ABD’de Merkez Bankası’nın gerek şimdiki Başkanı Ben Bernenke, gerek eski Başkanı Greenspan, ekonominin yavaşladığını ve durma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleye dursun, başta altın ve petrol olmak üzere hammadde ve değerli madenlerdeki fiyat artışları son sürat yükselmeye devam ediyor. Dünya çapında çok soğuk bir kış geçirilmediği ve zaten şimdilerde oluşan petrol fiyatlarının pek de kış koşullarına bağlı olmadığı bir gerçek.
Dolar, Euro gibi para birimlerine güvenin kaybolmuş olması emlak sektörünün de ABD’de ortaya çıkan ve halen dünyayı sallayan subprime mortgage kriziyle son derece riskli görülmesi, altın fiyatlarındaki yükselişi bir nebze açıklamakta.
Dünyanın dört bir yanında durgunluk feryatları yükselirken, hammadde fiyatlarındaki yükselişin durmaması talebin pek de yavaşlamadığını gösteriyor.
Veya yavaşlamış ekonomide hammadde fiyatları bu seviyelerdeyse acaba ekonomi hızlandığında hammadde fiyatları daha da mı yükselir?
Başka bir olasılık da; krizin ve durgunluğun biraz da destekleniyor ve nerdeyse arzulanıyor olması.
Savaşların ve ekonomik krizlerin, özellikle teknolojik olarak üstünlüğü elinde tutan ülkelere savaş ve kriz sonrası dönemde avantaj sağladığı muhakkak.
Hızlı giden ekonomilerde yeni teknolojileri lanse etmek hem zor hem de pahalıdır.
Oysaki kriz ve durgunluk dönemlerinde insanlar yeni teknolojileri daha çabuk algılama eğilimindedir. Özellikle yeni teknolojiler ciddi avantaj sağlıyorsa kabulü çok daha kolaydır.
Örneğin, bir iki sene içinde daha hafif, ancak daha dayanıklı ve daha az yakıt harcayan yeni nesil çevreci ( bu kavrama, zannedildiği kadar itibar edilmediği, çevreci görünen kurumların birçoğunun taban tabana zıt uygulamalar içerisinde olduğu ve göz boyamaktan başka bir şey yapmadıkları bir gerçek) otomobiller görürsek hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Tabi bu otomobilin özel üretilen bir saçtan yapılacağı ve daha pahalı olacağı kesin.
Diğer yandan, bu teknolojiyi üreten ülkeye çok ciddi kazanç sağlayacağı da muhakkak… Hiç şüphesiz herhangi bir fabrikanın bu teknolojiye geçmesi yüz milyonlarla ifade edilen dolarlara mal olacaktır.
Elbette bu tip teknolojileri ihraç eden ülkeler, son olarak zenginleşen Çin, Hindistan olmayacağı gibi, hammadde zengini Rusya veya Suudi Arabistan da olmayacaktır.
Açıkçası sözgelimi ABD’nin kriz sonrasında ihraç edeceği teknoloji ve teknolojik ürünler sayesinde korkunç gibi görünen bütçe açığını Clinton döneminde olduğu gibi hızlı bir şekilde kapatması beklenebilir.
Bu arada ABD seçimlerinde adayım Hillary Clinton olmasına karşın, siyahi başkan adayı Barak Obama’nın Demokratların adayı olması ihtimali her geçen gün güçleniyor.
ABD halkı, gerek Hollywood filmleri, gerekse “24” gibi televizyon dizileri aracılığı ile zenci başkan fikrine uzun süredir alıştırılıyordu.
WASP ( Beyaz Anglo Sakson Protestan ) olmayan bir başkan, ABD’nin demokratik imajını destekleyecektir.