirtecek cinstendi.
Benim bildiğim, mahallenin kabadayısı yaşam kavgası vermez. Niyeti, etrafına korku salmaktır nedensiz olarak.
İsrail, yaptığı onca vahim hataya rağmen sadece evinde nefes almayı garanti altına almakla meşgul...
Ama doğrusu, Özelin de çok yerinde saptadığı gibi, bu iş eski metodlarla çözülmez...
İşte bu yüzden Ortadoğunun mucize yaratabilecek yeni liderlere ihtiyacı var.
Gelecek Limmud dönemlerinde çıkarlar ortaya belki de...