Son seçimde Türk Yahudilerinin tercihleri önemli farklılıklar gösterdi. Edindiğim izlenim AKP, CHP, DP`den, bağımsız aday Baskın Oran`a farklı yönlerde oy kullanıldığıdır. Şalom`un kuruluşunun 60. yılında, Avram Leyon`u mezarı başında andık.
Türk Yahudi Cemaati 1950 seçimlerinden bu yana, genelde sağ liberal partiler (DP, AP, ANAP) lehine oy kullandı, CHP gibi yelpazenin solundaki partilere karşı eğilimi daha sınırlı kaldı.
Son seçimlerde edindiğim izlenim AKP, CHP, DPden, bağımsız aday Baskın Orana farklı yönlerde oy kullanıldığıdır. Hatta CHPye oy verenlerden 22 Temmuzun ertesi günü; Zaten Baykalın başında bulunduğu bir partiye kerhen oy verdim, iyi ki Ak Parti kazandı dediklerine tanık bile oldum.
Kimi dost ise 23 Temmuz günü susmayı, yorumda bulunmamayı yeğledi, onlara göre artık katmerli ötekiydik. Ben bu duyguları biraz abartılı görüyor ve Ak Partinin seçmen tarafından merkeze oturtulduğu yorumuna katılıyorum.
İşte seçim sonrasında duyduğum en gerçekçi ve nükteli yorum: Türkiyede her iki kişiden biri ampul değiştirmeyi bilmiyor.
Yine seçim sonrasında Jewish Chronicle Gazetesinden bir meslektaşımız, Patrick Belton bizi arayarak; 2003 sinagog bombalama olaylarından sonra Ak Parti iktidarının bu denli güçlenmesini nasıl karşılıyorsunuz, bu sizde bir şok uyandırmadı mı? sorusunu; Hayır, Tayyip Erdoğanın Hahambaşılığı ziyaret eden ilk başbakan olduğunu unutmamak lazım şeklinde yanıtladık.
Yahudi Cemaatinin ezelden beri a-politik bir tutum sergilediğine de değinmeden edemeyeceğim. Her ne kadar 1950 ve sonrası seçimlerde İsak Altabev, Salamon Adato, Yusuf Salmona ve Henri Soryano DP milletvekilliğine seçilmişler ve Erol Dilek, Daniel Behar, Moiz Tekinalp gibi cemaat ileri gelenleri CHP ve MPden adaylıklarını koymuşlarsa da son yıllarda DYPden milletvekili seçilen Cefi Kamhinin dışında Yahudilerin siyasete pek rağbet ettikleri söylenemez.
22 Temmuz seçimlerinden söz ederken yıllar öncesinden söz ediyorum duygusunu taşıyorum; yoğun bir şekilde TV programlarını, tartışmaları izledim, gazetelerdeki değerlendirmeleri okudum. Artık geçmişi geçmişte bırakarak geleceğe doğru daha iyimser duygularla günlük yaşantımızı sürdürmemizin gerekliliğine inanıyorum.
* * *
* Geniş toplumumuzda sadece iki Moele (sünnetçi) sahibiz. Birincisi aynı zamanda Hahambaşılık tahsildarı, ikincisi de Şişli Sinagogunun ilk duasının hazanı. Brit-Milalarda ortak oldukları halde aralarında her zaman münakaşalar olur. Geçtiğimiz hafta çarşamba günü L. duaya başlamak üzere Tefillin ve Talledi takarken, G. sinirle Şişli Sinagoguna girdi ve bu kutsal mekana saygı göstermeksizin L.nin üzerine atıldı ve dövmeye başladı. Neredeyse kolunu kıracaktı. Dua etmeye gelenler onları ayırdılar. G. sinagogda böyle bir şey yapacağına, L. ile olan anlaşmazlığını Bet-Dine iletebilirdi. (11 Eylül 1974)
* Bu günlerde, hemen hemen her gün Neve Şalom Sinagogunda bir veya iki düğün oluyor. Düğün töreni sırasında Hazan düğün dualarını okurken, Azarada oturan bir hanım bacak bacak üstüne atıp, bir sigara yakarak keyifle tüttürmekte bir sakınca görmedi. O hanım Tanrının evinde olduğunu unutarak, adeta bir gazinoda Zeki Mürenin tatlı sesini dinler bir durumdaydı. Allahtan konuklardan biri Azaraya çıktı da yüksek aristokrasiye (!) mensup bu hanımı ikaz etti. Hanım hafif küserek sigarasını söndürmek zahmetinde bulundu. (7 Aralık 1977)
Bu satırlar Şalomun kuruluşunun 60. yılı etkinlikleri kapsamında hazırlanan ve gazetenin bu uzun süreçteki içeriğini yansıtacak Almanaktan rast gele alındı. Şalom Gazetesinin kurucusu Avram Leyon, Eğriye eğri- Doğruya doğru ilkesi doğrultusunda hareket eder, sert eleştiriler yöneltmekten kaçınmaz ve kalemini bu amaçla kullanırdı. Belki de bu nedenle cemaat tarafından fazla sevilmedi. Ve ne acıdır ki Yahudi basınına yaşamı boyunca hizmet etmiş bu değerli şahsın cenazesine cemaat yöneticileri dışında hiçbir okuru katılmadı.
Pazartesi günü manevi oğlu Moşe Grosman dahil, Şalom Ailesi gazetemizin kurucusu Avram Leyonu, ölümünden 22 yıl sonra mezarı başında saygı ile andı.