İsrail bu hafta kuruluşunun 60. yılını kutladı. Son günlerde yaşanan olaylar İsrail’in varlığını tehdit eden unsurların ve buna karşılık dünya ülkeleri arasında itibarlı konumunun bir özeti oldu.
İsrail’i tehdit eden tehlikeler şöyle sıralanıyor: İran ve onun uydusu halini alan Hizbullah ve Hamas’ın güçlenmesi; İran’ın nükleer silaha sahip olma yolundaki gelişmeler; Hizbullah’ın, Lübnan’da yeniden başlattığı çatışmalar; Hamas’ın eskiye oranla çok daha ölümcül füzelere sahip olması -ki son günlerde İsrailli iki sivilin güvenli sayılan bir bölgede katledilmesi bunun ispatı oldu-.
Mısır, altı aylık bir ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesi için çaba gösteriyor ancak gözlemcilere göre böylesi bir antlaşma sonrasında çok daha ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir. Zira ateşkesten sonra hatta öncesinde bile Hamas güçlenerek yeniden saldırılara yeltenebilir. İsrail’i farklı bir açıdan tehdit eden diğer bir konu da; ülkenin siyasi sisteminin zayıflığından kaynaklanan politikacıların yolsuzlukları ile ilgili davalar. Örnek olarak eski Maliye Bakanı Hirshsohn, 2,5 milyon şekel yolsuzlukla suçlandı. Şimdilerde Başbakan Olmert aleyhinde suçlamalar var. Gerçi suçlu olduğu ispat edilene kadar masum sayılmalıysa da, aleyhindeki suçlamalar ve yapılan soruşturmalar politik gücünü zayıflatabilir. Oysa bu dönemde Olmert’in her zamankinden daha güçlü olması gerekiyor.
ABD Başkanı Bush, İsrail’e 60. yıl kutlamaları çerçevesinde yapacağı ziyaretten önce Başbakan Olmert’in namuslu, kolay iletişim kurabilen, stratejik anlamda iyi bir düşünce adamı olduğunu ve kendisiyle çok iyi ilişkilerinin bulunduğunu açıkladı. Tabii böyle bir açıklama İsrail’in karşı karşıya kaldığı ve uzun bir süre devam edeceği varsayılan bu olumsuz durumu telafi etmek için yeterli değil. Eğer çok gerekli olursa Olmert’in yerine Tsipi Livni ya da bir başkası geçebilir. Ama şimdi önümüzde Şimon Peres’in davetlisi olarak Kudüs’e gelen yüzlerce siyasi liderin, bilim adamlarının, entelektüellerin, yazarların, filozofların, mucitlerin, iş adamlarının, katılacağı “ Yarınlara Bakış” konulu önemli bir konferans var.
Konferansın amacı
Başkanlar seviyesinde yapılan böylesi önemli bir konferansın amacı; yeni ilişkiler kurmak isteyen, fikirler üretecek, iyi niyetli kişilerin Kudüs’te bir çatı altında toplanması ve nasıl daha iyi bir gelecek için olacağı yaratıcı kararlar alınması. Peres’in bu toplantıya ne denli önem verdiğini, dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunlara çözüm olabilecek yeni fikirlere açık olduğunu biliyoruz. Ancak bu toplantının bir başka amacı daha var. İsrail’i yok etmek isteyen İran ve diğer radikal güçlere, İsrail’in dünya için büyük önem taşıdığını göstermek.
14binden fazla polis, üst düzey konukların güvenliğinden sorumlu olacak. Bush’un güvenliğinin nasıl sağlanacağını hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sonuç olarak Kudüs’te trafik zaman zaman felç olacak. Bunun bir örneğini Bush’un dört ay önceki son ziyaretinde yaşadık. Şimdi çok fazla ziyaretçi beklendiğinden durum daha da kötü olacağı öngörülüyor. Bush’un başkanlık görevinden ayrılmadan İsrail’e olası bir İran füze saldırısına karşı ve Ahmedinecad’ın hiç ummadığı çok değişik bir roketsavar savunma sistemi hediye etmesi bekleniyor.
