18 yaşındaki genç, düştüğü çalışma kampında ayağındaki küçük bir sakatlık nedeniyle kampın doktoruna görünür. Genç doktorumuz Yahudi genci süzer ve “ne kadar da yakışıklı ve sportif birisin” der. Sonra, ne mi olur? Bu dünyada hala adalete inananınız varsa eğer, gerisini okumasın lütfen...
18 yaşındaki genç ayağındaki küçük bir sakatlık nedeniyle kampın doktoruna gider. Göreve yeni gelmiş Avusturyalı genç doktor Yahudi gence bakar ve “ne kadar da yakışıklı ve sportif görünümlüsün, dişlerin de ne kadar sağlıklı, sporcu musun sen?” der. “Evet efendim futbolcu ve yüzücüyüm ama maalesef burada, çalışma kampında olduğumdan spor yapamıyorum” diye cevap verir, gencimiz, endişe ve giderek artan korkuyla...
Tarih 1941’in Ekim’i, yer ise Avrupa’nın orta yerindeki ünlü Mauthausen Ölüm Kampı’dır.
27 yaşındaki doktor hiç istifini bozmadan genci yatırır. Biraz uyuşturucu verir. Ve cerrahi müdahalesini yapar!. Gencin bir böbreğini çıkarır. Sonra diğerini çıkarır vücudundan; yetmez bir de hadım eder! Ve daha sonra -okurlarımdan özür dileyerek yazıyorum. Zira yazmak lâzım, hatırlatmak lâzım. Ben yazmazsam, birileri yazmazsa, konuşmazsa, bağırmazsa, isyan etmezse insan olduğumuzu nasıl hatırlarız!- gencin kafasını vücudundan ayırır. Ve sonra bir inanılmazı daha gerçekleştirir doktorumuz. Gencin güzel dişlerini masasının üzerinde sergilemek için kopan kafayı kaynar suya atar. -Buraya kadar okumuşsanız, devam edeyim ve bitireyim. Aksi halde sonraki paragrafa geçiniz lütfen!- Organlardan ve deriden arınmış kafatası ‘mükemmel dişlerle’ ortaya çıkar ve doktorumuzun masası, 4-5 saat önce capcanlı olan 18’lik gencin kafatası sayesinde anatomi dersi için hazır hale gelir!...
Doktorun adı Aribert Heim’dir. Nazi Avcısı Simon Wiesenthal Merkezi’nin bu hafta yayınladığı, dünyanın en çok aranan 10 Nazi savaş suçlusu listesinin başındaki insan(!)dır. Yukarıdaki hikâyeyi 1950’de Amerikan savcısına Yahudi olmayan bir kamp tanığı, Karl Lotter anlatmıştır... Aribert Heim’in, bugün yüksek ihtimalle hâlâ hayatta olduğu ve 94 yaşında Arjantin’de Patagonya Bölgesi’nde göl kenarında kayak merkezi olmakla ünlü San Carlos de Bariloche’da yaşadığı iddia ediliyor. Lakin henüz bulunamamış durumda çünkü o da, Arjantin’in meşhur Devlet Başkanı Juan Peron’un faşistlerle bağlantıları sonucu evini açtığı katil naziler gibi bu ülkede yıllardır normal insan gibi yaşamış, kâh gizlenerek, kâh susarak ama pek de yakalanma riski yaşamadan. Sadece Holokost’un mimarlarından Eichmann ile ‘kasap’ Klaus Berbie ve bir başka ‘kasap’ Erich Priebke yeni Arjantin tangosu yapamadan kanlı ama çok kanlı geçmişlerinin bedelini ödediler. Lakin yüzlercesi ya eceliyle öldü, Latin Amerika ülkelerinde ya da bugün hâlâ nefes alıp veriyorlar, adaletle dalga geçerek!...
Aribert Heim, sadece 2 ay kalır Mauthausen’de. Zira, topladığı Yahudi gençlerin kalplerine benzin enjekte ederek kimin daha önce öleceğini kronometre ile ölçecek kadar hayvanüstü gaddarlığa devam edince, muhtemelen -iyimser tahminle tabii ki- görevden alınıp işgâl edilmiş Finlandiya’ya, en kuzeydeki Oulu şehrinin hastanesine atanır. 1945’te ise Amerikan askerleri tarafından tutuklanır. Adalet bir nebze yerini bulur gibidir. Lakin, o tarihlerde çok görülen sahte evrak düzenlemeleri sayesinde serbest kalır ve 1962 yılına kadar Almanya’da Baden Baden şehrinde jinekolog olarak çalışır. O yıl yapılan bir soruşturmada geçmişi ortaya çıkarılır ama adelet yine havada kalır ve kaçar...
İspanya, Uruguay, Arjantin, Paraguay, hatta Mısır ve sonra Brezilya derken tekrar İspanya’ya döndüğü anlaşılır 2005’te. Yani sadece üç yıl önce!
Ve şimdi, Simon Wiesenthal Merkezi’nin, adaleti her şeye rağmen yakalama peşindeki yeni avcısı, Efraim Zuroff’un bulgularına göre, kuvvetle muhtemel Bariloche’da yaşıyor. İlk eşinden olan iki oğlu Almanya’dalar ama babaları hakkında susma haklarını kullanıyorlar! Ele geçirilen telefon konuşmalarına göre anneleri her sene oğullarını babalarının doğumgününü hatırlatmak amacıyla ararmış. Arjantin’deki eşinden olan 64 yaşındaki kızı ise Bariloche’a iki saat uzaklıkta sınırın ötesinde Şili’de, Puerto Montt’da yaşıyor ve o da susuyor! Ve ilginçtir, ne kızı ne oğulları Heim’in ortaya çıkan gizli 1 milyon euroluk hesabını üstlenmiyorlar. Çünkü, Efraim Zuroff”a göre doktor yaşıyor!...
Simon Wiesenthal Merkezi, ‘Son Şans’ adını verdiği son çalışmasında 202 Nazi suçlusunu aradığını açıklıyordu hafta başında. Doktorumuz Aribert Heim’in bulunması için de 500 bin Amerikan Dolarlık ödül koymuşlar...
Adalet duygusu kalır mı sizde bu hikâyeyi dinlediğinizde?
Belki siz bu satırları okurken, Heim, göl kenarındaki Bariloche Meydanı’nda fondüsünü tadıyordur Arjantin tangosu eşliğinde, gizli kimliği ve yaşlanmış, tanınamaz suratıyla...
Var bir yerde bir yanlışlık, ama nerededir?
Hele hele, Holokost’u Yahudilerin yarattığı gibi alçakça bir iddiayı, gazetelere haber diye koyanlar oldukça bu dünyada,
Adalete ‘elveda’ deme zamanı gelmiştir, geçmiştir bile......