ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice, İsrail- Filistin ilişkilerini geliştirmek amacı ile geçtiğimiz yıl içinde Kudüs ve Ramallah’ı bir kaç hafta aralıklarla ziyaret etmişti.
Amacı ABD Başkanı Bush’un Ocak 2009 yılında görevi bırakmasından önce taraflar arasında bir anlaşma sağlayabilecek zemini yaratmaktı. Ancak Rice’ın bölgeye son ziyaretinin farklı bir amacı var. İsrail’in Cebaliye Filistin Mülteci kamplarına yaptığı operasyon sonucu büyük bir soğukluğun yaşandığı Olmert ile Mahmut Abbas arasındaki ilişkilerin normale dönmesini sağlamak. Filistin kaynaklarına göre İsrail’in gerçekleştirdiği operasyon sonucu 116 kişi hayatını kaybederken 330 kişi de yaralandı. Bunların sadece 50’si silahlı Hamas, 30’da değişik Filistin örgütleri mensubuydular. Geri kalanlar ise savunmasız erkek, kadın ve çocuklardı. 80 Filistinli ise tutuklanarak sorgulanmak üzere İsrail’e götürüldü.
İsrail amacına ulaştı mı?
Bu İsrail’in Hamas rejimini zayıflatmak ve böylece İsrail ile Filistin arasında barışçıl bir çözümün tesisi için planladığı bir operasyon olamadı. Ancak belki de İsrail böylesi büyük bir operasyon yerine, bir kaç daha küçük çaplı müdahale uygulayarak bir süre sonra Hamas rejimini zayıflatabilirdi.
Eğer 3 gün süren operasyon, İsrail’in beklediği sonucu getirmediyse de, Filistinliler açısından verilen onca kurban nedeni ile oldukça önemli.
“Amaç sivillere zarar vermek değil”
Salı günü İsrail ordusunun askeri bir yetkilisi radyoya verdiği söyleşide; Gazze’de sivillere zarar vermemek için büyük çaba harcandığını ancak nüfusun yoğunluğu, teröristlerin ve sivillerin içiçe bulunması, bazen de sivillerin teröristlere yardımcı olmaları nedeni ile sivillerin ölümüne engel olunamadığını üzülerek ifade etti.
Operasyon, gerek İsrail’de, gerekse dünyada oldukça tepki uyandırdı. Özellikle İsrail’de yaşayan Arap halkı güçlü bir tepki verdi. Kudüs’ün Arap kesiminde İsrailli yetkililerin arabalarına saldırılar düzenlendi. Bir Arap tarafından tehdit edilen İsrailli ancak silahını ateşleyerek kurtulabileceğini düşündü ve saldırganı öldürdü. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Ayrıca Filistinli öğrenciler üniversitelerde ve okullarda gösteri yaptılar. Polis ile göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. İleriki günlerde sol kanada mensup İsraillilerin katılımı ile daha başka gösteriler düzenlenmesi bekleniyor.
Yeni intifadaya “hayır”
Hamas, Arapların kendi liderliğinde bir intifada başlatmasını istiyor. Bölgede verilen Arap kurbanların sayısı yükseldikçe, İsrail’e duyulan nefret de artıyor. Hamas, bu nefretin güçlü bir intifada hareketine dönüşmesini arzu etse de bu gerçekleşmeyecek. Bölgedeki durumu yakından takip eden Filistinli yorumcu Nazır Majali yazısında şöyle diyor:“Tüm Filistinliler kızgın ve İsrail’e duyulan nefret sınırsız. Ancak Arap dünyasında Hamas aleyhtarı birçok ses yükseliyor. Onlara göre Hamas, savaşı sadece kendi menfaati için istiyor. Arap halkı, yeni intifada çağrısına kulak asmıyor. İsrail’in davranışlarını protesto ederiz ama intifadadan bıktık.”
Nazır Majali Haaretz’deki bir makalede durumu şöyle yorumladı: “Genelde Arap halkı ve Filistinliler barış sürecinin devamını ve başarıya ulaşmasını istiyorlar. Halk başkasının menfaati için savaşa girmek istemiyor.”
Bu satırları yazarken Condoleeza Rice bölgedeki temaslarına başladı. Amacı, barışı sağlamak için İsrail -Filistin görüşmelerine yeni bir ruh ve dinamizm kazandırmak, öte yandan oluşan olumsuzlukları, Hamas’ın tahribatını zayıflatmak. Bu çok zor bir görev ama imkansız değil.
