İsrail, AB ülkeleri ile ilişkilerini geliştiriyor

Erol Güney Köşe Yazısı
19 Mart 2008 Çarşamba

Küresel krizin etkileri

İsrail borsasında % 4 oranında düşüşler yaşarken bankalarda inişler daha da hissedildi.

 Geçtiğimiz pazartesi öğlene doğru birçok yatırımcının paniğe kapılarak büyük kayıplarla  hisse senetlerini ellerinden çıkartmalarının ardından bu salı yaşanan gelişmelerle ibre olumlu yöne doğru kaydı. Ancak gerçek olan bir şey varsa, o da borsada hala tedirginlik  olduğu ve her an durumun değişebileceği.

İsrail’in en güçlü işadamlarından biri olan Dankner gurubunun Yönetim Kurulu Başkanı Nochi Dankner,  küresel ekonominin 2008 yazına kadar kendini toparlayacağını, bundan sonra bankaların kriz öncesine nazaran daha düşük faizlerle kredi vereceklerini düşündüğünü, çünkü Amerikan hazinesinin faizleri iyiden iyiye indirdiğini açıkladı. “Dankner ve Tshuva” Las-Vegas’ta büyük bir plaza inşa etmek üzere Elad IDB’yi kurdular. İnşaata Haziranda başlamayı planlayan ikili gereken araziyi 1,24 milyar dolara satın aldı.

Gazeteler ülkede hissedilen karamsar havayı dağıtmak amacıyla bugün İsrail’in ekonomik büyüme oranının OECD ülkelerinin ortalama gelişme oranını ikiye katladığı haberini verdiler.

Pesah Bayramı nedeniyle 350 bin  kişi yurt dışına gitmek üzere rezervasyon yaptı.Bunun 30 bin kadarı Türkiye’ye gitmeyi amaçlıyor. Şimdiye kadar rezervasyonlarını kimse iptal etmedi. Seyahat acenteleri bunun böyle devam edeceğini ümit ediyorlar.

En büyük İsrail bankalarından biri olan Hapoalim%7,67 ile  en büyük kaybı yaşarken, Bank Leumi % 6.56, Bank Discount %3,5, Bank Mizrahi % 4,66 ve İsrael Chemicals %3,4 kayba uğradı. Dev Teva İlaç Sanayi’nin hisse senetleri  Ocak 2008’den itibaren % 2,8  düşüş yaşadı. Dolar yine düşüşe geçti ve 1 Dolar’ın karşılığı  3.37  İsrail Şekeli oldu. Ancak İsrail Merkez Bankası daha önce yaptığı gibi fiyatları yükseltmek için herhangi bir müdaheleye gerek görmedi. Bu salı öğlen saatlerinde  borsa biraz sakinleyerek istikrara doğru adım attı.

Almanya Başbakanı Merkel’in İsrail ziyareti

Tarihte  ilk kez bir başbakan yedi bakanı refakatinde İsrail’i ziyaret ediyor. Üstelik bakanlardan her biri İsrailli meslektaşı ile görüşerek iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl geliştirilebileceğini tartıştılar. Bu da Almanya Başbakanı Merkel’in ülkeler arasında birçok alanda ilişkileri somut ve seri biçimde güçlendirmek istediğine işaret ediyor.

İran’ın nükleer silah geliştirme gücü tartışıldığında Merkel:“İsrail’e yapılan herhangi bir tehdit Almanya’ya yapılmış demektir. Bu nedenle İran’a Güvenlik Konseyi yolu ile ve AB’de  konuşarak yaptırım uygulamalıyız.” dedi. Alman Hükümeti ilk kez Avrupa dışında bir ülkede kabine toplantısı yaptı.

Ayrıca Merkel, Yad Vaşem Müzesi’ni ziyaret ederek Naziler tarafından öldürülen Yahudilerin anma törenine katıldı. Yad Vaşem’in  konuk defterine Soykırımdaki sorumluluğunun bilincinde olan Almanya’nın İsrail ile birlikte bir gelecek kurmakta kararlı olduğunu yazdı. İki ülke arasındaki yeni işbirliği, Almanya’nın İsrail’in politik müttefiki ve ABD’den sonra ticaret ortağı olduğunun altını çiziyor.

Alman heyetinin  resmi İsrail ziyareti, Peres’in  devlet başkanı olarak Fransa’ya  ilk resmi ziyaretinin  hemen akabinde gerçekleşti.

Her iki ziyaretin farklılıkları kadar benzerliklerinin karşılaştırılması yapıldığında şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:

Almanya Başbakanı Merkel, şimdilerde iki ülke arasındaki ilişkilerin ne denli değiştiğine dikkati çekmek istiyor. Kötü geçmişi, iki millet arasındaki sıkı bağlar  ve işbirliği ile telafi etmeyi planlıyor. Oysa Peres’in Fransa’yı ziyareti tam tersine İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana De Gaulle’ün sonlandırdığı dostluğu canlandırmak için gerçekleşti.

Şimdilerde Fransa ile ilişkiler, Sarkozy’nin  çok etkin bir Arap politikası olmasına karşın oldukça sıcak  bir durumda. Aslında Almanya da Ortadoğu ülkeleri ile yakın ekonomik ilişkiler içinde.

Genel olarak değerlendirirsek İsrail, aralarında İngiltere’nin de bulunduğu AB’nin lider ülkeleri ile mükemmel ilişkiler içine girdi. İran’ın her geçen gün nükleer tehlike arzettiği bir dönemde böylesi iyi dostlar ve destekçilerin varlığı, İsrail için çok önemli bir avantaj oluşturuyor.

İsrail, Mccain’i destekliyor

Barak, İsraillilerin çoğunun gelecek ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi John Mccain’in  Amerikan Başkanı olmasını  istiyor.

Amerikalı Yahudilerin % 70’i  her seçimde olduğu gibi bu yıl da büyük ihtimalle Clinton  ya da Obama  olsun demokrat adayları destekleyecek. Ancak İsrailli politikacıların, yorumcuların ve dışişlerindeki uzmanların tercihleri Cumhuriyetçilerin adayı Mccain. Çok koyu Cumhuriyetçi olmayan Mccain’i  İsrail destekçisi olan diğer iki adaya rağmen özel yapan nedir?

Sadece Mccain’e daha çok güvenmeleri ve onun diğer ikisinin tersine  kendi fikirlerinin arkasında daha sağlam duracağına dair inançları .Haaretz’in yazdığına göre Mccain, İsrail’in çok eski ve güvenilir dostu olan Senatör Henry Scoop Jackson’un arkadaşı. Jackson gibi o da kendini Amerika ve İsrail yanlısı olarak tanımlıyor.Mccain henüz politikaya girmeden önce,İran’ın nükleer gücüne karşı olduğunu ifade etmişti.

1990 yılında İsrail’in düşman bir bölgede varlığını sürdürdüğünü, bu nedenle bölgede silahlanmanın kontrol altına alınması gerektiğini söylemişti. İsrail’in yaşayacağı  zor süreçte Beyaz Saray’da Mccain gibi birinin olması İsrail için çok büyük bir avantaj olacak. Ancak İsrail, seçimlerde asla müdahil olmayı düşünmüyor.