İbrani ve Miladi takvimler, doğal olarak pek sık çakışmazlar. Bundan dolayı da İbrani takvimine göre bayramların, anma veya kutlamaların ne zamana düştüğünü tespit etmek bazen özen ve dikkat gerektirir.
Bu sene, takvimsel bir cilve olsa gerek, bu yazının kaleme alındığı 19 Nisan, Yahudi tarihinde iki önemli olayın kesişmesine tanık oluyor… Bu gece, Pesah Bayramı’nın ilk gecesi.
Yahudi dünyası, Moşe’nin İbranileri Mısır’dan çıkarışını, ve 200 yılı aşkın bir zamandır süren esaretin bitişini kutluyor… Agadalar okunuyor, neşeli şarkılar söyleniyor… Bu gece bayram…
Aynı zamanda, yine bu gece, 1943 yılının ilk Pesah gecesine denk geliyor… Varşova Gettosu’nda ölüme götürülmeyi bekleyen Yahudilerin, Almanlara karşı giriştikleri destansı direniş, başkaldırı işte o Pesah gecesinde başlamıştı. 65 yıl önce bu gece: 19 Nisan 1943’te.
Pesah özgürlük bayramıdır. Moşe’nin liderliğinde İbranilerin geleceklerine, Tanrı’nın Ataları Avraham’a vaad ettiği “süt ve bal” ülkesine doğru yola çıktıkları gündür. Yolculukları elbette zor geçmişti. Köleliği gören neslin, eski alışkanlıkları ile özgür yaşantıyı kirletmemesi için 40 yıl boyunca Sina çölünün derinliklerinde dönüp durmuşlardı.
Pesah özgürlük bayramıdır. Almanlar tarafından Varşova Gettosu’nun duvarları arasına sıkıştırılan yüz binlerce Yahudi’nin, kendileri için yazılmış kaderlerine isyan ettikleri, ölümlerine savaşarak gittikleri gündür. Tam teçhizatlı koca Alman ordusuna karşı girişilen bu başkaldırının başarıya ulaşma şansının olmadığı biliniyordu elbette. Ancak, Mordehai Anielewitch önderliğindeki gençler, onurlu bir insan gibi yaşamak ve onurlu bir insan gibi ölmek haklarını kullanıyorlardı ve sergiledikleri bu duruşla tarihe kocaman bir not düşüyorlardı. İsyanı Pesah’ın ilk gecesi başlatarak belki de, özgür olmanın ne demek olduğunu yeniden tarif ediyorlardı. Yirmi yüzyılı aşan diaspora hayatı boyunca değişik yerlerde değişik zulümleri kayıt altına almış Yahudi tarihinde, bu isyanla yeni bir sayfa açılıyordu.
Getto ayaklanması 16 Mayıs 1943 tarihinde tam olarak bastırıldı. Kaçarak partizanlara katılan birkaç Yahudi direnişçi haricinde yaklaşık 13.000 kişi bu ayaklanma sırasında öldürüldü. Almanların kayıpları ise 100 kadardı. Varşova Gettosu tamamen yerle bir edildi. Hayatta kalan 50.000 Yahudi’yi ise Treblinka’daki gaz odaları bekliyordu.
Almanlar 1 Eylül 1939’da Polonya’ya girdiklerinde yüzyıllardır bu ülkede yaşayan, ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel hayatına azımsanmayacak katkıda bulunan 3.300.000 kişilik bir Yahudi toplumu ile karşılaştılar. Seneler sonra, Polonya, Rus orduları tarafından kurtarıldığında geriye ağır travma içindeki 300.000 kişi kalmıştı.
“Kainatın Yaratıcısı, Ulu Tanrım
İtilmiş, yakılmış, öldürülmüş altı milyon insanı hatırlamamı sağla…
Tüm bir halkın, tepkisiz insanlığın yanı başında katledildiğini unutmama izin verme…
Anılarının kalplerimizde sonsuza dek yaşamasını sağla…
Atalarımızın Tanrısı
Auschwitz’in göklerini kaplayan küllerin,
Babi Yar veya Majdenek’te oluk oluk akan kan nehirlerinin,
İnsanlığa, nefretin yıkıcı, şiddetin bulaşıcı olduğunu hatırlatmasını sağla…”
Pesah Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutlarım.