Yıl 1940. Fransanın Alman Nazileriyle işbirliği yapan Vichy Hükümetinin Başkanı
Mareşal Pétaine ilginç bir mektup gelir. Yazarı, kendisini tanıttıktan sonra şöyle der: Hasbelkader doğuştan Yahudi olmama rağmen, hayatım boyunca Yahudileri sevmedim. Bu nedenle bana özel statü uygulanmasını rica ediyorum... Özel statüden istenilen amaç, aynı yıl Vichy Hükümetinin çıkardığı, tüm Yahudilerin devletin düşmanları olduğuna dair kanunun, mektubun yazarına uygulanmaması talebiydi...
Mektubun sahibi gençlik yıllarını yaşadığı Ukraynada iken hatıra defterine ise şu cümleyi düşmüştü: Hayatımın amacı Troçkinin, sürekli isyanda olan, hain ve serseri bu Yahudinin hayatını deşifre etmek olacak. Zengin bir bankacı olan babasının, 1918 Rus Devriminden sonra her şeyini yitirip ülkeden eşi ve onunla Fransaya sürgüne gitmelerini hep Yahudilere bağlamış ve zengin düşmanı komünizmin Yahudilerin eseri olduğunu söylemişti daha sonra anılarında.
Bugünkü şartlarda tipik bir antisemit diyeceğimiz bu insan, 1930larda ve tarihin garip bir cilvesi olarak 2000lerde meşhur olan Ukrayna doğumlu Yahudi kadın yazar
İrène Némirovskyden başkası değildi.
Némirovsky, belki de, yahudi sorunu noktasında tarih tezlerine kaynak sağlayacak bir karakter analizine muhtaç bir kahraman veya anti-kahraman. 2004te Fransada ve geçtiğimiz aylarda ABD ve İngilterede edebiyat ve entelektüel çevrelerde
Fransız Süiti adlı eseriyle, yahudileri sevmeyen bir yahudi tartışmalarına konu olan yazar aslında evrensel ve tarihi yahudi trajedisinin en tipik kurbanı mıydı yoksa?
Rus devrimiyle beraber kaçtıkları Parise yerleşip tekrar eski görkemli günlere banker babasının ticari zekâsıyla döner 18 yaşlarında. Annesi kendisine yaşlandığını hatırlattığı için onunla hiç ilgilenmez. Kievdeki dadısının öğrettiği Fransızcayla birkaç yıl içinde mükemmel bir frenk diline sahip olur. Sorbonneda okuduktan sonra 1926da Michel Epstein adlı bir başka Yahudi bankacıyla evlenir; Fransız burjuvazisi ile tanışır ve sevimsiz bir Yahudi zengin işadamını anlattığı ilk romanı
David Golder ile Fransız sağının, hatta aşırı sağının sevdiği bir yazar olur, 26 yaşında. Roman o kadar beğenilir ki, filme bile çekilir. İrène artık Avrupanın yaşayan en ünlü yazarı olur ve önde gelen sağcı ve antisemit yazar ve siyasiler ile arkadaş olur. Gringoire adlı yahudi karşıtı dergide bile yazıları çıkar. Ünü arttıkça, yeni romanları basılır ve başarılarına yenilerini ekler.
Lakin Avrupa artık
şeytanın saldırılarına maruz kalmaya başladığı bir döneme girer.
Gelecek tehlikeyi çok iyi sezer İrène. İlk önce Fransız vatandaşlığına alınması için arkadaşlarına başvurur. Ama Yahudi kökleri onu hiç bırakmak istemez bir türlü. Vatandaşlık talebi reddedilince kimi tarihçilere göre iki kızının geleceğini kurtarmak adına
Hıristiyanlığa geçer. Lakin, ok yaydan fırlamış, Avrupanın ortasındaki Yahudi nefreti, Némirovskynin tüm ilişkilerine ve çabalarına karşın galip gelir; hem de Yahudiliğinden hoşlanmayan, hatta sevmeyen ve hatta kimilerine göre nefret eden bir Yahudiye karşı da.
Fransız Les Nouvelles Littéraires dergisine günah çıkartırcasına, Hitlerin iktidara geldiğini gördükten sonra herhalde David Golderi bir daha yazsam bu kadar sevimsiz bir Yahudi karakteri yaratmazdım. dedikten birkaç ay sonra yaşadıkları ücra bir yer olan Issy - lEvéquede kendisinin ve aile bireylerinin göğüslerine sarı yıldız takılır.
Primo Levi dememiş miydi, bu yıldız takıldığı gün Yahudi olduğumu anladım, ancak!...
Ve bir yıl sonra 1941de 39 yaşındayken evine gelen iki Fransız jandarması İrèneden valizini toplamasını ister; çocuklarına; bir yolculuğa çıkıyorum der ve ilk önce Pithiviers denilen gettoya, oradan da
Auschwitze yollanır.
Mareşal Pétain mektubuna cevap bile vermemişti zira...Kampa geldikten bir ay sonra resmi kayıtlara göre tifüsten ölür. Kocası ise gaz odasını boylar. İki kızını ise bir Fransız Hıristiyan kadın savaş bitene kadar saklar ve onları ölümden kurtarır.
Büyük kızı
Denise Epstein, 60 yıl sakladığı, annesinin beş bölümlük
Fransız Süiti romanına ait yazabildiği ilk iki bölümünün notlarını basınca, 2004te prestijli Renaudot Ödülünü alır çoktan ölmüş olan Némirovsky. O yıl Fransada iki yıl sona ise İngiltere ve ABDde yine meşhur olur...
İrène Némirovskynin ironik ve trajik hayatında tartışılacak çok nokta var.
Lakin bugün bunların çok da değeri yok belki de. Geriye kalan ise, annesini yeniden ünlendiren kızının dedikleri:
Nazilere inat, hem annemi tekrar hayata getirdim hem de üç Yahudi çocuk yaptım. Bu intikam değil, olsa olsa
nihai zaferdir...
Ne dersiniz?..