Bu hafta dünyadaki tüm Yahudiler ebedi bir özgürlük duygusu kazandıkları Mısır çıkışını simgeleyen Pesah Bayramı’nı kutlayacaklar. Ülkemiz, bayram tatillerini geçirmek üzere çok sayıda İsrailli turistin akınına uğrayacak, ama…
Hürriyet Gazetesi, 7 Nisan Pazartesi günü yayımladığı ‘Seyahat’ ekinde Kudüs, Yad Vaşem ve İsrail Müzesi’ne oldukça geniş yer ayırdı.
Sevindim, çünkü İsrail’den Türkiye’ye yılda 400 bin civarında turist gelirken Türkiye’den gidenlerin sayısı oldukça düşük. Pesah Bayramı’nda Antalya, İsrailli turistlerle kaynar. Niye gelmesinler ki, Türkiye’den İsrail’e sadece uçak fiyatları 600 dolara yaklaşırken İsrailliler yarı fiyatına Akdeniz’in muhteşem sahillerinde tatil yapma olanağı buluyorlar.
Evet, İsrailli tatilini Türkiye’de geçiriyor. İsrail televizyonunda sürekli ‘Turkish Airlines’ın reklâmı yer alıyor. Oysa El Al uzun süredir bu hattı kapattı, uçuşların yeniden başlayacağı söylentileri de şimdilik havada.
Ülkeler arası ilişkilerde siyasi, kültürel, stratejik işbirliğinin yanı sıra karşılıklı turizm sektörünün gelişmesi, halkların birbirlerini tanımaları da büyük önem taşır. 1990 yılına kadar İsrail’den Türkiye’ye gelen turist sayısı oldukça sınırlı iken Büyükelçi Ekrem Güvendiren’in etkin çabaları sonucu, vize sorununun halledilmesi ile bu sayı on binden ilkin yüz elli, sonra da üç yüz binlere yükseldi.
Harem-i Şerif’in yer aldığı Mescid-i Aksa, Kubbet-üs-Sahra’nın altın kubbesi, Ağlama Duvarı, İsa’nın çarmıhı sırtında taşıdığı Via Dolorosa ve sayısız tarihi yapısı ile üç Semavi dinin en önemli kenti olan Kudüs ziyaret edilecek yerler listesinde bence ilk öncelikler arasında yer almalı.
Hatta bu yöreye kadar uzanmış iken Ürdün’e geçiş yapılarak, 2007 yılında ‘Dünya’nın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçilen, tapınak, tiyatro, ev gibi yapıların kızıla çalan kireç taşına oyulduğu Petra antik kentinin ziyaret edilmesini özellikle salık veririm.
60. bağımsızlık yılını kutlamaya hazırlanan İsrail, araştırma ve geliştirme çalışmalarında ulaştığı teknolojik düzey ve alt yapı yatırımları ile dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında yer alıyor. Gökdelenleri ile çağdaş bir Akdeniz kenti görünümü sergileyen ve yaşamın 24 saat tüm canlılığını koruduğu Tel Aviv kenti başta olmak üzere tarihi ve kültürel zenginliği ile bu ülkenin Türk turistinin ilgisini çekeceğini sanıyorum.
Ne var ki İsrailli yetkililer ve turizm şirketleri tarafından üstlenilmesi gereken tanıtım çalışmalarının pek etkin olduğu söylenemez. İşte bu açıdan Hürriyet Gazetesi’nin ‘Seyahat’ ekinin bir başlangıç olarak önemli bir işlevi yerine getirdiğine inanıyorum.
Ancak aynı ekte hukukçu Feyzi Erçin’in Polonya’nın Krakow kentini anlattığı “Nazilerin vahşetini görmeye gitmiştim, büyüleyici bir kültür şehriyle karşılaştım” başlıklı tanıtım yazısında yer alan bazı ifadeleri oldukça yadırgadım. Av. Feyzi Erçin şöyle diyor:
“İnsanoğlunun zekâsını, bilgisini nasıl böyle bir vahşet için kullandığını, makineleşebildiğini görmek çarpıcıydı. Kurbanların yıllar sonra Filistin’de benzer kötülükleri, vahşeti başkalarına nasıl yaşatabileceğini düşündüm. İnsanlığın geleceği hakkında umutsuzluğum pekişti.”
Altı milyon Yahudi’nin imha edildiği ve dünya tarihinde bir benzeri bulunmayan Yahudi Soykırımı ile İsrail-Filistin anlaşmazlığı sonucunda ortaya çıkan karşılıklı şiddet eylemleri arasında bir benzerlik yaratma çabası Holokost inkârcılarının yeni bir taktiği.
Bu benzetmeyi sayfalar dolusu açıklamalar ile çürütmek mümkün iken hiçbir ciddi araştırmaya dayanmadan, üzerinde fazla kafa yormadan bu savların akil kişiler tarafından dahi benimsenir hale gelmesi ve giderek klişeleşmiş bir şekilde yaygınlaşarak dile getirilmesidir asıl bizi umutsuzluğa düşüren.
İbrani lisanında Mısır’ın karşılığı olan ‘Mitsraim’, sıkıntılar sözcüğünün karşılığı olan ‘Metsarim’ ile aynı şekilde yazılır. Tarihte Yahudilerin yaşadığı her türlü pogrom, soykırım ve eziyetler Pesah’ta ‘Agada’da yer alan Mısır çıkışı ile özdeşleştirilmiştir.
Yahudileri Mısır’dan kurtaran Tanrı, onlara ebedi bir özgürlük duygusu kazandırdı. İşte bu nedenle her Yahudi, Mısır’dan çıkışla bütünleşmek ve bu inancı nesilden nesile çocuklarına aşılamakla yükümlüdür.
HAG SAMEAH