Suriye ile barış yolunda ödenecek bedel olan Golan Tepeleri’nin tamamen boşaltılarak geri verilmesini onaylayan barış taraftarı İsrailliler, bu nazik konuda Türkiye’nin arabuluculuğundan son derece memnunlar. Türkiye’nin çok önemli bir rol oynayacağını, Türk diplomasisinin bu konudaki ilk adımının her iki ülkenin en yüksek seviyedeki diplomatlarını ve Olmert ile Esad’ı yan yana getirmek olduğunu düşünüyorlar. Barışa doğru atılan bu adımın çok mantıklı ancak uzun ve zahmetli bir yol olduğu açık.
Suriye ile barış yolunda ödenecek bedel olan Golan Tepeleri’nin tamamen boşaltılarak geri verilmesini onaylayan barış taraftarı İsrailliler, bu nazik konuda Türkiye’nin arabuluculuğundan son derece memnunlar. Türkiye’nin çok önemli bir rol oynayacağını, Türk diplomasisinin bu konudaki ilk adımının her iki ülkenin en yüksek seviyedeki diplomatlarını ve Olmert ile Esad’ı yan yana getirmek olduğunu düşünüyorlar. Barışa doğru atılan bu adımın çok mantıklı ancak uzun ve zahmetli bir yol olduğu açık.
Sorun, İsrail halkının % 65’inin Esad’ın istediği bedelin ödenmesine karşı oluşu. Özellikle Suriye lideri imzalanacak barış çerçevesinde görüşmelerin başlaması için İsrail’in Golan’ı boşaltma sözü vermesini istiyor.
Unutmamamız gereken konu; Mısır’ın İsrail ile barış imzalamak için İsrail’in 1967 öncesi sınırlarına çekilme şartını koymasıydı. Aynı durum Ürdün ile de geçerliydi. Suriye barış için daha azına razı gelmeyecek. Bu nedenle Suriye ile barış yapmak isteniyorsa bu şartı kabul etmek gerekecek. Ancak Kinneret sahillerinin bir bölümünün verilmesi bu kapsam içine girerse, ne halk ne de Knesset bunu onaylayacak.
Suriye ile barış imzalamak, Mısır ya da Ürdün ile yapılan barıştan farklı. Çünkü ne Mısır ne de Ürdün, Suriye gibi İsrail’in en amansız düşmanlarına yataklık etmediler. İsrail’in en tehlikeli düşmanı olan İran ile müttefik olmadılar. Oysa Suriye, İran’ın müttefikidir. İsrail halkının çoğunluğunun, böylesi düşmanca ve olumsuz tavırları sürdürecek bir Suriye’ye stratejik önemi olan Golan Tepeleri’ni geri vermek istemeyeceği açık. Bu nedenle İsrail’in, barışın ilk şartı olarak Suriye’nin çeşitli sorunlarla ilgili politikasında köklü bir değişiklik yapması gerekiyor. Golan Tepeleri’ni geri almanın bedeli olarak Başer Esad’ın diplomatik değişimi kabul etmeye hazır olup olmadığı henüz belli değil. Eğer bir değişiklik yoksa Suriye aynı zamanda Kinneret Gölü kıyısının bir bölümünü elinde tutmak istiyor. Oysa İsrailliler ve siyasi partilerin çoğu buna karşı. Zamanında Esad’ın babasının ısrar ettiği şartları halkına kabul ettirmek için Olmert’in çok çaba göstermesi gerekecek. Uzun bir sürecin henüz başındayız ve zamanla herşey hallolabilir. Asla, asla demememiz gerekiyor.
Beyt Hanun’da yaşanan trajedi
Her ne kadar önlenmeye çalışılsa da her gün sivil ölümler yaşanıyor. Ancak en son Beyt Hanun’da bir anne ile 18 ay -6 yaş arasında dört çocuğunun öldürülmeleri, karşılıklı suçlamalara sebep oldu.
Filistinliler ailenin, bir İsrail tankından eve fırlatılan bomba nedeniyle öldüklerini iddia ediyorlar. Olay gerçekleştiğinde pazar yerinde olan baba Ahmet Ebu Muatak ailenin kaldırıldığı hastanenin önünde acı içinde “ ne büyük trajedi, bizim için kara bir gün” diye dövündü.
Bu Salı kabinede konuşan Olmert, öldürülen anne ile dört çocuğu için derin üzüntüsünü ifade etti. “Bu konuda gerçek şartları henüz bilmiyoruz. Ölümlere neden olan Hamas’tır. Bizlerin elinde olsaydı bu ölümler asla gerçekleşmezdi. Hamas, böyle bir savaşı seçti ve kurbanlardan o sorumludur” dedi.
İsrailli sözcülere göre olay daha değişik cereyan etti. İsrail askeri gücü Pazartesi sabahı erken saatlerde Negev’deki İsrail yerleşim bölgelerine Kassam füzeleri fırlatan teröristleri yakalamak üzere Beyt Hanun’a girdi. Karşılıklı ateş açıldı. Filistinli teröristlerin taşıdığı patlayıcılar İsrail ordusunca açılan ateş sonucu patlayarak ailenin ölümüne neden oldu.