Bir Amerikan dergisi olan “Vanity Fair” seçimleri kazanarak Gazze’de güç elde ettiği zaman Hamas’ı devirmek için Washington’da hazırlanan planlardan söz etti. Yazıda seçimlere hazır olmayan El-Fetih’in, Hamas karşısında yenilgiye düşeceğini öngören Dahlan gibi kişilerin seçimleri nasıl iptal etmek istedikleri ayrıntılı olarak anlatılıyordu. Ancak tüm çabalar seçimi isteyen, buna ihtiyaç duyan Bush tarafından geri çevrildi. Seçimler oldu ve sonuçlarını da şimdi görüyoruz.
Hamas’a karşı nasıl bir tutum?
Şimdi İsrail’de Hamas’a karşı nasıl bir tutum içinde olmak gerektiği tartışılıyor. Küçük bir azınlık İsrail’in Hamas ile görüşmesinden yana. Gittikçe sayıları artan bu azınlık gurubu içinde, bir çok politikacının yanı sıra eski Savunma Bakanı, İşçi Partisi lideri Amir Peretz de bulunuyor. Yapılan bir kamuoyu araştırması halkın %65’nin, büyük b ir beklentisi olmamasına rağmen yine de Hamas ile görüşülmesi gerektiği fikrini taşıdığını gözler önüne serdi. Çünkü böylece kaybedecek hiçbir şey yokken, kazanacak çok şey olabilir.
Bu Salı etkili bir gazeteci ilk kez Hamas ile görüşmeyi desteklediğini açıkladı.
“Gazze’de durumlar dehşet verici bir hal aldı. Sefalet korkunç, kurban sayısı fazla. El Cezire her gün birçok kadın ve çocuğun dehşet verici ölüm resimlerini yayınlıyor. Böylesi bir nefret ortamında tek ümit intikam alma arzusu olur. Bu nedenle Hamas’a destek, İsrail’in beklentisi gibi azalmıyor. Aksine gelişiyor. Hamas ile görüşmeye girmekten başka hiç bir çıkış yolu görünmüyor. Riskli ama ümit gerek. Bir ateşkes anlaşması yapılarak, füzelerin atılmasını engellenir, karşılığında ise Hamas militanlarının öldürülmesine son verilebilir. Başka seçenekler de olabilir. Liderlerin masa etrafında oturmasını sağlayacak bir vesile yaratılabilir.”
Ancak yorumcular İsrail’in, hangi Filistin’i şekillendirmek istediğine karar vermesi gerektiğine işaret ediyorlar. Gazze ile Batı Şeria’yı birleştirmek mi, yoksa ayrı tutmak mı gerekiyor? Olmert ile Barak hükümetinin nereye gideceğinin belirsiz olduğu durumda askeri bir harekat ne denli doğru olur.
Gayri resmi ateşkes
Bu makaleyi yazdığımız sırada durum, son birkaç güne nazaran daha sakin görünüyor. Bu salı sabahı Sderot üzerine sadece iki füze atıldı. Bir apartman tamamen harap olurken, içerde yaşayanlar o saatte evde bulunsalardı muhtemelen ölmüş ya da ciddi yaralanmış olurlardı.
Bu sükûnetin nedeninin ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın bölgeye ziyareti olduğu şüphe götürmüyor. Ancak görülüyor ki bazı arabulucular sayesinde, bir ateşkes ya da füze atılmasının azaltılmasının sağlanması için gayri resmi anlaşma yapıldı. Bir süre devam etse de İsrail ya da Hamas’ın yeniden bir atağa kalkışması kaçınılmaz. Hamas’ın askeri harekat liderinin İsraillilerce öldürülmesinin öcünü alamadığını unutmamak gerekiyor. Herşeyin yeniden başlaması olası görülüyor.
İran’a yeni yaptırımlar
BM Güvenlik Konseyi’nin İran’ın uranyum zenginleştirme sürecinden vazgeçmemesine karşı yeni yaptırımlar uygulama kararı, İsrail’de sevinçle karşılandı. Gerçi İsrailliler alınan tedbirlerin yetersiz olduğuna dikkati çekiyorlar. Bir yetkili, alınan karar doğrultusunda kişilere ve kurumlara uygulanacak yaptırımların son derece hafif olduğunu söyledi. Ancak dışişlerinden bir yetkili, alınan kararların uluslararası toplulukların İran’ın nükleer programının barışçıl amaçlar güttüğü açıklamasına inanmadığının ispatı olduğunu söyledi.