İnsan ilişkilerinde olması gerektiği gibi köklü şirketlerin de sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için sürekli olarak şeffaf başka bir deyişle açık, görünür olmaları gerektiğine inanıyorum. Günümüzde insan ilişkilerinde şeffaflık kavramı içerdiği anlamdan çok uzak olsa da bu kavram şirketler bünyesinde daha önemli bir rol oynamaktadır.
Son yıllarda iş hayatında kolay yoldan para kazanmak için birçok ilginç yolsuzluk yöntemlerini günlük gazetelerden takip edebiliyoruz. Ancak gerçeğin ortaya çıktığı anda düşülen durumların hoş olmadığı gibi itibar zedelenmesi ve hayat boyu kalacak bir iz taşıdığını da unutmak gerekir.
İki büyük ve kurumsal şirket düşünün. İlki Amerika’da geçiyor. Birinin yönetim kurulunun bilgileri dışarı sızdırdığı işlevsiz kurul olduğu keşfediliyor. Şirket sahipleri bir güvenlik firmasından bu konunun derinlemesine araştırılmasını istiyor. Bir süre sonra çözüme ulaşılıyor. Yönetim Kurulunda gerekli değişiklikler yapılıyor. Bilgileri dışarı sızdıran kişiler hakkında federal soruşturma sürüyor.
Öte yandan, ikinci şirket Arap ülkelerinden biri. Dev inşaat projelerine imza atan şirketler arasında yer alıyor. Bünyesinde çalıştırdığı işçilere iş başlangıcında bir sözleşme imzalatıyor. Bu sözleşme kapsamında ülke dışından gelen işçilerin kalacak yerlerinin verileceğine ve maaşlarının zamanında ödeneceğine dair imzalar atılıyor. Ancak gerçekler sadece sözleşme maddeleriyle sınırlı kalıyor. Hakkını arayan işçiler sonuçta kazançlı çıkıyorlar.
Kabul etsinler veya etmesinler modern şirketler tedarikçilerin eylemlerinden sorumlu tutuluyorlar. Çoğu şirketlerin de kendilerine ve tedarikçilerine yönelik güçlü etik kuralları var.
Bu kuralların pek çoğu sözleşmelere dâhil ediliyor. Ancak, bu süreç bozulmaya çok müsait.
Joseph ve Edna Josephson Etik Kurallar Enstitüsü Başkanı Michael Josephson, bunun başlıca nedenlerinden birinin davranışın kendine odaklanmak yerine davranışların yazılı standartlara güvenmek olduğuna inanıyor. Davranış standartlarının amacı genelde sizi hukuki açıdan korumaktır. Bunlar spesifik olmadıkça ve zorla uygulanmadıkça hiçbir zaman davranışları denetlemiyor.
Öyleyse bir şirketin itibarını yönlendirmek ve korumak için gerekli ahlaki pusula nerede bulunabilir sorusu sorulduğunda şirketin en yüksek kademesinden en alt kademesine kadar güçlü ve net bir şekilde etik bir bilinç olması gerektiği savunuluyor. Josephson’a göre üst düzey yönetim sürekli olarak belirli bir standardı vurgulamalı ve yalnızca politikalara uygulamalara değil aynı zamanda güçlü bir kişisel değer sistemine de uygun olarak hareket etmelidir. Birçok kurumsal yapıda olduğu gibi çalışanlara aynı şekilde davranılması şart koşulmalıdır. Öte yandan bilgi paylaşımı anahtar görevi görmektedir.
Tanınmış iletişim firmalarından Apco Worldwide’ın başkanı Kirk Stewart, artan şeffaflık artan güvenilirlik ilkesine inananlardan. Kendi kendine bildirimde bulunma yöntemi, şirketlerin davranış sorunlarıyla ilgili olarak sıkıntı çektiği “yakaladım sizi” faktörünü ortadan kaldırır. Stewart daha önce Nike’ta çalışırken işgücü politikaları konusunda eleştiriliyordu. Ancak kendisi, bu tartışmaya açık uygulamaların Nike firmasının harekete geçmesini sağladığı öne sürdüğünü birçok röportajında belirtmişti. Yönetim kademsi beklentilerin açık bir şekilde anlaşılmasını sağladı. Kendi kendine bildirimde bulunma yöntemi sadece uygulamakla kalmadı, aynı zamanda düzenli ve halka açık raporlama prosedürüyle kurumsallaştı.
Josephson’a göre bir şirketin yapması gereken iki önemli kriter vardır. İlki risk önceliklerini belirlemektir. Bazı ilişkilerin diğerlerine göre daha fazla risk taşıdığını unutmamalıdır. Risk ne kadar yüksekse o kadar dikkatli olmanız gerekir. İkincisi de, işler karıştığında hangi adımın atılması gerektiğini bilmek ve düşünceli davranmak gerekir. Yönetim, ilgili ve sorumlu görünüyorsa ve sorunu çözmek için çaba gösteriyorsanız o şirket sizden en iyi sonucu alacaktır diyor.
Dürüst ve şeffaf olmanın insan hayatında gerek bireysel gerekse mesleki kariyer çizgisinde kişiye itibar ve prestij kazandırmasının yanı sıra, bu itibarının maddi kapıları da açtığına inanıyorum.