Savunma Bakanı Ehud Barak’a göre, olayın tüm sorumluluğu Hamas’a ait. Zira sivil halkın arasına karışarak faaliyetlerini yönetiyorlar. Bu nedenle sivil halkın kaçınılmaz olarak ateşin ortasında kalarak öldürülmesine neden oluyorlar. Filistinliler, Gazze’den İsrailli hedeflere 20 füze ve bir düzine havan topu fırlatarak zarara neden oldular.. İsrail basını, olay yerindeki zarardan anlaşıldığına göre, ölümlerin çok büyük bir patlamadan kaynaklanan bir olaya benzediğini belirtiyor. Oysa, İsrail’in kullandığı cephane özellikle sınırlı tahribat yapabiliyor. Ancak bu Salı Haaretz’de ki yazıda “ Bu durumda Filistin yorumu tartışılsa da, daha önceleri Gazze Şeridi’nde İsrail askerlerinin sorumlu olduğu başka olaylar yaşandı. Bu nedenle insanlar Filistinlilere inanabilirler.” deniliyor. Bu olay her ne kadar ortalığı alevlendirdiyse de, ateşkes görüşmelerini etkilemedi. Ateş- kese çok sıcak bakan Hamas geçtiğimiz gün İsrail’e atılan 20 kadar Kassam’ın verdiği zararın ailenin öldürülmesine karşı yeterli bir cevap olduğunu düşünerek çabalarına devam ediyor.
Hunda olacak mı?
Bu Salı ve Çarşamba Filistin direnişçi guruplarının Kahire’de Mısır ile gerçekleşen toplantının sonucunda Hamas’ın istediği Hunda, yani barış kararı alınacak mı?
İsrail’in barış konusundaki şartlarından biri de bu. Ancak İsrail’de de düşünce farklılıkları var. Olmert, Bush ile Mübarek aynı fikirde ve ateşkesi destekliyor. Ancak İsrail ordusu, Hamas lideri Meşal’ın söylediklerine dikkati çekiyor. Meşal:“Herhangi bir ateşkes yeni bir savaş için bir ara teşkil edecek.Ve çok yakında daha güçlü olarak döneceğiz” dedi.
Bir İsrail askeri yorumcusuna göre, ordu ateşkes ile bazı sorunlar yaşayacak bu nedenle böyle bir ateşkes oluşmadan önce ellerinden geldiğince teröristleri etkisiz hale getirmesi gerekiyor. Eğer ateşkes sağlanacaksa, Bush’un bölgeyi ziyaretinden ve Knesset’te 60. yıl konuşması yapmasından önce gerçekleşecek. İki hafta içinde Kudüs’te büyük bir kutlama olacak ve şimdiden hiç bir otelde yer kalmadı.
Bu yazıyı kaleme aldığım sırada, Sderot üzerine Kassamlar fırlatılmaya devam ediliyor. Sabah saat 10’a kadar 10 kadar Kassam füzesi ve çok daha fazla sayıda havan topu fırlatıldı. Sderot halkı şok yaşıyor. Bu arada Beyt Hanun’da yaşanan trajedinin soruşturması devam ediyor. Bir albay perşembe gününe kadar rapor hazırlamak üzere görevlendirildi.
Bağışçıların Konferansı
Önümüzdeki perşembe Filistin’e yardım eden ülkeler Londra’da toplanacaklar. ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın yanı sıra İsrail Dışişleri Bakanı Tsipi Livni de konferansa katılacak. Politik çevrelerde Livni’nin bir çok sorulara maruz kalacağı ve bu nedenle onun için zor bir konferans olacağı konuşuluyor. Özellikle İsrail’in Gazze üzerinde uyguladığı ekonomik ambargo, aldığı güvenlik önlemleri tartışılacak.Verilen bilgilere göre İsrail Batı Şeria’da değişiklikleri uygulamakta başarısız olduğu, Filistinlilerin yaşamını kolaylaştırmak için çok az uğraştığı konusunda suçlanacak. Dünya Bankası ise bölgeye aktarılan 7,7 milyar doların yapılan ambargo sonucu etkili olmadığını iddia ediyor. İsrail’e göre konferansta sunulacak belgeler, Hamas’ın bölgedeki olumsuz rolüne, Filistinlilere yardım eden İsrailli sivillerin ölümüne dikkati çekmeyecek. Bu nedenle konferans boykot edilecekti ancak son anda fikir değişti. Aksine durumun daha dengeli bir şekil alması için geniş çapta diplomatik çabalar sarfedilmesi gerektiği kararı alındı.
Konferansta Tony Blair Filistinlilerin yaşamını kolaylaştırmak için bir önlem paketi sunacak. Eğer ateşkes sağlanır ve devam ederse ekonomik sorun büyük ölçüde çözülebilir. Ordu ise bu konuda oldukça şüpheci. Zira daha çok yakın bir zamanda Filistinlilere yardımcı olan İsraillilerin öldürülmüş olması hiç de teşvik edici değil.Yine de barış için denemek gerek.