Dünyamızı tehdit eden tehlike

Köşe Yazısı
7 Mayıs 2008 Çarşamba

Yakup ALMELEK


İki hafta önce Şalom’daki köşe yazımın son paragrafları aynen şöyleydi:

‘’İcat edilmeyi bekleyen çok şey var.

Sir Isaac Newton yer çekimini buldu ve insanlar fezaya çıktılar, aya gittiler. Einstein kütle ile enerji arasındaki bağları açıklayan teoriler üretti.

Bir gün de birileri çıkacak çevre kirliliği insanlığı yok etmeden, çevre kirliliğini önleyecek bir şeyler icat edecek.

Enseyi karartmayalım. Elbette ki edecek. Bekliyoruz.”

Aklın yolu tektir veya birdir diye bir söz vardır. Bunu kanıtlayan yazılardan bir tanesine daha rastladım. 28 Nisan 2008 tarihli Time dergisinde. 42. sayfasının başlığı:  invent, invent, invent…  Bizim Türkçemizle: icat et, icat et, icat et…

Şu rahatlıkla anlaşılıyor: Dünyamızın ciddi ve etkili buluşlara gereksinimi var. Başka türlü gelecek kuşaklara rahat yok.

Kestirmeden ve de içimize sinerse bunu da onlar düşünsün diyebiliriz elbet. Ancak bu kişiliğimize ve insan oluşumuza ne kadar yakışır; bu da faslı diğer... 

Time dergisinin bir önerisi:

Önümüzdeki on ile yirmi yıl içinde, tabiat ve enerji ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz!

Çevrecilerin amaçları bu.

Sevinilecek bir gerçek de, binlerce aydınının alternatif enerjiler ile İlgilenmesi. Özellikle solar enerji diye adlandırılan güneş enerjisi ile.

Bugünün buluşları genelde ciddi finansal güç gerektiriyor. Bir elma ağacının dibinde oturup istirahat ederken başına düşen, elmanın düşüş nedenini araştırarak yerçekimi kanununu bulan Sir Isaac Newton’un devrinde değiliz artık.

Laboratuar aşamasındayız. Bunu fiili denemeler takip ediyor. Her biri milyonlarca, hatta milyarlarca doları bulan girişimler ve ça¬lış¬malar mevcut.

Bugünkü bilim adamları trilyonları aşan mali imkânlarla mücehhez olmak ihtiyacındalar.

Bu konuda başa güreştiğini söyleyen Amerika Birleşik Devletleri ne yapmakta: yılda beş milyar dolarlık bir bütçeyi, yeni güç kaynakları yaratmak ve sarf olunan enerjiyi geri kazanması için bilimin emrine sunuyor.

Aynı ülkenin Irak savaşı için 2008 yılının ilk aylarında, her ay 12 milyar dolar harcadığı da dergide yazıyor. Bu durum devam ettiği takdirde, USA yurttaşları, 144 milyar doları Orta Doğudaki bir ülkeyle savaşmak için bu yılın sonuna dek sarf edecekler. 

Dram veya melodram tiyatro sahnesinde yer alır. Daha da acısına politik yaşamda rastlıyoruz:

Bilimde araştırmalar için yılda 5 (beş) milyar dolar.

Bir ülkeyle savaşmak için yılda 144 (yüz kırk dört) milyar dolar. 

Ve en acısı, yılda bir buçuk trilyon dolar askeri harcamalara ve özellikle savaş endüstrisine gidiyor.

Ve her gün Afrika’da binlerce çocuk açlıktan ölüyor

Ve yer küremiz çevre kirliliği ve aşır ısınma tehlikesi ile karşı karşıya            

Dünyamız ne yazık ki mantıki ekseninden kopmuş bir halde.