Vayikra kitabına nokta koyan bu iki peraşa uymamız gereken bazı sosyal kuralları da beraberinde getirir. Bu peraşalardan Behukotay ise karşımıza her zaman olduğu gibi seçmemiz için iki seçenek getirir. Bunlardan bir tanesi Tanrı’nın emrettiği yoldur ve sonunda mutluluk vardır. Diğeri ise asla uymamamız gereken yoldur ve bunun sonucunda “lo alenu” yıkım ve felaketler vardır.
Behukotay peraşasında Tanrı uymamız gereken yolu gösterip bize vaadlerini sıralarken yağmurları zamanında vereceğini ve topraktan istediğimizden daha fazla ürün alacağımızı ifade eder. Bu noktada Tanrı’nın bir isteğine dikkatimizi çekmek gerekir.
Tanrı bu dünyayı belirli bir düzende ve mükemmel olarak yaratmıştır. Bu mükemmeliyet yağmurların zamanında yağmasını ve doğal olayların lüzum olduğu gibi her şeyin zamanında olmasını gerektirir. Tanrı zaman zaman mucizeler yapar. Bu mucizeler Tanrı’nın doğal işleyişe müdahalesi ile gerçekleşir. Sözgelimi gökten man adlı gıdanın yağması veya Kızıldeniz’in yırtılması gibi. Ancak Tanrı bir mesaj vermek istediği zaman bu yola başvurur. Günümüzde de Tanrı’nın mucizeleri devam etmektedir. Tanrı her gün her an mucizeler yaratır. Ancak bu mucizelerini kendi yarattığı doğal dengeyi bozmadan doğal olayların akışına göre gerçekleştirir. Bu noktada yağmurların zamanında yağması ve ürünün fazla fazla alınmasının bizlere verebileceği bir başka mesaj da olabilir.
İnsanoğlu Adam zamanından beri toprağı işleyerek veya bir başka işte çalışarak geçimini sürdürür. Tanrı man gıdasını yağdırmış ve atalarımızın çölde aç kalmalarını engellemiştir. Ancak Kenaan topraklarına geldiğimizden beri bu gıdanın yağması durmuş ve atalarımız artık çalışarak ekmeklerini kazanma durumuna gelmişlerdir. İnsan çalıştığı, çabaladığı sürece eğer Tanrı’nın yolunda da yürürse elbet Tanrı ona bunun armağanını verecek ve hakettiği ürünü almasına yardımcı olacaktır. Ancak Talmud bu konuda bizleri bir kez daha uyarır. “Para karşılığı efendisine hizmet eden köleler gibi olmayınız” sözü ile izlememiz gereken yolun Tanrı’yı Şema duasında okuduğumuz gibi bütün kalbimiz, canımız ve varlığımızla sevmek olduğunu ifade eder.