Bu satırları yazdığımız sıralarda konferansa ev sahipliği yapan Peres, Polonya Devlet Başkanını kabul ediyor. Sırada diğer ülkelerin başkanları da var. Polonya Devlet Başkanı Kaczysky, bir zamanlar Polonya’da yaşayan büyük sayıda Yahudi cemaatinin hatırasını korumak için işbirliği yapmaları gerektiğini söyledi. Hırvatistan, Gürcistan, Arnavutluk devlet başkanları ile Slovakya başbakanı ve daha bir çok önemli kişiler bu satırları yazarken yola çıktılar.
İsrail-Hamas ateşkesi
Bugünkü İsrail gazeteleri İsrail’in Mısır’ın önerisi olan Gazze Şeridi’ndeki altı aylık ateşkese olumlu baktığını yazdı. Ancak İsrail, iki senedir esir tutulan askeri Gilad Şalit’in Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında iadesi konusunda bir anlaşma sağlanmasını istiyor. Hamas’ın İsrail’e ölümcül saldırılarda bulunan 450 tutuklunun serbest bırakılmasını istediği biliniyor. Bazı kaynaklara göre İsrail şimdiye kadar sadece 75 tutuklunun serbest bırakılmasını kabul etti. İsrail Güvenlik Servisi, Hamas’ın serbest bırakılmasını istediği tutukluların salıverilmesine karşı. Ancak itirazları gittikçe zayıflamaya başladı. En son İşçi Partili Ben-Eliezer radyoda yaptığı bir konuşmada “Şalit’in serbest bırakılması için herhangi birini salıverebiliriz” dedi. Bundan anladığımız kadarı ile İsrail, ateşkes çerçevesinde düşündüğünden çok daha fazla tutukluyu serbest bırakmaya hazır. İsrail, Mısır’ın bu anlaşmaya verdiği önemin bilincinde. Çünkü anlaşma olmadığı takdirde Hamas, Gazze halkını daha öncede yaptığı gibi Mısır sınırını ihlal etmeleri yönünde teşvik edecek ki bu ne Mısır’ın ne de İsrail’in istediği bir olay değil. Bu nedenle İsrail bir formül bulmak için çok istekli ama Hamas’ın da Gilat Şalit’in iadesi için bir çaba göstermesi gerek. Oysa her ne kadar bir taktik olduğu düşünülse de Hamas’ın son söyledikleri teşvik edici sözler değil.
Olmert hakkında soruşturma
İsrail Polisi Olmert’in Kudüs Belediye Başkanı iken ve daha sonraları Endüstri veTicaret Bakanı olduğunda Amerikalı iş adamı Moris Talansky ile yaptığı işbirliği konusunu açığa çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Ailesi Kudüs’te yaşayan işadamı, Olmert’e sekreteri aracılığıyla yüzbinlerce dolar verdi. Polis Olmert’in aldığı para karşılığı işadamına herhangi bir teklifte bulunup bulunmadığını araştırıyor. Ancak Talansky’nin 4,5 saat sorgulanmasına karşın polis elle tutulur bir şey bulamadı. Polis ABD’li işadamının Olmert’e karşılık beklemeden para verdiğine inanmıyor. Belki de Olmert’in ileri bir tarihte işlerini geliştirmesi konusunda yardım edeceğini düşünse de Talansky İsrail’de herhangi bir iş yaptığını ya da yapma niyeti olduğunu inkar etti. Polise göre alınan paranın tamamı seçimlerde harcanmamış olabilir. Özel amaçlarla kullanıldığı ise ispat edilmesi zor bir durum.
Önemli kamuoyu yoklaması
Yeni kamuoyu araştırmalarına göre bu durumda İsraillilerin %60’ının Olmert’in ülkeyi yönetemeyeceğini düşündüğünü gösteriyor. %38 ise, olumlu düşünüyor. Olmert yerine Kadima Partisi liderliğine kim geçecek? %41’i Tzipi Livni derken, %16’sı Mofaz diyor. Livni ile Olmert arasında ilişkiler diğer Kadima liderlerinde de olduğu gibi soğuk görünüyor. Livni’nin sessizliği değişik yorumlara neden oluyor.